Alper Kaya

Hayatın Sıfır Noktası

Yaklaşık birkaç aydır, kah başkentte kah İstanbul'da yaşanan menfur saldırılar nedeniyle hepimizin (bu şehirlerde yaşamayanlarımızın da) hayatlarının duraksamadan da öte durma noktasına geldiği malumunuz.
Peki olması gereken gerçekten ne?
Bizim evlerimizden çıkmamamız, bir korku düzenine teslim olmamız, kalabalık yerlerden uzak durmamız kalıcı bir çözüm ise; buyurun boşaltalım sokakları! Ancak bunun geçici bile olmayan günü hatta anı kurtarma çözümleri olduğu da yıllardır tecrübe edildi.
İspanya'da 2000'li yılların başında ciddi boyutlara ulaşan terör sonrasında milyonlarca vatandaşı yürüdü sokaklarda, ABD ha keza 11 Eylül sonrasında uç boyutta faşizan söylemlere teslim olmak yerine teröre tepkisini sivil boyutta yeterince gösterdi. Benzeri gelişmeler son dönemde Almanya ve Fransa'da da gözlendi.
Hani, “Herkes Charlie oluyor ama kimse Ankara olmuyor” diyor ya bazıları; arada bir fark var. Misal Fransa'daki Charlie Hepdo saldırısı sonrası hiçbir devlet erkanı sazlı sözlü düğün yapmadı. Vatandaşlarını korku politikasına teslim edip “Bu sizin sınavınız” deme gafletinde bulunmadı. Çünkü terör vatandaşın değil, devletin sınavıdır.
Bunu onlar biliyordu.
Bizde ise tam tersi şekilde, vatandaş çırpınıyor. Tepki gösterilsin, duyarlılık sarf edilsin diye bir yerleri sürekli dürtmek zorunda kalıyor. Enerjiyi yanlış yere odaklayıp esas gündemi hep ıskalıyoruz. Teröre karşı bir şeyleri, uzun bir süredir, yanlış yapıyoruz.
Hayatı her seferinde sıfır noktasına indirgeyip, kafamızı kuma gömmekten gayrı bir adım atamaz olduk. Çaresi basit elbette!
Kim neyi iyi yapıyorsa, onu daha iyi yapmaya gayret göstermeli. Bu sanatta da, sporda da, eğitimde de, yerel yönetimlerde de… Her yerde geçerli. Ancak daha iyiye ulaştığımız zaman ileriye dönük bir adım atmış sayılırız.
Bunun terörle olan somut bir bağı elbette yok. Ancak daha bilinçli, daha refah, daha uygar toplumlar terör karşısında sarsılmadan dik durabilir ve bizim bir an önce doğrulmamız gerekiyor.
Bunun yolu da bireysel ilerlemeden, bireysel gelişimden geçiyor.
Teröre karşı hayatı sıfırlamaktan daha iyisini yapabiliriz, gerçekten!
Yeter ki buna inanalım.

YORUM YAP