İbrahim Çeşmecioğlu

Güneş topla benim için…

Daha askere gitmediğimiz ve daha yeni yeni siyasal bilincimizi çekincesiz çarşı pazar haykırdığımız yıllar. 1984 veya 85 Mayıs'ıydı zannımca. Bugünden baktığımda çok emin olamıyorum. Taksimdeki kutlamalara yine izin verilmemiş ama biz üç genç Solcu içimizdeki isyanı susturamamıştık! Suç muydu insan emeğinin, sahibine kahır değil onur olduğunu savunmak! Suç muydu binlerce kederi, kader diye işçiye köylüye ve ezilene yutturanı ifşa etmek!

Elimizde birer karanfil, Taksim alanının en tenha gördüğümüz alt yanından Kazancı yokuşunun başına doğru çaktırmadan varmaya çalışıyoruz. 1977 1 Mayıs'ındaki çirkin saldırıda ölenlerin anısına hızlıca karanfillerimizi yokuşun başına bırakıp, gelmişken Çiçek Pasajında birkaç bira içmek istiyoruz.

Bize Bakırköy'den katılan arkadaşımız Ülkü Tamer'in “Güneş Topla Benim İçin” şiirini, onu tanıdığımız uzun yıllar boyunca sesinden hiç eksik etmediği içtenliğiyle bizim duyacağımız gibi okumaya başladı. Kalbimiz, avcumuzun içine gizlemeye çalıştığımız allı sarılı karanfilleri ter içinde bırakacak ritme ulaşıyor! Tüylerimiz diken diken hızla yürüyoruz.

Az önce önünden geçtiğimiz çay ocağının içinden bizden sonra çıktığını hissettiğimiz şahıs hışımla copu patlatıyor arkadaşımın sırtına! Biz ondan yarım adım kadar öndeyiz. Şaşkın ‘aaahh' diye bağırıyor canı yanmış yoldaşımız!

Bir müddet itiş kakış olduktan sonra diğer polislerin de desteğiyle ortalarına katıp götürüyorlar üçümüzü de. Arkadaşımın sırtına copu indiren sivil polisin öfkesi bulduğu destekle iyice kabarmış bağırıyor “Komünist misiniz ulan itler siz ha.. komünist misiniz!”

Biraz yürüdükten sonra diğerlerine nazaran daha sakin bir sokağın ortasında duruyoruz. Tavrından ılımını anladığımız orta yaşlı komiser geliyor başımıza. Aramızda bizimle birlikte sağdan soldan toplanan birkaç “Komünist!” daha var şimdi.

Komiser, Komünistlere yükselerek üst perdeden hem de sertçe nasihatine başlıyor. Bir yarım saat höykürdükten sonra, merkeze götürmeye gerek olmadığına karar vererek, meydanı hemen terk etmek şartıyla salıveriyor hepimizi. Biz geldiğimiz gibi yine Ülkü Tamer'in şiiriyle Bakırköy sahiline çeviriyoruz dümeni(!)

Ve o 1 Mayıs'tan sonra belleğime dört başı mamur yerleşen dizeler bir devrim inancı olarak kimliğimde hala yaşıyor.

Şu anda kimse yok odamda.. anısına sesli okuduğum şiir bitiyor, komşunun saksısından kopardığım mor çiçeği özenle onun adıyla bardağa yerleştiriyorum, içine biraz da su koyarak.

Gökbahçede yaşa Ülkü Tamer, ruhun şad olsun.

GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN / ÜLKÜ TAMER

Seher yeli çık dağlara,

Güneş topla benim için.

Haber ilet dört diyara,

Güneş topla benim için.

 

Umutların arasından,

Kirpiklerin karasından,

Döşte bıçak yarasından,

Güneş topla benim için.

 

Yazdan, kıştan, ilkbahardan,

Mahpuslarda dört duvardan,

Doludizgin sevdalardan,

Güneş topla benim için.

 

Seher yeli yâr gözünden,

Havadaki kuş izinden,

Geceleyin gökyüzünden

Güneş topla benim için

YORUM YAP