Anatolia

Şimdi ayıldık!

Bizde adettendir adaleti adil davranan insan üzerinden anlatmak, doğruyu doğru hareketler sergileyen insanlar üzerinde, namus kavramını namuslu insanların yüzüne bakarak anlatmaktan ve duyarlı, vicdan sahibi insan üzerinde en anlamlı cümleleri kuran bireylerden bahsetmek. Kendilerinden herhangi bir hareket, davranış veya eylem göremediğimiz bu bireyler, toplumda önemli bir yere sahiptir. Düzgün insanlar üzerinden haktan, adaletten, adil olmaktan bahsetmek veya bunları tartışmak, bizim için en kolay aktivitelerden biridir. Çünkü muhataplarla yüzleşecek yüzümüz veya cesaretimiz yoktur. İnsan, bu cümleleri kuranların aynı günahları işleyip işlemediklerini düşünmekten kendini alamaz... Onlar muhataba değil, muhatabın etrafında dönen cümleler kurarlar... Neden? Eğer kendinizden ve bilginizden eminseniz, muhataba doğrudan yüzleşmenin daha iyi olacağına inanıyorsanız, o zaman neden bu şekilde davranıyorlar?
Hiç denk geldiniz mi, hırsızlık yapmaması için çaba gösteren bir patron, yönetici, amir veya işveren ya da onları bağımlılık tedavisine gönderen? Ben bu yaşıma kadar böyle birini hiç görmedim. Bunun yerine, onları pasifleştiren veya ortamdan uzaklaştıran (işten çıkaran veya başka bir bölgeye gönderen) kişilerle karşılaştım. Neden topluma ve gelecek nesillere olumsuz etki yaratabilecek özelliklere sahip kişileri iyi yöne doğru yönlendiremiyoruz veya daha radikal kararlar alamıyoruz? Bu aralıkta, Sinan Canan hocanın popüler bir sözü aklıma geliyor: 'Görüştüğümüz 5 kişinin toplamıyız'. (Gönüllü mü, zorunlu mu?) Ya da herkes kendine benzeyeni sever gibi birçok soru zihnimizde dolanıp durur. Biz ise tüm bu belirsizlikleri mümkün olduğunca az iletişim kurarak öz benliğimizden uzaklaşmamak için kendimizi korumaya alma çabası içerisinde dolanıp dururuz.
Neden biz hırsıza ‘hırsızlık yapıyorsun' demeyiz? Ya da yüzümüze baka baka yalan söyleyen birine neden bunu alışkanlık haline getirdiğini sormayız? (Neden ihtiyaç duyar, neden tercih eder?) Bizde adettendir. Sorunları 'kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla' diye aktarmışız, ama maalesef gelin hiç mi hiç anlamaz. Çünkü hep böyle gelmiş, böyle gitmiştir. Kimse sorunun kaynağını muhataba sormamış ya da sorunun kaynağını gerçekten çözmek istememiş. Ben ortaya söyleyeyim de alınan alınsın demiş, ama asla alınması gereken alınmamış. Tam tersi olmuş. Sonra da biz günahsızlar ne oluyor diye kendimizin etrafında dönüp durmuşuz. Şimdi ayıldık. Bilginize…

YORUM YAP