Sevginar Sali

CHP’de gelecek tasarıları!

CHP İlçe Başkanı Berker Esen yönetiminde CHP İBB Belediye Meclis Üyesi Melih Yıldız ve CHP Belediye Meclis Üyesi aynı zamanda Trakya Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Ersin Taşkın,  14 Mayıs Çiftçiler Günü'nde İstanbul Yönetim Yenileme AŞ (İSYON) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Gökhan Günaydın ile sosyal medya üzerinden Bölgemizde Tarımsal Üretim ve Gıda konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.

Etkinlik duyurusunu görünce ilk aklıma takılan “Bora Balcıoğlu niye yok?” sorusu oldu. Devamında da “Melih Yıldız niye bu kadar az konuşturuldu?” mevzusu dikkatimi çekti…

Program amacına ulaştı ulaşmasına da CHP Silivri dengeleri açısından da önemli ipuçları vermekten geri kalmadı; ‘Bora Balcıoğlu'na tanınmayan şans, Melih Yıldız'dan henüz esirgenemez!'

Berker Esen'e Özcan Işıklar yakınlığı ve etkisi altında olmaktan dolayı yöneltilen eleştirilerin şiddeti arttıkça bu durumun kuvvetlenmesine sebep oluyor… Esen'e her saldırı, baskı ve eleştiri onu Işıklar'ın himayesine daha güçlü sokuyor!

Bora Balcıoğlu CHP için bir gelecek alternatifi olduğu gerçeğini, 31 Mart 2019 sürecinde yıkıma uğrattığı siyasi manevralar sebebiyle, baştan inşa etmek zorundayken Melih Yıldız bu hususta biçilmiş kaftan misali varlığını sürdürüyor. Yıldız, ebedi meclis üyeliği üzerine kurmadıysa siyasi hedeflerini önünde şekillenen sürecin hakkını teslim etmek üzere yolunu şimdiden çizmeli…

 

HAYAT EN İYİ ÖĞRETMEN, YAŞADIKLARIMIZ EN İYİ DERS

Önemli bir bölümünü evde geçirdiğimiz bir zaman dilimini daha geride bıraktık… Bu sürece dair pek çok değerlendirme yapıldı artık yeni bir şeyler söylemek neredeyse imkansız gibi ama bana düşündürdüğü bazı şeyleri yine de paylaşmak istiyorum…

Zaman dediğiniz şey onu nasıl değerlendirdiğiniz ile anlam kazanır. Yoksa boş beleş geçtiğinde ne bir saniyenin, ne de bir günün ya da ayın anlamı olmuyor. İçine ne koyduğunuz ile değişen su gibi düşünün; kahve de olur çay da çorba da aş da, niyet mukabilinde zehir de vs…

Zamanı anlamlı, kıymetli kılan onu nasıl değerlendirdiğimizdir; boşa geçmesine asla müsaade etmeyin! Mümkünse kıymetli şeyler ile değerlendirin…

Salgın ile beraber hayatımıza giren diyemeyeceğim bildiğiniz her alanını istila eden ‘sosyal izolasyon' sürecinin gözler önüne serdiği gerçeklerden biri… Bizler dışarda koştururken asıl özümüz ve kendi cennetimiz olan ‘evlere' ne yapmışız!? Mutluluğu burada bulan her yerde mutlu, burada mutlu olamayan aslında her alanda mutsuz ama sahte mutluluklara umut bağlamak zorunda kalmış! Kendi dünyasını kuramayanın dışarıda inşa edebileceklerini düşünün işte!

Koronavirüsün sınırlarını çizdiği son aylardaki hayatımızda salgına yakalanıp atlatanlar ikinci hayatını yaşamaya başladı. Kendini korumayı başaranlar için kaçış ve bol tedbirli bir yaşam devam edecek… Ve herkes az ama çok sahip olduklarının farkına vardı ve kıymetini öğrendi. Çabuk unutmamak ve göz ardı etmemek dileğiyle…

Ve de gelinen son süreçte: “….. kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim…” cümlesinin başına koyduğumuz her şeyin arkasında dimdik durma zamanı…

Şikayet ettiğimiz her şeyin bizden alınacağı gerçeği ile övündüklerimiz üzerinden sınanacağımızın kaçınılmazlığını yaşıyoruz… Hep öyleydi, bu aralar daha bir derinden…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUM YAP