Sevginar Sali

Silivrispor’un Başkan Adayı Murat Yıldız

Silivrispor'un 15 Haziran'da gerçekleşecek olağan kongresi yaklaşırken, kulübün geleceğine dair sadece isimlerin değil, vizyonların da yarıştığı bir dönem yaşıyoruz. Bu yarışın dikkat çeken isimlerinden biri Murat Yıldız. Hürhaber'e verdiği röportajda yalnızca bir aday profili değil, aynı zamanda bir Silivri hikâyesi sundu adeta. Ve bu hikâyenin öznesi de yöntemi de iddiası da oldukça netti: “Önce kendime, sonra ekibime ve Silivri'ye güveniyorum.”
Yıldız'ın Kulüp Başkanlığı konusunda “Kesinlikle düşünmüyorum” dediği bir noktadan, "Geri adım atmak bana yakışmaz" diyen bir kararlılığa evrilmesi; sadece kamuoyunun baskısıyla değil, kendi iç muhasebesinin sonucuyla ortaya çıkmış gibi. Bu da onun adaylık sürecine “rol alma” değil, “sorumluluk üstlenme” motivasyonuyla yaklaştığını düşündürüyor.
Murat Yıldız'ın söyleşide altını çizdiği bazı kavramlar — özgüven, vefa, çoğulculuk, kurumsallık ve samimiyet — aslında bize vaat edilen başkanlık tarzının şifrelerini veriyor. Silivrispor'un sadece sportif değil, aynı zamanda sosyolojik bir yapı olduğunun farkında. Onun “kulübü dışarıya futbolcu yetiştiren bir okul haline getireceğiz” sözü, mevcut sistemin rehabilite edilmesi gerektiğini bilen bir bakış açısını temsil ediyor.
Yıldız, önceki dönem başkanlarına da saygıda kusur etmiyor. Destek arayışında kimseyi kırmadan, yermeden kelimelerini büyük bir özenle seçiyor. Bu yaklaşım hem geçmişe hem geleceğe dair bir “kurumsal vefa” anlayışını ortaya koyuyor ki, Silivrispor gibi aidiyetle büyüyen bir yapıda bu dil, güven verir.
Delegelere dönük "Eğer bu kulübü yönetecek vizyona sahip olmadığımı düşünüyorsanız, bana oy vermeyin" çağrısı da dikkat çekici. Bu cümle sadece özgüveni değil, aynı zamanda hesap verebilirliği ve duruşu da içinde barındırıyor.
Peki bu kadar iddialı bir adaylığı Silivrispor camiası nasıl değerlendirecek?
Tribünle, altyapıyla, eski yöneticilerle ve siyasi figürlerle olan bağ, başkanlık koltuğunun kaderini çoğu zaman tayin etti. Murat Yıldız'ın ise bu dinamiklerin çoğuna hem temas eden hem de mesafesini koruyan bir yaklaşımı var. “Hiç kimseye sırtımı dayamadan geliyorum” derken, siyasetin gölgesine girmeyeceğini; “Herkesle omuz omuza çalışacağız” derken de dışlayıcı olmayacağını söylüyor.
Kazanır ya da kaybeder… Ama Murat Yıldız bu seçim sürecine “aday” olarak değil, “rol model” olarak iz bırakan isimlerden biri olacak gibi görünüyor.
Çünkü bazı insanlar, sandığa pusula koymakla kalmaz; zihinlere soru, kalplere umut koyar.

 

YORUM YAP