Ahmet Yücegök

SİLİVRİ'DEN...

Haftalardır söylediğim …
31 Mart akşamına kadar bu köşede ağırlıklı olarak Yerel Seçim muhabbeti olacaktır. Çünkü, herkesin gündeminde o var... Çünkü… Genelde de, yerelde de gazetelerde ona dair haberler görürsünüz…
En azından, ilk göze çarpan haberler o yönde …
***
Partiler, hafta boyu aday tanıtımındaydılar…
Hatta… Tanıtımdan çok gösterisi niteliğindeydi…
Parti yöneticileri ve adaylar “toplantı ne kadar kalabalık olursa o kadar güçlüdür” algısını yaratılmak için çabaladılar hafta boyu...
Oysa, Kalabalıklar yanıltıcı da olabiliyor…
Neyse… Bu arada …
Belediye Başkan adayları, yavaş, yavaş vaatlerini sıralamaya başladı…
Şimdi… Bir aylık süre içinde bu vaatlerini nasıl gerçekleştireceklerini anlatacaklar.
Bu çalışma 31 Mart akşamına kadar devam edecek …
31 Mart saat (17) den sonra sandıklar açılacak ve sonuçlar belli olacak… Çıkan sonuçlara göre bu bir aylık sürede verdikleri vaatler ve tanıttıkları projeler vatandaş nezdinde ne kadar kabul gördüğüne hep birlikte tanık olacağız…

YARARLI BİR TOPLANTI...
Ve, Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda, Silivri Belediyesi ve Silivri Kent Konseyi'nin birlikte düzenledikleri “Kooperatifçilik” konulu seminer vardı… Direktör Bülent Akın görevi devralmış ve aldığım sorumluluğu
Çok yararlı bulduğum bir etkinlikti…
Böylesine yararlı etkinliklerin, güme gitsin istemiyorum. Bu gün değil, hep istemeyenlerdendim…
Çünkü,Kooperatif demek birlik demek, üretim demek, üretenlerin gelirinin artması demek, yönetimleri etkilemesi demek v.s…
Bir ülkede üretim yoksa orada huzur olmaz. Yaşayanlar bir birinden çalarlar, o kadar...

VE, BİR İYİ HABER...
Silivrispor'da değişim...
Yeni teknik direktör “sorumluluğumun farkındayım” demiş…
İşte bu …
Haftanın değil 2019'un en iyi haberi …
Hayırlısı…

ÇEVREMİZDEN...
Hafta içinde bir dosttan uyarı;
“Seymen çöplüğünden çıkan kokular Silivri merkeze ulaşıyor.” dedi…
Ardından …
Silivri Çevre Derneği'ni göreve davet etti…
Silivri Çevre Derneği'nin kurucularından ve halen yönetiminden bulunmam dolayısıyla tam da bu noktada devreye girmek zorunda kaldım…Ve, “o tesisin oraya yapılmadan önceki bütün gelişmelerden benim de haberim var” dedim...
Devam ettim...
“İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, İstanbul'un batı yakasının çöplerinin Silivri'ye dökülmesi için karar almış. Bu kararı alırken Seymen Köylülere haber verme gereği duymadı. Ayrıca, Silivri Belediyesine de, Silivri Çevre Derneği'ne de... Silivri Çevre Derneği haberi alır almaz başta Silivri Belediyesi olmak üzere tüm “çevre” dostlarıyla harekete geçti… Gereken duyuruları yaparak kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirdi…Takdir edersin ki, elindeki tüm imkanları kullandı… Bakanlık temsilcilerinin CED Raporu için Seymen Köyüne geldiklerinde köy kadınları ile birlikte olayı protesto etti… Bu olay medyaya yansıdı, belli kesimlerce ilgi de gördü… Kısaca, olayı, duyurma çabalarını herkes gördü… Hatta, Seymen Köyünden işçi alacağız, denince yumuşayan köy ileri gelenlerine rağmen her zaman karşı durdu ... Bakanlık adına ÇED raporu için yapılan toplantıda geçen olayları hepimiz biliyoruz… Gayet iiyi biliyorum ki, bu gün, yine aynı kararlılıkla olaya durmaya hazırdır… Ama, unutmayın Silivri Çevre Derneği'nin emrinde, Polis yok, Jandarma yok, Zabıta yok, yalnız gönüllü üyeleri ve hiçbir çıkar beklemeden destek veren taraftarları var. Evet, Derneğin Olaya engel olamadı ama mücadele bitmedi” dedim ...
Teşekkür etti ve o da önerisini söyledi “bir ay sonra yerel seçimler yapılıyor, bu olay yerel iktidarı ilgilendiriyor onun için İBB adaylarından söz alınsın, olmaz mı?” dedi… Gayet tabii ki olur dedim …

