Tanıştığımızdan sonra dile getirdiği aptallıkla ilgili sözünü tartışabilme imkânı bulamadım. Fakat tanımaya ve anlamaya çalıştığım bilge ihtiyarın ideolojiden uzak, siyasetten arınmış bir tespitte bulunup gereğini yapma gayreti içinde olduğuna hep inandım. Belli aralıklarla darbeler yapıldığı, şapka bırakıp gidenlerin döndüklerinde baş tacı olduğu, hükümet kurabilmek için satın alınan vekillere bakanlık verildiği, vatan için çalıştığı iddiasındaki gençlerin birbirini dinlemediği, kendi sokak, mahalle ve kahvelerine bir diğerini sokmadığı ortamda gelişen olaylar aptallıktan başka be olabilirdi?
Aziz Nesin’in % 90 diyecekken, Evren referandumunu çağrıştıracağı ve başı derde gireceği düşüncesiyle altmışlara çektiği rivayet edilir. Seviye ne olursa olsun hakaret etmek, horlamak, küçük görmek, umutsuzluğa düşmekten daha çok bir aydın olarak sorumluluk almak ve mücadele etmekle ömrünü tamamladı. Madımak’ta bile yılgınlığa düştüğünü sanmıyorum. Bu günün sözlük anlamı mirasçıları Nesin’in amaçladığının çok tersinde hareket ediyorlar. Nesin’in sözünü; kendilerini istemeyen, beğenmeyen, desteklemeyenlere karşı bir tehdit ve hakaret olarak kullanıyorlar. Yaptıklarını yazdıklarını anlamadan, kemiklerini sızlatma pahasına.
İstisnasız bütün siyaset erbabında kendine oy vermeyeni aptal olarak değerlendirme eğilimi var. Bu durumda olanlar kendi aptallıklarını kamufle edebildiklerini düşünüyorlar. Köklü geçmişleriyle öğünürken iktidar olamayanlar, geneldeki başarıya rağmen yerelde % 60’ı karşısına alanlar, yetmeyip bu oranı % 70 ler seviyesine çıkarma gayretindekiler; Aziz Nesin’in sözünü çok yönlü düşünüp, değerlendirme mecburiyeti hissetmeliler. Hissetmeseler ne olur? Tabii ki hiç! Ele geçirdikleri makamlarda oturmaya devam ederler. Aptal gördüklerinin, uygun olmayan yerleriyle kendilerine gülmeye devam ettiklerini anlayamadan!...
Devamı 08 Şubat 2011 tarihli Hürhaber Gaztesi'nde