Emre Akıncıoğlu

Kaç şampiyonluk?

Son dönemin moda kavgası 1959 yılından önceki şampiyonluklar...

Hemen kendi fikrimi yazayım, bence tanınmalı, ama neden tanınmalı?

‘Neden' kısmını yazmadan önce, biraz konuyu anlamaya çalışalım...

Türkiye Futbol Federasyonu 1959 yılında profesyonel milli ligi kurdu ve günümüze kadar geldi...

2000 – 2001 sezonunda TFF bir karar aldı ve yıldız uygulamasını başlattı…

Uygulama başladığında Galatasaray'ın 14, Fenerbahçe'nin 13, Beşiktaş'ın 9, Trabzonspor'un 6 şampiyonluğu vardı. Dolayısıyla Galatasaray ve Fenerbahçe 2'şer, Beşiktaş ve Trabzonspor da 1'er yıldız taktı göğsüne...

Bu süreçte TFF bir karar daha aldı ve Beşiktaş'ın, 1959'da başlayan ligden önceki 2 şampiyonluğu, lig şampiyonluğuna eklenmesiyle siyah beyazlıların şampiyonluk sayısı 11'e, haliyle yıldız sayısı da 2'ye çıktı...

Aslında burada dikkat edilmesi gereken esas konu, alınan kararın geriye doğru işletilmesi ve 1959 -2.000 yılları arasındaki şampiyonlukların dahil edilmesi, buna o dönem hiçbir kulübün itiraz etmedi, biri çıkıp diyebilirdi bu kural bugün itibariyle başlasın beş olan yıldız taksın...

TFF ülkemizde ilk kez 1924 yılından Türkiye Futbol Şampiyonası düzenledi ve o dönemin takımları arasında gerçekleştirilen şampiyona sonunda Harbiye ilk Türkiye Şampiyonu oldu…

Burada rekabet ve fanatizm ile aslında gözden kaçırılan nokta şu, 1924 yılında, Türkiye Futbol Şampiyonası olarak başlayan ulusal süreç, devamında isim ve format değiştire değiştire günümüze geldi…

1924'deki TFF ile 1959'daki TFF aynı TFF, oynanan şampiyonaların amacı hep aynı, “Türkiye Futbol Şampiyonu” olacak takımı belirlemek. E bakıyorsun, Beşiktaş için iki şampiyonluk kabul edilmiş, şimdi kalkıp olayı fanatizme çevirmenin bir anlamı yok diye düşünüyorum…

Şahsen süreç ile ilgili benim şöyle bir eleştirim olacak, keşke Fenerbahçe bu başvuruyu uzun bir başarısızlık döneminde değil de, daha güçlü olduğu, şampiyonluklar elde ettiği bir dönemde yapsaydı, takibini, ısrarını o dönemde sürdürseydi, tabii bu benim görüşüm…

Başvuru hakkı vardır, başvurmakta da haklıdır…
Aynı amaca hitap eden organizasyonları birbirinden bağımsız görüp yok saymak, doğru değildir…

Ayrıca bu süreç, yine kendimce ülkemizdeki bir eksikliği daha fark etmemi sağladı…

Meğer bu ülkede “Spor Tarihi” anlamında ciddi bir akademik eksiklik varmış…

Böylesi spor ile iç içe bir ülkenin spor tarihi, daha güçlü bilinmeli ve kayıt edilmeli…

Şöyle bir araştırdım “Spor Tarihi” üzerine eğitim veren bir üniversite göremedim…

Bence Spor Bilimleri Fakültelerinde, “Spor Tarihi” dersi kesinlikle olmalı…

Hoş sosyal medya bu süreçte uzman tarihçiler ile doldu taştı ya, o da işin trajikomik tarafı…

Yıldız için alınan karar eğer 2000 yılından öncesini kapsamasaydı veya bu kararı 2.000 yılında değilde, 1959 yılında almış olsalardı, bugün kesinlikle önceki şampiyonluklar ile elde edilecek yıldız sayılarına itiraz ederdim.
Ancak uygulama şekli ortada, elde edilen şampiyonluk sayıları ortada iken hak edene hakkını teslim etmek gerektiği kanaatindeyim..

Akılda Kalan: Mithatpaşa Stadı malum Türkiye'nin tarihi en dolu statlarından birisi. Yine bir gün önemli bir maç oynanmakta, oyuncu orta sahadan topa bir vuruyor, gol. Mithatpaşa tribününden şöyle bir ses duyuluyor; “Kaleciiii, adamın topa vurduğu yerden dolmuşa binsen kaleye 5 dakika sürer, nasıl yedin o golü kardeşim...” :)

YORUM YAP