Sevginar Sali

Ya ölüm ya da yeniden doğuş...

Derler ki: “Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp, tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Tüyleri kartlaşır, kalınlaşır ve kanatlarına takılmaya başlar.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.
Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.
Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.
Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler.? Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar.
5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.”
Çok etkileyici değil mi?

Dün üç aylık aranın ardından, son dönemde, siyasi hayatının istikbali konusunda çok emin olamadığım AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu medya mensuplarıyla buluştu. “Yıkılmadım ayaktayım, dertlerimle baş başayım...” der gibiydi... (Ses kayıt cihazlarımıza “Silahlarınızı çıkartın başlayalım” hitabeti çok manidardı...) Muhalefetin tutumuna bakarak, iktidarın vaziyeti anlaşılır mı? Bence mümkün... Kutlu'nun Işıklar'ı incitmemek için özenle seçtiği üslup, etrafından dolandığı konular, mecbur kalmadıkça elini sürmediği eleştiri okları iktidara dair o kadar çok şey ve net anlatıyordu ki; anlamaktan, hissetmekten içim kıyıldı...
Hadi AK Partiyi ayağa kaldıracak bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi var arkasında... Hükümetin küçük parmağını oynatmasına bakar Silivri'nin anlık ihya oluşu... Özcan Işıklar'ın kimi var? İki dönemdir kendisine karşılıksız, her şeye rağmen destek verenler Silivrililer dışında... Bir de son günlerde Edirne Milletvekili Erdin Bircan ve Belediye Başkanı Recep Gürkan'ı ekleyin isterseniz; zengin göstersin! Allah'tan AK Parti de en az CHP'nin tepe kadroları kadar Silivri'yi önemsemiyor ve bir de Işıklar'ın ballı talihi ayakta kalışının mühim etkeni... Bildikleri ve bilmedikleri arasındaki sınırı iyice aşmış olması dezavantajı hepimize pahalıya mal olmaya başladığını da belirtmeden geçemeyeceğim... Her şeyi en iyi o biliyor, herkes onun istediği gibi olacak ve arzu ettiğini yapacak! Doğrular ve gerçeklik; aman kim takar…
Topbaş-Işıklar hattında gerilimin ortadan kalkmasına, İBB yatırımlarının Silivri'ye gelişi hususunda AK Partinin rezervsiz desteğine ilçemizin ihtiyacı büyük.
Kutlu'nun “Kısır çekişmeler Silivri'ye yapılacak en büyük ihanet” sözünün altına imzamı atarken, herkesin bu anlayışı ayakta alkışladığına eminim. Yıkmak, yok etmek o kadar kolay ki… Ama yapmak, bir arada tutmanın zorluğunda yoğrulur değerler…
Sözde teselliler, gerçekleşmeyen vaatlerden çok yorulduk, hayallerimizin kıyıdan köşeden gerçek olduğunu görmek can suyu olacak gelecek umutlarımıza.
Muhalefetin sunmaya hazır olduğu desteğe, işbirliğine hazır oluşuna, anlayış potansiyelinin yüksekliğine iktidar yapıcı bir şekilde omuz vermeli. Çok acı biliyorum ama görüyorum ki Işıklar'ın ne İl Başkanlığı ne de öyle çok fazla Genel Merkezinden gördüğü, görebileceği bir destek yok. Sırtını sıvazlayıp Silivri'ye kaderiyle baş başa çabalamaya yolluyorlar... İktidarının cicim ayları biteli de çok oldu; hazır hükümet de nikâh tazeleme tarihini öne çekmeye niyetlenmişken (erken yerel seçim tarihi olarak Ekim 2018'e işaret ediliyor) herkes artık sorumluluklarına şöyle bir adam akıllı yoğunlaşsa hiç fena olmaz. İnsanın kendisine yapacağı en büyük iyilik görevini layığı ile yerine getirmek; hatalarıyla yüzleşme faslını da atlamayalım...

Bir dipnot; Dünkü Silivri Birlik mevzusunda Kaymakam Beyle görüştük. Lütfen mağdur olanlar Kaymakamlık İnsan Hakları Komisyonuna bizzat başvurmayı ihmal etmesinler. Zor ve zahmetli gelebilir ama yetkililerin elini kolunu bağlayan yasal boşluk ve esneklikleri el birliğiyle kapatmamız çözüm için şart görünüyor...

YORUM YAP