Sevginar Sali

Sosyal deney

ÖYLE hassas bir dönemdeyiz ki gerçek düşüncelerini bile insan yazmaktan çekiniyor. Biliyorum seçim süreci ile ilgili değerlendirmeleri bekliyorsunuz. Biz de yürütülen kampanyaları yakından izliyoruz ve tabi ki görevimiz icabı gördüklerimiz ve düşündüklerimizi sizinle paylaşmalıyız.
Seçime 3 gün kala büyük bir çoğunluk kararını vermiş durumda. Adaylar, ekipler, projeler, seçim kampanyalarının rengi ortaya çıktı.
Hala kararsız kalanlar ise aklı ile kalbi arasında gidip gelenler.
Silivri ile ilgili 2024 yerel seçim sürecinin temel özelliği başat iki adayın yarışmasından ziyade Volkan Yılmaz'ın ‘sosyal deney' diye tanımladığı anlayışın kabul görüp görmeyeceği.
Nedir bu ‘sosyal deney'?
*Sorsanız neredeyse herkes ‘tarafsız belediye başkanı', ‘tarafsız basın' vs ister. Ama gelin görün ki kendinden taraf olana bırakın itiraz etmeyi, göklere çıkarmakta bir beis görmez. ‘Karşı' diye tanımladığı tarafa yakın gördüğüne bildiği her türlü eleştiriyi hatta sövgüyü sarf etmeyi kendine hak görür. Volkan Yılmaz, “Bana en çok en yakınımdakiler kızacak” açık sözlülüğünü seçilmeden evvel ortaya koydu, “Ben bu kentte pergelin sabit ucu olacağım. Ne bir kimseye yakın, ne de başkasına uzak” duruşunu mümkün olduğunca muhafaza etti. Alışılagelmiş siyasi kalıpları, kasaba politikasının kökleşmiş alışkanlıklarını, sahip olduğumuz tüm değerleri kangren gibi çürüten çıkar ile fırsatçılığı yuvalandıkları yerden söküp atmak kolay değil.
**Şehir rantının belli başlı kişi ve kümeler yerine ihtiyaç sahiplerinden başlayarak toplumun geneline olabildiğince adil şekilde yayılması için mücadele etti. ‘Olabildiğince' diyorum çünkü bunun sadece uygulayan yönetenin değil, yönetilenlerin de nazarında kabul görmesi gerekiyor. Halkın yararına olan şeylere belli çıkar gruplarının karşı çıkması normal de, farklı saiklerle halkta da bu davranışın kabul görmemesi handikap.
***Belediye algısına yeni format getirdi Volkan Başkan. İşlevsellikten uzaklaşan, hantal bir yapıdan asli görevlerini yerine getirmekle kalmayıp sorumluluk alanı dışında geniş bir hizmet ve yatırım tanımı belirledi. Köy okullarının kütüphane, tiyatro salonları, laboratuvarları, tuvaletlerini yenilemesiyle ilgilenmekle yetinmeyen, sağlık ocakları, çiftçilik gibi alanlarda Türkiye'ye örnek olacak işlere imza atan bir yapı inşa etti. Silivri Belediyesi'nin çalışmalarında, doğru bütçe yönetimi, parmakla gösterilen bir mali yapı sağ duyusunu hakim kıldı.
Yılmaz, yönetimi altında bulunan kamu imtiyazlarını kullandırtarak, kaynaklarını dağıtarak, yasaları, kuralları göz ardı ederek, belediye kaynaklarının suistimaline göz yumarak, popülizm yaparak, ilkeli duruştan tavizlerle rahatlıkla alacağı bu seçime, sayılanlara direnerek ‘sosyal deney' çerçevesinde girmeyi tercih etti. “Padişahsan ulufe dağıtacaksın!” yönlendirmelerine “Ben Padişah da değilim, ulufe de dağıtmayacağım” diyerek karşılık verdi.
Silivri'nin geleceğini, siyasi geleceğinin önüne koydu.
Volkan Yılmaz, Silivri Belediye Başkanı olarak iletişim yaklaşımlarından doğan hataları dışında, “Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır” misal, noksansız, ilçe sınırlarımızı fersah fersah aşan örnek bir performans sergiledi.
Çalışkanlık, emek, yatırım, hizmet, gelişim, vizyon hususunda olağan üstü bir iş başardı. Buna bir iş olarak baktığını da söylemek eksik olur çünkü son 5 yılını neredeyse bu şehre adadı. “Göreviydi” diyerek gerçeği yadsıyamayız çünkü yapması gerekenin çok üstünde şeyleri gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz günler seçim sonuçları üzerine konuşurken şaka ile karışık, “Tekrar seçilirseniz görünen o ki bu kadar hizmet ve yatırım yapmanıza gerek yok, insanların gönlünü almanız yeterli...” diyecek oldum.
Ne cevap verdi dersiniz?
“Daha fazlasını yapacağım…”

YORUM YAP