Sevginar Sali

Durdurun dünyayı inecek var da...

Ruhumuz hasta olmadan bedenimiz hasta düşmezmiş!
Bir diğer iddia da şöyle; Bedenimiz değil bilinçaltımız bizi hasta ediyor…
Her iki durumda da hastalanmamız için yeter de artar miktarda sebebimiz var… Sadece istirahat edecek, dinlenecek veya iyileşmek için ayıracak zamanımız yok!
Malum “Domuz gribinin değişik bir versiyonu” olarak tabir edilen bir salgın var… Kimi görsem hasta veya hasta olma adayı…
Sağlıkçılar böyle bir salgın karşısında okulların tatil edilmesi gerektiği görüşünü belirtse haklarında soruşturma açılması kaçınılmaz. Gerçekleri saklamak siyasetçilerden çıktı tüm meslek temsilcilerinin birinci vazifesi…
“Daha iki gün önce İstanbul'un göbeğinde 39 kişi katledilmiş, senin derdin grip salgını mı?” diyenleriniz son derece haklı! Ama ben bu olayı ne konuşmak, ne yazmak, ne görmek istiyorum… Dün geceden beri bütün kanallar, sosyal medya ve basında yer alan tarifini yapmam mümkün olmayan o yaratığın bize yaşattığı vahşeti gündemime sokmamak için direniyorum…
Yaz başından beri bize hayatı zehir eden bir aklını yitirmişe kızıyoruz ya… Konu ondan ibaret değil, bu son yaşadıklarımız ışığında anlamak zorundayız… O ve arkasındakilerin bize yaptığı her şeye biz izin verdik… Ama zaaflarımızla, ama eksikliklerimizle, ama güvensizliklerimizle geliştiremediğimiz tüm yanlarımızla, zayıf düştüğümüz tüm yönlerimizle canımızı yakmasını bırakın söküp yerinden alması; biz biraz daha akıllı ve uyanık olsak mümkün olmazdı…
Onu geçtim; geçilecek gibi de değil, geçilip kurtulacağımız gibi hiç değil kabul ama ben geçmek istiyorum… İki gündür 39 cana mal olan başka bir manyağın bizden başlayarak dünyaya yaşattığı acı ve korkuya gelmek istiyorum çünkü… Hala yakalanamadı, aramızda geziyor veya bir yerlerde saklanıyor…
Biz ne ara bu kadar birbirimizden uzaklaştık da dayanak olacak mesafeler insanlığımızı aldı uzaklara götürdü aklım almıyor…
Terörün kol gezdiği, suikastların eksik olmadığı, sanal ortamda göz oymacılığı ustalığında dünya liglerini zorladığımız koşullarımızda ruhumuz veya bilinçaltımızın sağlıklı kalması imkânsız.
Keşke başımızdaki en büyük tehlike grip salgını olsa değil mi?
“Durdurun dünyayı inecek var” demek isterdim ama gidecek başka bir yerimiz yok… Biz kötülük ve olumsuzluk enflasyonu yaşarken birilerinin eğlenmek ve rahatlamak için İstanbul'a uzak diyarlardan gelip, hayatlarını kaybetmesi kaderin garip cilvesi!
Pek çok ülkede şu anda bizdeki kadar konsantre olmasa da yaşanan kötülüklere kendi sınırlarımızda şahit olunca ister istemez hem daha çok etkileniyor hem de daha büyük bir duygusallıkla konulara tepki gösteriyoruz. Dünyayı kurtarmakta gücümüz yetersiz kalır ama Allah aşkına kendimize bir çeki düzen verelim artık.

***
Tapu Müdürümüz, müdür yardımcıları ile birlikte açılan soruşturma kapsamında görevinden uzaklaştırıldı.
Dün de İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü M.K. Emniyette ifade verdikten sonra Savcılığa sevk edildi. Konu Öğretmenevi yenileme süreci ile ilişkilendiriliyor...
Geçmiş dönem meclis üyelerimizden T.M.'in Silivri Emniyetindeki sorgusu devam ediyor. Bazı isimlerin bilgisine başvuruluyor. Soruşturmanın Silivri ayağında ilginç isimlerin adları geçiyor. Resmi bir açıklama olmadığı için iddialar havada uçuşuyor…
Durum bu kadar karışıkken kim nasıl bir açıklama ile kamuoyunun karşısına geçmeye cesaret edebilir ki zaten…
Aklınıza, kendinize mukayyet olun!

YORUM YAP