Ali Gülcü

Bir Fotoğrafın Hikayesi

Bazen boş zamanlarda Ara Güler fotoğraflarına bakıyorum... Dinlendiriyor...
Yıllar önce siyah beyaz fotoğraf karelerine konuk olmuş insanların hikâyelerini merak ediyorum...
Kimdir?
Necidir?
Yaşıyor mu?
Yaşıyorsa fotoğrafının çekildiği o anı anımsıyor mu?

***
Trakya köylerinden birinde köfte yiyorum...
Duvarda siyah beyaz bir kartpostal var... Fotoğraf, yaz aylarında çekilmiş... Tıka basa saman yüklü bir at arabası... Saman tepesinin üzerine oturmuş, elinde tuttuğu dizginlerle, gömlek düğmeleri göbeğine kadar açık, Sadri Alışık bıyıklı, objektife gülmüş gençten de bir adam!
Bir yaşlı köfteciye bakıyorum, bir kartpostaldaki genç adama... Sanki o!
Baba sinirli birine de benziyor... Cesaret edip “fotoğraftaki sen misin” diye soramıyorum...
Bir süre sonra merak korkuyu yeniyor...
— Ya baba kusura bakmazsan bir şey soracağım...
— Buyur...
— Bu fotoğraftaki adam sana çok benziyor...
Beklenmedik bir şekilde, dişsiz ağzını büzüştürerek gülüyor ihtiyar...
— Benim o kardeşim!
— Nasıl sensin?
— Basbayağı benim işte... Fotoroman yıldızıydım ben eskiden!
— Atıyorsun!
Cevap vermeden, kapının önüne kadar çıkıp, bitişikteki kahveden çay söylüyor...
— Neden atacağım, fotoroman yıldızından köfteci olmaz mı?

Haberin devamı 02.08.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP