Sevginar Sali

Yerel siyaset kazanı...

Son günlerde yerelde gündemi ‘hangi partinin genel seçimlere, ne şekilde hazırlandığı’ konusu belirliyor. ‘Kim sahalarda’, ‘kim daha etkin bir çalışma içerisinde’ bunları tartışıyor kamuoyu. Genel seçim maratonunun içerisinde oysaki yerel siyasetin 7 Haziran sonrasına dair de önemli ipuçları kendini hissettiriyor.
Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım...

Artık bir önemi kalmadığı için daha açık ifade etmekte sakınca görmüyorum… MHP’de örneğin ilçe kongresi öncesinde ‘Volkan Yılmaz’ın milletvekilliği adaylığına destek borcu/vefası’ son derece belirleyiciydi. Yıllardır partiyi sırtlayan, ilçe teşkilatının her an imdadına yetişen Yılmaz gerçek bir milliyetçinin yapması gerekeni yine de yerine getiriyor ama MHP’nin milletvekili sıralamasında ne yaparsak yapalım, anlaşılamayan, sindirilmesi zor bir sıralama söz konusu… MHP’li olma sorumluluğuna sahip kişiler 7 Haziran’a kadar tabi ki ellerinden geleni yapacak. Sonrasında işler çok radikal bir biçimde olmasa da değişime girecek gibi... Hani bir söz vardır; ip koptuğunda düğüm atarsınız ama çekim gücü asla aynı kalmaz, azalır... Ve siz o kopuşu bir kez izlediniz ya tekrar olabileceğine dair güvensizlik hep aklınızın kenarında, beyninizi ufak ufak kemirir... Engel olamazsınız, haklı olarak eski güven kalmaz...

Genel seçimlerin 4 yılda bir olması çok güzel aslında… Yerel seçimleri de bu dönemsel sürece bağlamak hiç fena fikir olmaz. Böylece yerel seçilmişler kendini ispat etmek ve söz verdikleri işleri yapmak için zaman rahatlığından kurtulurlar! Türk toplum yapısı malumunuz; yumurta kapıya dayanmadan, zoru görmeden bir şey yapmıyoruz…

Gelelim CHP’ye… Özcan Işıklar ile Selami Değirmenci’yi daha genel seçim çalışması kapsamında yan yana görmedik. Onu bırakın; CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil’i de partisinin milletvekili adayı Selami Değirmenci’nin katıldığı hiçbir seçim programında tecrübe etme fırsatımız olmadı. "Bekle görürsün” diyebilirsiniz… Ben beklerim de zaman durmaz.
Genelde gazetecilerin kapıldığı hastalık türüdür; her şeyin en iyisini, doğrusunu bilmek… Ama siyasetçiler bizden daha fena bu hastalıkla haşır neşir olmakta. Biz rahatsızlığımızı kabul ediyoruz en azından; onlar o tehlikenin bile farkında değil. Kaldı ki ‘alkış’ bile tutabiliyorlar…
Selami Değirmenci, malum sebepten konuşma saatini 8 Haziran’a kurduğunu ilan etti. Genel seçimlerin ardından CHP’de bir de kongre heyecanı yaşanacak. Kimileri şimdiden daha Suna Göçengil’in partideki gerilime dayanmasına süre biçmeye başladı… Gerilimi yaratanların hepsi aynı şekilde etkilenmeyecek tabi… Işıklar karşıtlarının kongrede delege hesabı yapmadan galip gelme ihtimali çok iyimser bir beklenti onların açından ama siyaset bu… Olur mu? Olmaz diye bir şey yok...
Uzun lafın kısası; CHP kendi içindeki bu güç savaşını sonlandırmalı. ‘Uyumu sağlayamıyoruz deyip de zıtlıklarda verime ulaşmak’ yoluyla uzun süre mesafe almanız, başarı hedefini tutturmaları çok mümkün görünmüyor.

Gelelim AK Parti’ye… En enteresan olaylara dair beklenti de burada… İl Yönetimine giren Metin Karakaş ile domino etkisinde gelişmeler, seçim çalışmalarında Hüseyin Turan ile boy göstermeye başlayan Demiral! AK Parti’nin içindeki saf değişikliğine akıl erdirmek, yetişmek güç. Partiyi bir kapalı kutuya dönüştürerek yol almaya çalışma gayreti içteki sorunlar açısından faydalıysa; ne ala… Biz bilgi almadan, tahminlerle yol almaya devam etsek hatta yanılsak fazla bir şey olmaz da; Dilek Demiral’ın arayışlarını bir istikrara oturtması lazım. Seçime kadar dayanmak stratejisi işe yarayacak gibi duruyor. Teşkilatın kurumsal yapısı sağlam, Demiral tahmin edildiği kadar zayıf değil…
AK Parti’de kongre yok ama; ilçe başkanlığı hesapları yeniden tavan yapmış vaziyette…
İnşallah iyi bir hafta olur herkes için : )

YORUM YAP