Adil Sirkecioğlu

Ben Gazeteciliği Öğrenmeye Çalışırken,Başkaları Siyaseti Öğrendi!

Gazeteyi alıp, köşeme göz attığınız saatlerde gündem tamamen değişmiş olacağından, yazımı sıkıcı bulabilirsiniz. Muhtemelen Silivri olarak adaysız kalma nedenlerini tartışıyor, kesinleşen parti listelerinin başarı şansını konuşuyor olacaksınız. Beklenen isimlerin yanında beklenmeyenlerin varlığı; artıları, eksileri bilhassa partililerce epey irdelenecek. Kendi adıma sürprizle karşılaşmayacağımı düşünüyorum. Yakışık olmayan davranış Enver Aysever’in bölgemiz 16. sırasında yer alması karşısında istifası oldu. Genel Başkan iradesine teslimiyeti kabul edip de, bu şekilde davranmak hoş değil. 16 değil de 6. sırada yer bulunabilseydi iyi CHP’lilik devam edecekti.

İlçemizde Işıklar yönetimindeki ikinci yıl değerlendirmeleri sönük geçti. Nisan ayı Belediye Meclis toplantılarında, faaliyet raporu görüşmeleriyle geçiştirildi. Bu arada yurt dışı gezisinden dönen meclis üyemiz Rafet Keskin’in bütün gazeteciler için düşündüğü küçük ama anlamlı hediyesi için teşekkür ederim. Önyargılarından kurtulup, kendini aşmaya başladığını memnuniyetle takip ediyorum.
Bugüne kadar yapılanlar içinde en kapsamlı faaliyet raporu kitabını inceledik. Görüşmeler sırasında seviye kısmen korunmuş olsa da; dişe dokunur, kayda değer bir iz bırakmadığını söyleyebilirim. Kelepçe taktırmaktan vazgeçip, ihalesi iptal edilen şahsa dua edilmesi tavsiyesiyle “bit yeniği” şüphesi devam ettirilmek istendi. Günaydın’ın aceleciliği ve acemiliği vurgulanırken, yargıya intikal eden bir konudaki sazanlık gözden saklanmaya çalışıldı. Faaliyet kapsamında görülen, değerlendirilen yaşlı konuk evindeki çirkin olay “Oğlum Metin” mektubuyla ve bakanlık nezdinde teşebbüsle kayda geçirildi. Çirkinlikleri, rezillikleri gündeme getiren, destekleyen, teşvik eden, sahiplenenler hakkında Işıklar’ın söylediği sözler yenir, yutulur cinsten olmadığı halde gocunan olmadı. 12 Haziran’dan sonra “Oğlum Metin”le başlayan yeni mektupların varlığına şahitlik edeceğiz.
Meclis üyesinin partisi, çocuk sayısının yanlışlığı, eleştirilerinin yanında en ilginci; görevden alınan veya istifa eden başkan yardımcısı, milletvekili adayın hesabının sorulmasıydı. Garip geldi ve geçen seneki konuşmadan sonraki dayanışmayı hatırladım! Faaliyet kitabında yer alacak Abdullah Yıldırım isminin, adaylık sürecinde propaganda özelliği taşıyor manasına geleceği için daha çok eleştirildi. Mavi boncuk dağıtırken bile tutarlı olmak gerekiyor.
Işıklar kasten usul hatası yaptı. Gündem maddesine geçildiğinde terk etmesi gereken başkanlık makamını fazladan yirmi dakika işgal etti. Muhalefetten itiraz, kendi gurubundan ikaz gelmediği için sakin bir şekilde faaliyetlerini sıraladı. Eleştirileri cevaplamak için söz aldığında konuşmasının üç yerinde “İlçe Başkanı” tabirini özellikle kullandı. Bu şekilde üç kuş birden vurmuş oluyor. Sözleriyle meclisteki muhalefeti, meclis dışındaki Ak Parti’yi ve muhtemel rakibini refüze edebilmenin zevkine varıyor. “Ben İlçe Başkanıyım. Kimseye hesap vermem.” Anlayışındaki kafa yapısı; hesap sorabilme becerisinden hızla uzaklaştığı gibi, düştüğü durumun vahametini de kavrayamıyor.

Devamı 12 Nisan 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP