Adil Sirkecioğlu

ŞÜKÜRLER OLSUN


Uzun süredir gerginliğin tavan yaptığı siyaset dünyamızda, en az gerginlik yaşanan bir cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Geçmişteki seçimlerle kıyaslandığında demokrasi yolunda aldığımız mesafeyle gurur duymamak mümkün değil. Meclisin etrafı askeri birliklerle kuşatılıp, genelkurmay başkanlarının cumhurbaşkanı seçtirildiği günlerden bugünlere gelmek kolay olmadı. Darbe yapan veya emekli paşaların cumhurbaşkanlığı furyasından sonra ilk sivil cumhurbaşkanıyla rahmetli Özal sayesinde tanıştık. Genç subayların öncülüğündeki "alışmadık” tepkilerine alışırsınız yumuşaklığıyla cevap verildi. Kolay değildi demokrasiyi sindirmek. Alışmadık midelerde hazımsızlığa yol açıyordu.

Bir önceki seçimde oynanan oyunlar, kurulan tezgahlar, yapılan mitingler dün gibi hafızalarda. Bugün herkesin kabul ettiği Abdullah Gül’ün seçilmemesi için her türlü yol denenmişti. Genelkurmay muhtırası, övünç madalyası gibi siteye asılmıştı. Tam bir hukuk garabeti olan 367 uydurmasıyla seçimlerin ertelenmesi kar sayılmıştı. Tehditle meclise sokulmayan vekiller, karşı çıkmaya zorlanan genel başkanlar, pişmanlık ve vicdan azabı yaşayan vekilleri ibretle izledik. "Ordu göreve” sloganları atılan cumhuriyet mitinglerini hiç unutmadık. Tüm bu gelişmelerin izleyicisi, organizatörü, finansörü görevdeki cumhurbaşkanını ülkede gerginlik yaratıyor diye suçlamak aklımızdan bile geçmedi. Anayasa kitabı fırlatıp, krize neden olması önemli bile değildi. Marketten karı koca birlikte alışveriş yapıyorlardı ya, o bize yeterdi.

Daha fazla saymak istemediğim demokrasi dışı davranış ve uygulamalardan geçip bu günlere geldik, gelebildik. Bu mübarek günde Allaha binlerce şükürler olsun. Milletin duaları kabul oldu. Çok yavaş da olsa ülke demokrasi yolunda hayli mesafe aldı. Yaşanacak seçimde sadece parti başkanlarının gönlünce aday tarifleri kaldı. Hoş görülüp "kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş” mertebesinde tebessümle karşılandı. Kendilerini adaylığa layık göremeyenler, buldukları adayın yaptıkları tarife uygunluğunu ispatlayamama sıkıntısı yaşıyorlar. Bütün sıkıntı ve derdimiz bu kadarla kalmasına şükredelim. Yeni geziler, kumpaslar, paralel ve her türlü geometrik şekillerden Allah bizleri muhafaza etsin. PKK yol kessede elli, yüz kişi öldürse beklentisi içindeki kanı bozuklar hep olmuştur ve olacaktır.

Makama saygıdan dolayı bu satırların yazarı olarak seçim sonucuna kadar her üç adaya da saygı göstereceğim. Bazı hususları seçim sonrasında daha objektif değerlendirebileceğimizi düşünüyorum. Yahutta hiç değerlendirmeye bile gerek duymayız. Hoş bir anıydı der, gülüp geçeriz. "Real Madrid-çırçırspor karşılaşması” esprisi adaya saygısızlık değil kanaatindeyim. Aday gösterenlerin yetersizliğini ve basiretsizliğini gözler önüne seren bir yaklaşım olarak kabul edin. Seçimden sonra büyük çapta "kim beni itti” tartışması yaşanacağına hazırlıklı olun.

Kesinleşen üç adaydan ikisini fazlasıyla tanıyorsunuz. Demirtaş kendisinden daha iyi aday bulamadığı için görev kabul etti aday oldu. Beklediğinden fazla oy alabilir. Kızgın ulusalcıların bile gizliden gizliye Demirtaş’a oy vermeleri benim için sürpriz olmayacak. Bilinmeyen hatta muamma olan Sayın Ekmelledin Mehmet İhsanoğlu. Aday gösteren Kılıçdaroğlu-Bahçeli ikilisiyle tanışıklıkları, karşılaştıkları konusunda ciddi şüpheler var. Erdoğan, Gül ve diğer Ak Partililerle çok daha fazla birlikteliği var. Mısır’da ki darbeden sonra Erdoğan tarafından azarlanması yeterli referans kabul edildi anlaşılan!

Sayın Ekmeledin Mehmet İhsanoğlu Mısır doğumlu bilim adamı. Mısırda yaşadığı süre içerisindeki ismi Ekmeleddin Muhammed İhsan. Türkiye’ye yerleştiğinde denkliğinin sağlanması noktasında sıkıntı vereceğini düşünüp Muhammed olan ismini Mehmet olarak değiştirmiş. Tıpkı şimdilerde ismindeki "din” hecesinin rahatsızlık verdiği düşüncesiyle "bana Ekmel Bey diyebilirsiniz” yaklaşımında olduğu gibi. Erdoğan’ı ve Ak Partilileri El Ezher kafalılar diye suçlayanların memnuniyet duyarak destekleyip, arkasından koşacakları bir aday! Siyasi tarihimizin hiçbir döneminde CHP ve MHP li olmak bu kadar zor olmamıştı. Allah kolaylık versin, yardımcıları olsun.

Sırf Erdoğan karşıtlığına güvenerek aday belirleyenler, Erdoğan benzeri aday bulmayı veya emredileni yapmayı netice alacak zannediyorlar. Eşinin başı açık olması avantaj kabul ediliyorsa, rahmetli Özal örneğini unutmuşlar demektir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri vesilesiyle Türkiye’yi Erdoğan’ın düşündüğünden daha dindar bir ülke yapma amacı güdülüyorsa şapka çıkarır, dua ederim. Benim duam onların siyasi ikballerini ne kadar belirler bilemem.

Gelelim seçim kehanetimize: Görünen köy kılavuz istemez desek daha doğru olur ama yinede hesap yapalım. Son yerel seçimde Ak Partinin aldığı % 45 oy artar, eksilmez. CHP + MHP ortaklığının % 43 oyu için aynı şeyi söylemek çok zor. Demirtaş adaylığında kenetleşen oyların barajı geçme ihtimali var. Bu tablo karşısında Erdoğan’ın ilk turda çok rahat bir şekilde seçileceğini yazabilirim. Sayın Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu için sandığa gitmeyecek, tatilini kesip oy kullanmaya koşmayacak, sandığa gitse bile eli titreyip geçersiz oy kullanacak olanların yüzdesi, Erdoğan’a çarpı iki olarak intikal edecektir. Uzun lafın kısası yaptığım hesaplamalar neticesinde CHP seçmeninin % 30 sandığa gitmediğinde Erdoğan % 62 ile cumhurbaşkanı olacaktır. Hayırlısı olsun.

Dindar kalın, seçimsiz, sandıksız, cumhurbaşkansız kalmayın.


YORUM YAP