Sevginar Sali

Bu acıları da atlatacağız inşallah...

Dün Silivri Belediye Meclisi ‘darbe girişimi' gündemiyle olağan üstü toplandı. Başkan bir girizgâh yaptıktan sonra söz aldı, ardından AK Parti Grubu adına Rıfat Kutlu, CHP Grubu adına da Melih Yıldız kürsüye geldi.
Başkan konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetlerine epey bir ağırlık verdi. Konu daha çok Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasisinin uğradığı saldırı mı yoksa TSK'nin uğradığı itibar kaybı mı? Cumhuriyet de demokrasimiz de çok şükür güçlenerek çıktı bu süreçten; şimdilik ve inşallah önümüzdeki günlerde de bu kanı yerleşir, gelişir. TSK'da yeni yapılanmadan söz ediliyor! Başka türlüsü mümkün görünmüyor diyeceğim, ordudan sonra tüm alanlar ve kurumlarda öyle bir temizlik yapıldı ki Türkiye Cumhuriyeti yeniden yapılanmak zorunda galiba! Bir de Cumhurbaşkanının bugün açıklayacağını ilan ettiği önemli karar var tabi…
Darbe girişimine ilişkin ilk sağlıklı bilgilere ulaşır ulaşılmaz “Feto darbeyi hükümeti değil TSK'ya yapmış anlaşılan!” diye yazmıştım… Yaptığınız şakalara dikkat edin, gerçek çıkabiliyorlar. Yıllardır kimlere kimlere güvenimizi yitirdik ama TSK hep en güvenilir kurum sıralamasında baştaydı; geçmişteki darbe referanslarına rağmen. Kocaman kocaman rütbeli askerlere bakıyorsun da ne akla hizmet resmen harakiri yaptılar insanın aklı almıyor. Kaymakam Bey'in sözleri geliyor aklıma; “Kendi ordusuna tahammül edemeyen, yabancı ordulara tahammül etmek zorunda kalır.” Darbeyi her ne kadar TSK içindeki kadrolar düzenlemiş gibi görünse de içinden önleyenlerin kararlılığı galip geldi. Ben darbecilerin yurt dışı desteği aldıklarını da düşünüyorum doğrusu. Bunda da şaşıracak bir şey yok ne yazık ki; maşallah düşmandan bol neyimiz var! Hatta düşmanlarımızdan biz kendimizi iyi kötü koruyoruz da dostlarımızdan Allah muhafaza.
Rıfat Kutlu'nin bir ricasını yerine getirip konuşmasını hiç değerlendirmesem daha iyi… Ne benim ne de onun bozulan sinirlerini daha da hırpalamaya gerek yok. Yalnız Işıklar'a yaptığı jest gözümden kaçmadı belirtmeden geçmeyeyim… Konuşmasını bitiren Başkan Bey, alkışı beklemeden meclisi yönetmeye girişince “Müsaade edin de konuşmanızı alkışlayalım” yaklaşımı gözlerimi yaşarttı. Ben de Kutlu'nun nezaketiyle karşısındakini ‘bitirme' potansiyelini alkışlıyorum! Sinirlenince çekilecek dert değil o ayrı…
Meclisin ve darbe değerlendirilmesi yapılan gündemin yıldızı CHP adına söz alan Melih Yıldız'dı… Konuşmasını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, soğukkanlılığına da hayran kaldım. Süreçle alakadar medyanın fonksiyonu ve özgürlüğünün gerekliliğine yönelik vurgularına ayrıca bayıldım. Biz bile kendimizi böyle ifade edemezdik. Tayyip Erdoğan'ın canlı yayınlara bağlanıp halkı bilgilendirmesi, meydanlara davet etme imkanı darbecileri başarısızlığa uğratan önemli etkenlerdendi.
TSK'nin içindeki vatanseverler, medyanın bilgilendirmesi, emniyetin çoğunlukta sağ duyusu ve tabi ki milli iradenin meydanlara yansıyan cesareti demokrasimizi, Türkiye Cumhuriyetini korudu.
15 Temmuz'da yaşadığımız olaya kişisel, bireysel ve belli gruplar, ya da partililer açısından bakıp değerlendiremeyiz. Bu mesele topyekun Türkiye Cumhuriyeti topraklarında demokratik rejimle yönetimi önemseyen herkesi eşit şekilde ilgilendirir.
Demokrasiye hizmet ve katkımız aynı olmaz. Birimiz kitap yazarız, diğeri haber yapar, bir başkası hizmet üretir, akademisyen veya sporcular da demokrasiye son derece etkin katkılar sunabilir illa seçilmiş, siyasetçi, idareci veya yönetici olmanıza hiç gerek yok. Kendimizi en iyi ifade ettiğimiz iş veya yetenekle toplumumuzun refah ve zenginliğine, özgürlük ile demokrat şekilde var olmasına katkı sunarız.
AK Parti-CHP-MHP ilçe başkanlarının biraradalığını mecliste de görsek hiç fena olmazdı. MHP'nin her ne kadar mecliste grubu bulunmasa da darbe girişimi hususunda söyleyeceklerini dinlemeye hazırdık. Hatta diğer tüm ilçemizde teşkilatları bulunan parti sözcülerini de…
Canı gönülden dilerim ki böyle acı gündemler olmadan da birliğimizi dinç tututğumuz, darbe tecrübelerimize yenilerinin asla eklenmediği nice aydınlık yılları olsun genç Cumhuriyetimizin…

YORUM YAP