Hüseyin Kuru

2016, felâket ve helâket yılı oldu...

Bİtmekte olan 2016 yılı ülkemiz açısından çok elem dolu ve sıkıntılı geçti. Hemen hemen her gün tedhiş hareketleri, terör, bombalamalar, etnik siyasetin getirdiği melanetler, darbe girişimi vs. saymakla bitmiyor. Gün geçmiyor şehitler, gaziler, yaralılar bunları kronolojik olarak sıralamaya kalksak vicdanlar kaldırmıyor!
Ne olacak bu vatanın ve evladlarının hali?
Umutsuzluk ve ümitsizlik girdabına kapılmadan bunca yaşanan melanetleri, üzüntüleri ve sıkıntılarımızı gene Yaradan'a sığınarak atlatacağız inşallah.
Bir alimin dediği gibi ‘her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır'...
Bizler de imanımız gereği ‘her gecenin ardında aydınlık bir sabah vardır' diye yaşanan bu felaketlerin ve ihanetlerin ardında millet olarak hayırlar ve güzellikler bekliyoruz.
Bu millet Allah'ın sevdiği, İslamın bayraktarlığını yapan asil bir millettir.

***
Lakin bu ihanetlerin ardı arkası kesilmiyor. Büyüyen, gelişen, refahı artan, enerjide dev yatırımları olan, AB yolunda ilerleyen, aynı zamanda Nato üyesi bir ülke düşünün en büyük ihaneti ortaklarından yiyor!
Burada şunu iyi anlamak lazım; bu ülke paylaşılamayan bir sevgili gibi hem ABD tarafından hem de AB tarafından kendi politikalarına yandaş olması için eksenine sokulmak için zorlanan, terbiye edilmek istenen, terörle vurulan ve her cepheden saldırıya maruz kalan bir ülkedir.
Bu milleti yıllarca Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt gibi bölücü, ırkçı ve mezhepsel kliklere sokarak oyaladılar, laik-antilaik kozu denendi, o da yemedi.
Bu sefer milletin maneviyatını kullanarak yıllarca hizmet ediyoruz diyerek bu ülkenin çocuklarını devşirerek darbeye kalktılar, milletin imanı, cesareti, basireti ve feraseti bu işe dur dedi.. darbe önlendi ama 241 şehid, binlerce gazimiz var.

***
Maazallah eğer başarsalardı ülke bölünecek, iç savaş çıkacak ve ülkemiz batılı emperyal güçler tarafından işgal edilecekti aynı Irak'ta yaşandığı gibi!
1991 yılında ABD başkanı Baba Bush, Irak için uyarlanan yalan bir senaryo gereği bu ülkeye saldırdı ancak işgale yanaşmadı.
Şartların oluşması için devreye Mossad ve CİA sokuldu işin finali 2001 yılında oğlu Bush için zemini şu senaryoyla hazırladı!
Aynı bizde ki hizmet hareketi denilen cemaat benzeri bir yapı olan Kesnizani tarikatı eliyle yaptı.
Tarikat “Körfez Savaşı”ndan sonra Saddam'ın etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam'ın karısı, çok güvendiği generalleri ve istihbarat kuruluşlarının başındakiler hepsi tarikat “müritleriydi''.. Kesnizaniler, Saddam'ın etrafında ki aile fertlerini; oğlu, kardeşi, akrabaları ile ordu komutanları ve subayları hem dünyevi hem de uhrevi vaadlerle kuşattı.
Kesnizani tarikatı, Mossad ve Cia tarafından Saddam'ı içten yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize edilmişti.
Saddam 33 yıllık diktatörlüğünde, birçok karşı ihtilal ve suikast vartalarını atlatmıştı. Ancak “tarikatın” metodu hepsinden farklıydı.
Tarikatın “müritleri” Saddamın en yakınında olanlardı.. onun her hareketini, her adımını an be an tarikat şeyhinin oğlu Nehru'ya aktarıyorlar, sonra da bilgiler kuş olup Mossad ve CİA istasyonlarına doğru uçuyordu.
Saddamın ise Dünya'dan haberi yok. O da Cumhuriyet muhafızlarına güveniyordu, o günlerde tvlerde, bu ordunun üstün savaş gücünden bahseden komutanlar bol bol ahkam kesiyordu!
Sonra anlaşıldı ki bu ordunun komuta kademesinin hepsi Kesnizani tarikatına mensuplar ve savaşmadan ülkelerini işgalcilere çok güzel teslim ettiler!
Hatta bir kameramana teslim oldular!
Akabinde bir milyon ölü, virane bir ülke kaldı geriye aynı senaryo gereği bizim ülkemizin de başına bu çorap örülecekti.
Kesnizani tarikatı ile Hizmet Hareketi denilen bu güruhun işlevi, amacı ve hedefi aynıdır. Bu ihanet şebekeleri önce manevi duygularla toplumu etkilediler, sonra da şeytana kul köle oldular.
Dikkat edin ve araştırırsanız eğer, diğer bazı ülkelerde de bu tür yapıların halâ daha mevcut olduğunu göreceksiniz Pakistan, Bangaldeş, Mısır vs.
Hizmet hareketi denilen bu güruh, ülkeyi ve vatanı sattılar, ihanet ettiler ama bu büyük millet Allah'ın inayeti ile onlara büyük bir şamar vurdu.

***
Gene hafta içinde Kayseri'de askerlerimize yönelik bir bombalama eylemi yapıldı. Dikkat edilirse terör örgütü olarak lanse edilen tüm isimler aslında yabancı istihbarat örgütlerinin piyonudur. İş ihale edilir, ismi olaydan sonra açıklanan örgütte yapılan melaneti üstlenir.
“Aslında biz ortada ki piyonu görürürüz, işin perde arkasında kim nereye, ne mesaj veriyor veya yapılan eylemin amacı nedir, kim ne sağlıyor veya bu yapılan melanet kime ne kazanç sağladı'' noktasında diye bakmalıyız.
Mesele şudur; önümüzde diz çök!
***
Türk Milleti olarak yaşadığımız bu coğrafya'da her dönem yaşanan saldırıların, fitnelerin, fesadlıkların ve huzursuzlukların ardı arkası gelmeden devam ettiğini biliyoruz.
Neredeyse bin yıldır farklı kisvelerde de olsa bu ülkeye ihanet eden hainlerin ve kökü dışarda ki mahfillerin gene bu milletin içinden devşirerek yetiştirdikleri elemanlarla saldırıyor olması bir bühtandır!
Her dönem içinde siyasi, fikri ve ekonomik bir amaçla veya farklı motiflerle büründükleri kisveler, bu sefer dini kullanan bir cemaat eliyle yapıldı ki sadece vatan değil dinde elden gidecekti.
Artık büründükleri kisveler deşifre oldu... Artık alenen ve açıkça saldırıyorlar... Hele hele yıllardır aydın kimliğinde bilinen kimi yazar, gazeteci, şair ve aktörlerin hain ve halk düşmanı olduğu... Manevi iklimlerin mehdisi olduğunu iddia eden şarlatan ve yanındakilerinde aynı yolun yolcusu ortaya çıktı büyük resim budur!

***
Aslında bu yazıdan şunu anlamak mümkün; ülkemizin ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu, bu milletin yani Türklerin her dönem de ve şartlarda tarih yazan bir millet olduğunu bilin, yeter!
Cenab-ı Hakk bizlere 2016 yılı benzeri böyle bir yılı bir daha yaşatmasın...
Amin.

YORUM YAP