Dediğim dedik, çaldığım düdük

Galatasaray-Moskova maçında hakem Moskova takımından bir oyuncuya iki kez sarı kart gösterdi, kırmızı çıkartmayı unuttu.

Hakem ve gözlemci raporlarında ne yazar nasıl açıklanır bilinmez ama durum görüntü kayıtlarında sabit…

Olay UEFA organizasyonlarında olduğu için son derece ölçülü ve prosedüre uygun değerlendirildi.

Peki, aynı olay TFF organizasyonlarından birinde mesela Galatasaray-Malatya maçında yaşansa yine böyle mi davranılırdı?

Kıyamet kopardı.

Ne hakem, ne federasyon kalırdı değil mi?

Bu bizim genel problemimizdir.

İçerde başka dışarıda başkayızdır.

Sporda da siyasette de, ekonomide de, trafikte de böyledir……

Peki, Gaziantep-Kasımpaşa maçındaki hakem skandalına ne demeli?

9 dakika uzatma ekliyor.

5 dakikada bitiriyor.

20 dakika sonra oyuncuları duştan toplayıp kalan süreyi oynatıyor!!!

Klasik bir savunmadır.

Hakem de insandır hata yapabilir. İyi güzelde hata yapan antrenörler kovuluyor, oyuncular ceza alıyor, onlar insan değil mi????

Eskiden maçların tek hakimi hakemdi.

Dediği dedik, çaldığı düdüktü.

Bizim nesil neler gördü nelerrrr!!!! Ama artık yardımcıları var.

4 Hatta 6 hakem var.

Video asistan var.

Konferans sistemleri var.

Analizciler, ekranlar, milyonlarca izleyen var.

Yani herkes her şeyi görüyor.

Böyle ortamda maçı erken bitirmek ve fark edip kalan süreyi 20 dakika sonra oynatmak olacak iş değil…

Konu kalan sürenin skora etkisi açısından değil, görev ihmali ve suiistimal bakımından önemlidir.

Organizasyonlarda görev alan herkes zamanla yarışıyor. Vakit sınırlı ama nakit sınırsız!!!

Dolayısıyla 20 dakikada sporda, siyasette, ekonomide, insan hayatında çok önemli çok değerli bir süredir.

Hatadan dönülmesi 20 dakika sürüyorsa bunun telafisi olmaz..

Bu 20 dakikada ne oldu?

Kim kimi nasıl ikna etti?

Milyon avroların döndüğü organizasyonun selameti bakımından fatura bu skandal kararda rolü etkisi olan herkesin önüne konulmalı zira profesyonellikte hatanın nedeni olmaz bedeli olur…

YORUM YAP