Sevginar Sali

Bardağın dolu ve boş tarafı…


"Silivri Belediyesi Sosyal ve Kültür İşleri Müdürlüğü görevinden Şebnem Bozçalı gidiyor, yerine Duygu Kartal geliyor…” haberi dün itibariyle tavan yaptı. Sosyal İşler konusunda Bozçalı biçilmiş kaftanken, Kartal’a Kültür İşleri sorumluluğuna (memuriyet konumu da gereği) yetki ile fırsat verilmesine çok karşı çıkamıyor insan.
Elif Bilici’nin Özel Kalem Müdürlüğünden sonra Kartal’ın Sosyal ve Kültür İşleri Müdürlüğü olasılığı cinsiyet ayrımcılığı açısından incitici sayılabilecek yorumlara kadar vardı. Pozitif ayrımcılık damarımı kabartmakla birlikte bazı şeylerin anlaşılmasındaki güçlülüğün ne kadar alakasız gerekçelerle doldurulabileceğini karar vericiler hesaba katmalı.
Işıklar’a son görevlendirme karar ve olasılıkların hesabı sorulsa "Çalışacağım ekibi belirlemek benim hakkım” der savunmayı sollar, saldırıya geçer… Eşref saatine denk gelirse ancak gerekçelerini açıklar. Ona da hak vermek gerekir. Sorgulanmaktan o kadar bunaldı ki… Ben hiç öyle ani karar verdiğini sanmıyorum. Çok içine sinen adımlar attığını da söylemek mümkün değil ne yazık ki dışarıdan bakılınca. Bir kendi tercihleri var bir de kamuoyuna kabul ettirebildikleri… Arayı bulmaya çalışıyor kendince… Paylaşsa işin içinden daha da çıkılmaz bir hal mi alır? Yoksa eli mi rahatlar bilemiyoruz!!! O taviz verdiğini sanırken, takdir yerine eleştirilerle karşı karşıya kalması moralini bozuyor muhtemelen.
Belediyenin siyasi kadroları ile memurlar arasındaki çalışma anlayışı, alışkanlıkları epey farklılık arz ediyor. Aradaki uçurum görev ve sorumlulukların, beklentileri karşılamasında ve en iyi şekilde yerine getirilmesinde temel sıkıntı.
Kültür ve Sosyal İşlerini ayrı müdürlüklerde organize etmeyi düşünen Işıklar yine de en doğrusunu düşünmüş…
Şebnem Bozçalı, müdür denildiğinde yerini ve tanımının hakkını veren bir isim olarak algılanıyor. Kabul etmek gerekir ki konum ağırlığı var.
Duygu Kartal’ın kültür merkezinde istediğinde çok benimseyerek, içten bir çalışma ortaya koyabileceğinin örneklerini gördük. Genç ve tecrübesiz oluşu dezavantajı. Belki daha fazla sorumluluk ve yetki sonucu çok çalışarak, başarılı olamayacağı ile ilgili önyargıları ortadan kaldırır… Denemeden bilemeyeceğiz… Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü için kadrosu uygun olabilir ama hakkını vermesi zor görünüyor. Kuşku duyanlara hak vermek lazım. Kültür İşleri konusunda ben o kadar da umutsuz değilim, denemeden ‘yapamadı’ demeyelim…
Ayfer Köylü meselesine gelince… Bir nöbet değişimi iyi olabilir. Kültür Merkezinin daha aktif ve etkin bir çalışma içinde olması gerektiğini birçok kişi söylüyor. Taner Çetin ismi ile ilgili değerlendirmeler duyuyorum. Ezeli Ömer Çetin muhaliflerinin tepkileri gündemde zirve yapacaktır ama Avcılar’ın Kültür Merkezi çalışmalarını duymayan kaldı mı acaba? Bir insan yaptığı işte başarılıysa kimin akrabası olduğunun önemi yok. Benim ablam da gazetede çalışıyor. Ama işinin hakkını vermese bu ne kadar sürebilir ki?!
Sözünü ettiğimiz görevler ve kişiler ile ilgili henüz kesinlik kazanan bir resmiyet yok. Ama olacaklar ve olması gerekenlere ilişkin, garip bir köşe yazısı kaleme alınması gerekirse; bence durum bu.
Silivri için hayırlısı olsun!

YORUM YAP