Ali Gülcü

Gelecekte Bir Gün...


Yaşlı adam gazeteden başını kaldırıp torununa baktı, okuma gözlüklerini çıkartıp masanın üzerine koydu...
" Nerden aklına geldi şimdi bu?"
" Az önce eski bir fotoğraf buldum kitabın arasında"
" Getir bakalım."

Yaşlı adam, gözlüklerini tekrar takıp fotoğrafa baktı önce bir iç geçirdi ardından gülümsedi...
Fotoğrafın sağ alt köşesindeki tarihi yüksek sesle okudu
" 18 Kasım 1995"
Zaman ne çabuk geçiyor diye düşündü... İçi sızladı sonra...
" Ahmet bu bizim, nur içinde yatsın trafik kazasında öldü, on yıl oluyor... Beraber giderdik balığa..."
" Fotoğraftaki balık ne balığı dede?"
" Levrek bu, üç kilodan fazlaydı..."
" Kim yakaladı?"
" Ahmet yakalamıştı ama soranlara ben yakaladım diyordum..."
Güldüler...
" Filinta gibiymişim bak dedene"
" Sen hala yakışıklısın dede"
" Hadi len, yağcı seni..."
" İnanılır gibi değil, şimdi biz denizlerin yanına bile yaklaşamıyoruz kirlilikten, kokudan..."
" O zamanlar bir şey olmaz zannediyorduk biz de... Her geçen sene balık azaldı, umursamadık"
" Nereye gidiyordunuz balığa?"
" Saroz'dan Silivri'ye kadar olan her yere..."
" Ne çıkardı?"
" İsimlerini söylesem bilmezsin sen şimdi, göstermem lazım... Getir bakalım şu bilgisayarı, arama motoruna " Marmara Denizinde nesli tükenen balıklar" yaz... İşte buradalaaar... Bak bu istavrit, çapari ile yakalardık... Şunlar palamut, güzel lakerdası olur..."
" Lakerda ne demek dede?"
Yaşlı adam palamudu bilmeyen torununa lakerdayı nasıl anlatacağını düşündü... Kestirip attı sonra;
" Meze işte! Şu büyük olan kofana, bir küçüğüne lüfer, daha küçüğüne sarıkanat en küçüğüne de çinakop deniyor... "
" Balığın tadı neye benziyor dede?"

Yaşlı adam yüzünü buruşturdu, nasıl tarif edeceğini bilemedi...
" Tavuğa ama daha lezzetlisi... Bak şu Mırmır, son dönemde en çok bundan yakalardık... Şu tepsi gibi olan balığın ismi de; kalkan... Bu çirkinin adı iskorpit, zehirlidir bu meret, güzel çorbası olurdu, annen yapardı içerdik, şişi de yapılırdı... Çorbası yapılan bir balık daha var; kırlangıç... Bak o da burada... Uzun, gagalı olanın adı da zargana... Çok keyifli olurdu yakalaması..."
Yaşlı adam sustu sonra, cümlesini tamamlamadı... Torunu sıkılıp uzaklaştı yanından...

&&&
Erdal-Sevinç İnönü Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi" adlı rapordan;

" Marmara Denizinde yerleşim bölgelerine yakın yerlerde kirlenme ciddi boyutlarda, bulanıklık değerleri çok yüksek, suda erimiş halde bulunan oksijen değerleri olması gerekenden çok düşük... Balık türleri azalıyor!"  

YORUM YAP