Ali Gülcü

Bir hatayı iki kere yapabilmeli insan

Parmak arası terlikler, şortlar, sorumluluklarını kısa bir süreliğine de olsa geride bırakmış olan insanların üzerine sinen; rehavet, rahatlık, adam sen de halleri…
Sabahın erken saatleri.
Yosun, iyot kokusu…
Taş Kahve'deyim, meşhur ya burası, Cunda'ya gelmişken soluklanmamak, fildişi fincanlarda gelen köpüklüden yudumlamamak olmaz…İsmini yazmak istemediğim sıradanlığın arasında kaybolmuş, makyajı silinmiş, neden bilmem gördükleri her insana gülümsemek zorunda hisseden tanınmışlar da var…
Gülümsüyor, selam veriyorum ben de…Ciddi, dünyayı umursamaz adam pozları takınıyor, ne zaman kağıda dökeceğimi bilmediğim şu kelimeleri karalıyorum not defterine, gören de kim bilir ne yazıyorum sanacak!
Dün Ayvalık'ta gördüğüm neredeyse otuz derece sıcağa rağmen kışlık paltosu ile balık yakalayan aklı hülyalara karışmış, kara, kuru adam var aklımda…Ben mi onları, onlar mı beni buluyor? Nasıl oluyor ve neden bilmiyorum bir şekilde karşılaşıp daha o dakika arkadaş oluveri-yoruz…
"Var mı balık?"
"Çuvalda!"
Çuval? Hayali bir şey olduğunu düşünüyorum önce, olur ya! Arandığımı görünce;
"Denizde!"
İpi yakalayıp denizden çıkarıyorum çuvalı, sekiz, on tane irice boklu sarpa var!
"Dün inanamazsın kırk yedi tane yakaladım!"
"İnanırım yahu neden inanmayayım?"
"Çoğu inanmaz!"
"Ne yapıyorsun o kadar balığı?"
"Satıyorum, geçimim bundan."
 Bir sigara içimi laflıyoruz, Adana'dan gelmiş çok beğenince Ayvalık'ta kalmış, ne zaman yolum düşerse balık haline gelmeden sahilde bulabilir, istersem balıkları satın alabilirmişim…
Vedalaşırken tembihliyor; "sen sen ol bir hatayı iki kere yapma sonra deli diyorlar adama…"
Ne yaşadı, başına ne geldi de deryaya vurdu kendini kim bilir? Neden öyle söyledin demek geçiyor içimden, kelimeleri yutuyor, "rastgelesin" deyip ayrılıyorum yanından…
Güvercin adası diyorlar mavi ve yeşilin arasına kırılmış sahanda yumurta gibi duran adaya, insanın denize atlayıp yüzerek gidesi geliyor… Agios Yorgis Manastırının yıkıntıları ve tek bir ağaç var, o kadar küçük…
Tee eskiden korsanlar kocayınca işledikleri günahlardan arınmak için gelip bu manastıra kapatırmışlar kendilerini…Nereden biliyorsun  derseniz ya biri anlattı ya bir yerde okudum..
Kim ne derse desin, istiyorsa bir hatayı iki kere yapabilmeli insan…

YORUM YAP