Sevginar Sali

AK başkanlar için geri sayım

Görünürde Emrah Maşalacı'ydı, Metin Karakaş'tı, Hüseyin Turan'dı derken Sami Barlas ve bir ihtimal Hazım Aras ile tamamlamak üzere AK Parti süreci…
AK Parti'nin Başkan Adayı seçimini cidden çok merak etmeye başladım… Daha şimdiden yapılan “Seçimi şu alır” tarzındaki öngörüleri sebebiyle pek çok kimseye gıpta ediyorum etmesine de seçmen davranışları ile tercihlerine bu denli yüzeysel yaklaşım ile sağlıklı bir sonuca varılabileceğine inanmıyorum…
Aday adaylarını coşkuyla alkışlayan veya hakarete varan söylemlerle eleştirenlerin ötesinde sessizce karar gününü bekleyen sağduyuyla hareket eden bir kalabalık var. Kamuoyu yoklamaları bir eğilimi ortaya koyabilir ama gerçek sonuca dair çok az şey anlatır onu da okumasını bilene.

HAYATIN DEĞERİ NEDİR?
Adam, hayatın değerini soran oğluna bir taş verir ve bunu markete götürüp satmasını söyler. Fiyatını sorana da, sadece elinin 2 parmağını gösterip, hiçbir şekilde konuşmamasını öğütler.
Çocuk markete gider. Az sonra bir kadın yanına yaklaşarak taşla ilgilenir: “Kaça bu taş? Bahçemde bir yere koymak isterim.”
Çocuk iki parmağını kaldırır.
“2 dolar mı? Pek ala almak isterim.”
Çocuk babasına koşar ve olanları anlatır. Babası bir yorum yapmaz ama bu kez de onu bir müzeye gönderir. Görevli inceler ve taşın fiyatını sorar. Çocuk yine 2 parmağını kaldırır ve başka bir şey söylemez. Görevli: “200 dolar mı? Müzemiz için iyi bir parça, almak isteriz.”
Çocuk yine şaşkın. Babasına koşar. Babası yine sessiz. Son olarak oğlunu, değerli taşlar satılan bir mağazaya yönlendirir. Kuyumcu eline aldığı taşa şaşkınlıkla bakar ve sorar: “Nereden buldun bunu? Dünyanın en değerli ve en nadir bulunan taşlarından biridir. Kaça veriyorsun?”
Çocuk her zaman olduğu gibi 2 parmağını kaldırır ve bekler.
Adam: “200.000 dolar mı? Olabilir. Alabilirim der.”
Çocuğun kafası iyice karışmış, doğruca babasına koşar ve konuşmaları aktarır.
Babası oğluna dönerek şöyle der: “Sevgili, oğlum. Şimdi hayatın değerini anladın mı? Senin nereden geldiğin, nerede doğduğun, teninin rengi, ne tür bir zenginlik içinde yaşadığın önemli değildir. Önemli olan kendini nerede konumlandırdığın, etrafını hangi insanlarla çevrelettiğin. Kendini nasıl taşıdığındır. Hayatını 2 dolarlık taş gibi hissederek ve yine; tüm hayatını seni 2 dolarlık taş gibi gören insanlarla yaşayabilirsin. Oysa herkesin içinde bir elmas madeni vardır. İçindeki pırlantayı keşfettiğin gibi, etrafına topladığın diğer insanların kendi değerlerini fark etmelerini sağlayabilirsin. Etrafını, senin değerini bilen insanlarla çevirebilirsin. Kendimizi bir markete de, bir mücevher dükkanındaki bir vitrine de koyabiliriz. Bu seçimimizdir. Çevremizdeki insanları akıllı seçmektir aslolan… Fark yaratacak olan budur.”

YORUM YAP