YEREL SİYASET...
Adaylar dur durak bilmiyor. Sabahın köründen başlayarak gecenin yarısına kadar koşturuyorlar. Her seçim ayni şey, diyeceksiniz ama fark etmiyor, vatandaş böylesini bekliyor, istiyor. Tersi olursa, onlar bu “Mahalleye gelmedi” oluyor. Dolayısıyla siyaseten eksi puan demektir…
Mesela “köy gezileri” adı altında o köydeki kahvehanelere gidiliyor. Gecenin belli bir saatinde koca kahvehanede “5-10” kişi var. Kimi camide, kimi evinde televizyon izlemekte, kiminin de cebinde çay parası yok o yüzden gelememiş. Kasabadan gelen “Parti teşkilatı” onşarca araba ile gelmiş, arabalardan çıkan onlarca kişi kahvehaneye dalıyor, kahvehanede oturan o köylüler onlara yer vermek için ya ayağa kalkıyor, ya da kahvenin dışına çıkıyor, belki de evine gidiyor. Biraz sonra parti temsilcisi adayı tanıtmaya başlıyor. Şimdi, bu tanıtımın muhatapları kim olmuş oluyor, düşünün bakalım… Bunu Türkçe meali “kendin çalıp kendin oynama” demektir…Yapılan yanlış mı, derseniz, hayır derim. Çünkü, seçim sathı mahallindeyiz. Geleneklerimizde seçimde ilçenin her karış toprağına ayak basmak var… Gitmezsen çok kötü eleştiri alırsın. Hem de kendi partililerinden …

GENEL SİYASET...
Cumhurbaşkanı ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı yine Cumhurbaşkanı değil de AKP Genel Başkanı şapkasıyla döktürdü yine… Her zaman olduğu gibiydi yani …
Şaşırtmadı, diyebilirim …
***
Oysa… Siyasi partiler bu seçimde pek miting taraftarı değil gibi, daha çok, ev ev dükkan,dükkan vatandaşın elini sıkmak istiyor. Arada bir de kapalı salon toplantıları ile halka meramını anlatmayı tercih ediyorlar …

TAPU VE ECRİMİSİL MESELESİ...
Öncelikle...
Sayalar, Danamandra ve Çayırdere Mahallemiz sakinlerine seslenmek istiyorum…
Tapu Meselesinde sorunun ne olduğu ve AKP İktidarının bu güne kadar yaptıklarını biliyoruz. Daha doğrusu ne yapmadıklarını.
Şimdi,AKP'nin Belediye Başkan adayı yok. MHP'nin adayını destekliyor. Ona yüklenmek doğru değil… Çünkü o sorunu bilmez. Olayı bilmez. Olayın bu güne kadar geçirdiği evreleri bilmez...
Lakin, Köye gelen MHP'nin Silivri Belediye Başkan adayının yanında AKP Belediye Meclis üyeleri ile yöneticileri var …
Onlara , neden bu güne kadar bu sorunu çözmediklerini soralım…
Yani … Sorunu çözmek istedi de kim veya kimler engel oldu ?
Kim ellerini tuttu?.. Söylesinler, bizi ikna etsinler sonra ne diyecekse desinler …
Ve … İlginç bir gelişme …
İstanbul Merkezinden birileri “kiraladım” diyerek Danamandra'lı vatandaşların Ecrimisilini ödediği ve satın almak için zamanında müracaatını yaptığı bazı yerlere çöküyormuş. Vatandaşın bu konuda dertli olduğunun duyumunu alıyorum. Bilmem ne kadar aslı astarı var ama eğer aldığım duyum doğruysa çok tehlikeli bir gelişme bu. Neyse.
Demem... Bu TAPU meselesini gündemde tutmak lazım…
O nedenle …
Sayalar, Çayırdere ve Danamandra seçmenini göreve davet ediyorum…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA...
“Sadece iki günümüz var yaşamak için. Bu günleri de aşağılık insanların önünde diz çökerek geçirmeye değmez.”
(Voltaire)
GÜNE UYAN...
“Kılıç ve saban, bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup olmuştur.” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

YORUM YAP