Sevginar Sali

Verilen eli tutalım, kol yerinde kalsın

İnsanın doğasında var sahip olduğuyla yetinmemek ve her zaman daha fazlasını istemek… Bir kereye mahsus yanlış olana göz yumarsınız ‘ağzım, burnum' diyene kadar ‘yol' olduğunu görürsünüz. Alınırken ses etmediğiniz haksız imkanları geri almaya veya sonlandırmaya kalkınca kıyametin içinde bulursunuz, düzen koruyucusu olsanız bile, kendinizi.
Bir işletmeye 10 masa şartıyla verilen iznin takibi yapılmazsa genişleme çalışmalarının yaratacağı sıkıntı kaçınılmazdır. Yasal hale bozulan süreci döndürmek ise başa bela olmakla birlikte bir noktadan sonra ciddi zorunluluktur.
Salı günü Silivri Belediye Başkanı zabıta ekipleri ve yetkilileri ile toplandı, değerlendirmede bulundu. Verilen işgaliyelerin iki katı kullanım alanlarına yine ses eden olmazdı da vatandaşın yürüyecek yeri, şehrin nefes alması için yapılan yeşil alanlarda derman kalmadı.
İşletmeler yasal sınırlarında kalmalı, kaçak olan yerler hakkında da gerekli işlem yapılmalı; yoksa “Taşmayı gören yerel yönetim, kaçağı nasıl görmüyor?” gibi sorular ile muhatap olma sevimsizliğinin önüne kimse geçemez…
Sahilde kimin tarafından ruhsatlandırıldığı muamması çözülemeyen, kaçak olduğu halde kimsenin işlem yapmaya yanaşmadığı son derece güzide yerlerimiz var maalesef! Kimi işletmeler yasal sınırları içinde kalırken, başkalarının gayri resmi şekilde alan genişliğine gitmesi ilk kategoridekilerin kendisini kötü hissetmesine neden olmakta. Yasa ve kurallara uyan kişileri ‘enayi' pozisyonuna kamu kurumları eliyle, etkisinde sokmanın manası yok, ancak devamında çok ciddi zararı olacağı kesin.
Hakkı olandan daha fazlasına alışan insanlara, azına razı etmek sancılı ama olması gerekendir. İşletmeciler kuralları hiçe saymanın bedelini, belediye de karşı karşıya kaldığı tepkiler ile bugüne kadar göz yummanın faturasını ödüyor.
Hakkı ve hukukuna sahip çıkanlar başkalarının da aynı duruş içinde olduğunu unutmazsa konular çok daha kolay rayına girer kanımca.
İşletmelere işgaliye bölgelerine göre getirilen düzen, kamuoyu beklentilerini kontrolsüz bir artış içinde seyreden seyyar satıcılar hususunda da iyimserliğe sürüklemekte. İnşallah sonucu hayal kırıklığı olmaz.
Sahilimiz düzenli olursa insanlar daha çok çıkar ve bu durumdan keyif alır. Sahil yürüyüşünden üzerine sinen haşlama ve kızartma kokularından, adım atamadığı yollardan sinir olmuş olarak dönen insanlar başka yerlere kaçar. Bölge esnafı belediyeden daha pragmatik konuya yaklaşmalı; ticari aklını kullanmalı, mantığını devreye sokmalı. Duygusal çıkışların ne yeri ne yararı olur… Çok insan iyi iş demek değil. Düzgün müşteri portföyü ve memnuniyetin geri dönüşümü daha keyifli ve de nitelikli olur. Bunu sahildeki işletmelerimiz de biliyor… Unutanlara anımsatmış olalım…
Sahil işletmecileri belediyenin uzattığı yardım ve destek elini gönül rahatlığıyla tutsunlar… Bir elin nesi var iki elin sesi var : )
Belediyenin kolunu kopartmak yarar getirmez, emin olun…
Binilen dalın kesilmesi hepten hata olur...

YORUM YAP