Adil Sirkecioğlu

KARŞIMDAKİNİN GÖZÜYLE BAKABİLMEK


Kendimizi haklı görme konusunda tavan yapan duyguların estiği bu günlerde böyle bir yazı abesle iştigal olacak ama deneyeceğim. Haklılığını ispatlamak için her türlü eylem fırsatı kollayanlar, geçmişteki haklılığının intikamını almak adına savaş dahil her yola baş vuranlar bu yazımı okumasınlar. Göz ucuyla bakıp ve de yüzünü buruşturup başka sayfaya geçsinler, hatta gazete bile değiştirebilirler. Uğraşım cinnet derecesine gelen klinik vakalarla değil, benim seviyemde olup gelişmeleri anlamaya çalışan saflığını gösterenlerle. Onları kurtarabilirsek ne mutlu.

Bu duygu ve düşüncelerle Cuma akşamı yapılan panele gittim. Davet edilmesem de, halka açık olduğu ilan edildiğinden daldım salona. Karşımdakinin gözüyle bakabilmek adına güzel bir tecrübe olacağını düşündüm. Ne yalan söyleyeyim biraz hırpalanıp, salon dışına atılmayı da aklımdan geçirdim. Bu korku ve imaj atılabilse panel daha kalabalık olurdu. Benim gibi anlamaya çalışanların sayısının çok olduğu kanaatindeyim. Kırkıcı’nın güler yüzü ve daveti tedirginliğimi giderdi. "Vicdanlı karşıt” takdimi ile tanıştırılmak hoşuma gittiği gibi bendeki soğukluğu aldı götürdü.

Bendeki Diyarbakır sempatisi devam ettiğinden umutlandım. Diyebilirim ki, salonda bulunanlar içinde en iyi dinleyici bendim. Kırkıcı yarısında ayrılmak zorunda kaldı. Dakikalar ilerledikçe hayal kırıklığı katsayım arttı. Bütün konuşmacılar ellerine belli bir metin tutuşturulmuş gibi aynı şeyleri anlattılar. Bu dediğime salondan olan katılımcılar ve doktor dahil. Batıdaki bile bu kadar robotlaştırılabiliyorsa dağdakini düşünemiyorum. Tayyip düşmanlığı ne kadar kör etmişse Ağrı’daki seçim çalışmalarındaki anti demokratik tavırlarını ballandırarak anlatmakla sakınca görmediler. "Ak Partililerin para dağıtmasını engelledik” mazeretine ustaca sığınmayı ihmal etmediler.

Gezi olaylarının Kürt hareketine ve Kürtçülüğe faydalarını dinledikçe hayret ettim. İstatik rakamlarla gezi incelenirken birinci yıl dönümünün sönük anılması eleştirildi. Eminim ki geziciler eylemlerinin PKK ve siyasi kanadı tarafından bu kadar sahiplenileceğini bilselerdi hiç yapmazlardı. Bir buçuk milyon katılım sağlanan ve muhteşem bir isyan olarak görülen kalkışmanın, %35’lere düşen Ak Parti oylarını %45’lere taşıyan muhteşem bir hizmeti göz ardı ediliyor. Erdoğan’a manyak diyerek Ak Partililere ulaşma çağrısı yapan Koç Üniversitesi hocası, kendinin ve içindeki hareketin manyaklıklarını gizleyemiyor.

MHP’nin içindeyken Apo’nun asılmaması gerektiğini dile getiren, milletvekilleriyle tartışan biri olarak yazdıklarımdan dolayı bana kızacak ve Kürt düşmanı ilan edeceklere derim ki; MHP ne kadar ırkçı, siz ne kadar anti ırkçı ve demokratsınız? Sorgulamanızda sizin ve hareketiniz için büyük fayda var. Bu şekilde gidersiniz tarihe, kendini ve Kürtleri kandıranlar olarak geçeceksiniz. Geçmişteki haklılığınızın intikam duygularınızı kamçılamasına fırsat vermeyin.

Belediye Başkanı ve Meclis üyeleri bu dönem çok erken havlu attılar. Haziran ayı oturumlarında gündemde yoktu, katılımda. 9 eksikle gerçekleşen ikinci oturum yeni rekorların habercisi gibi. Vaziyete bakılırsa Silivri’nin her sorunu halledilmiş, hiçbir derdi kalmamış o nedenle iktidarı, muhalefeti çalışmaya gerek duymuyor. Işıklar seçim kazandı durdu. Fazla bir beklenti olmadığını kabul ediyorum ama bu kadar rehaveti fazla buluyorum. Meclis üyeleri ve çalışanlar ne yapacaklarını kestiremez durumdalar. "Özcan’a oy verdim, sen gazetecisin yaz. Mahallede çöpler toplanmıyor.” Şikâyetinde bulunan çaycı abla isyan pozisyonu almışsa durum vahim demektir. Kaybettiremeyenlerle mücadele ancak oy verenlerin desteği ile mümkün olur. Ekonomik olarak çöken bir belediye söylentilerinin yanına siyaseten çöken başkan görüntüsü eklenirse dönemin sonunu iple çekeriz.

Hizmet ve yatırım konusunda tek beklentim üniversite. O konuda dahi hiçbir mesafe alınmaması umudumu tüketiyor. Yer tahsisine rağmen Arıkanlı da gelişme yok. Hayat hikayesini bıkmadan saygıyla dinlemeye devam edeceğim İbrahim Arıkanlı’nın, üniversite konusundaki hizmetlerini yaşayarak görmek istiyorum. İsmet Hocaya layık bir öğrenci olmak aynı zamanda iddialı bir üniversiteyi kurmayı da gerektirir kanaatindeyim.

Pazar günü sahilde dolaşıyorum, arkamdan gelen dört kişilik aile yüksek sesle sohbet edip yürüyorlar, çocukları 20 yaş üstü olduğuna göre ana-babanın yaşını siz hesaplayın. Silivri’nin yerlisi olduğunu düşündüğüm insanlar çevre derneği pankartı nedeniyle Ali Korsan’ın hatırını sorduktan sonra, Yelken’in önüne geldik. Bir anda ahkam kesme başladı. "Burada içkiyi yüzde yüz yasaklayacaklar, burası İBB’nin kontrolünde ya yasaklayacak ya da kapatacak.” Bırak müdahale etmeyi, dönüp baksam diktatörlükle suçlanacağım. Duymazdan, görmezden geldiğim müddetçe Ak Parti iktidar olmaya devam edecek ve bende Ak Partili kalacağım. Yalan ve iftira üzerine siyaset yapanların yanında olamam.

Prof. Dr. Ye-Sho Chen Kadir Has Üniversitesindeki Siad etkinliğinin konuşmacısı. Tayvan kökenli, ABD vatandaşı, Tayvan’la birlikte Çin propagandisti. Sonuna kadar ağzım açık dinledim. Elinoğlu Silivri’deki iş adamlarıyla irtibat kurabilmek için dünya çağındaki hocasını görevlendiriyor, benim hocalarımın elinden övmek ve yardımcı olmaktan başka bir şey gelmiyor. İrtibat kuranlara fayda sağlayacağına inanıyorum. Benim üzüntüm bulunduğumuz konum. Aldığım dersler ayrı bir yazı konusu olacak nitelikte.

Hiçte karşındakinin gözüyle bakamadın derseniz haklısınız. En azından niyeti var deyip hoş görün. Karşımdakiler körse bende kör olacak değilim ya… Bakmaya, görmeye niyetlenenlerle birlikte olmaya hazırım. Tek taraflı empati yapacak olgunlukta değilim.

Kör kalmayın, gören kalın.


YORUM YAP