Özge Baydar

KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEMEK SUÇ MU?

Karşılıksız çek düzenlemek suç mudur? Cezai yaptırımları nelerdir?
Bu soruların cevabını 09.08.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5941 sayılı Çek Kanununda yapılan değişiklikler çerçevesinde inceleyeceğiz.
Çek, ticari hayatta önem kazandıkça karşılıksız çek keşide etme eylemi de giderek artmıştır. Yılın ilk dört ayında 8.4 milyar TL'lik çekin karşılıksız çıkmasının ardından 2012 yılında kaldırılan ‘karşılıksız çek yaptırımının' yeniden düzenlemesi ihtiyacı doğmuştur.
Öncelikle belirtmeliyim ki yeni düzenleme, karşılıksız çekin yaptırımı olarak hapis cezası yani doğrudan cezalandırma öngören eski çek kanunu ile aynı yaptırımları içermeyip, yeni düzenleme para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevirmeyi amaçlamakta.
Eski düzenlemeden farklı olarak artık karşılıksız çekin varlığı halinde cumhuriyet savcısı iddianame düzenlemeyecek, çeki elinde bulundurup bankaya ibraz eden ve çekin karşılıksız olduğunu tespit ettiren çek hamilinin şikâyeti ile ceza davası açılacak. Bedeli ödenmeyen, kısmen ya da tamamen karşılıksız kalan çekle ilgili hamilin icra ceza mahkemesine şikayette bulunması davanın başlaması için yeterli olacaktır. Yargılama aşamasında çek bedelinin faiziyle birlikte ödenmesi halinde ise davanın düşürülmesine karar verilecektir.
Karşılıksız çek nedeniyle mahkumiyet kararı icra mahkemesinden alındıktan sonra bu karara karşı temyiz (Yargıtay) yolu İcra İflas Kanunu uyarınca kapalı olacaktır. “İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı hakim olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir”.
Karşılıksız çek suçu nedeniyle ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümler uygulanmayacak. Verilecek ceza; her bir karşılıksız çekle ilgili olarak çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olmayacak şekilde 1500 güne kadar adli para cezasının ödenmemesi durumunda, DOĞRUDAN HAPİS CEZASI olacak
Kısacası verdiği çek karşılıksız çıkan kişinin adı sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, hileli veya taksirli iflas suçlarına karışmasa da, çekin bankaya ibrazında karşılığının tam olarak hazır bulundurulmaması fiilinden dolayı önce adli para cezasına mahkum edilecek. Bu cezasını ödememesi halinde ise infaz hükümleri uyarınca bu cezası kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirine değil doğrudan para cezasının bir karşılıksız çek yaprağından dolayı üç yıla ve aynı anda birden fazla karşılıksız çeki varsa da para cezalarının beş yıla kadar hapis cezasına çevrilecek.
Hükümlü para cezasını ödemezse, yerine hapis yatarsa veya para cezasını ödeyip de çek hamiline olan borcunu ticari temerrüt faizi ile ödemezse veya çek hamili ile anlaşmazsa, çek hamili tüm hak ve alacaklarından vazgeçmezse, hükümlünün karşılıksız çekten kaynaklanan borcu devam edecek ve hakkında hükmedilen para cezası adli siciline kaydedilecektir.
Bu düzenleme karşılıksızlık suçu bir ceza yargılaması suçu olarak değil, bir icra suçu olarak düzenlenmiştir. Bunun sanık açısından ne kadar “hakkaniyetli” olduğu tartışmalıdır. Zira sonucunda hapis cezası kararı olma riski olan bir dosyada sanık haklarından yoksun olarak yargılanacaktır.
Ceza Hukuku bu noktada iktisadi düzen için bireysel menfaatlerin korunması amacına hizmet etmiş olacaktır.
Kanun çek bedellerinin ödenmemesini ve ödenmeyen çek sayısının azaltılmasını, hamillerin alacaklarının tahsilini, böylece bozulan iktisadi düzenin korunmasını hedeflemektedir.
Piyasayı canlandırma hedefi taşıyan bu düzenleme her ne kadar günün ihtiyaçlarına uygun, ekonomi açısından faydalı gözükse de hukuk mantığı açısından çeşitli hatalar barındırmaktadır. Zira Anayasa'mızda yer alan “Hiç kimse, yalnızca sözleşemeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz”. maddesi bir kanun değişikliği nedeniyle bir süreliğine rafa kaldırılacak gibi durmaktadır.
Yazımın faydalı olması dileğimle, saygılar sevgiler...

YORUM YAP