Ahmet Yücegök

SİLİVRİ'DE SEÇİM HAVASI - 7 Eylül 2015

Tekrar seçim kararı gereği "Seçim Hükümeti” kuruldu.
Güvenoyuna ihtiyaç yokmuş.
O nedenle güvenoyu almadan göreve başladı.
"Güvenoyu olmadan olur mu ?” demeyin.
Olurmuş. Ki… Kim ne derse  desin,  bu  hükümet öyle bildiğimiz hükümetlerden olma-yacak.
Görevi yalnız "seçimle sınırlı” deniyor…
***
Doğu ve Güneydoğu Anadolu yangın yeri. Bir çok ilçede sokağa çıkma yasağı uygulaması  yapılıyor.  Vali Bey, Milletin Vekillerini  ilçeye sokmuyor.
Yani ilçede ne olup bittiğini Vali Beyden başka bilen yok.
Şimdi düşünebiliyor musunuz?.
Orada, o ilçede  seçim yapılacak.
Yani sandık  koyulacak.  
Vatandaş seçme ve seçilme  hakkını kullanacak… İyi de nasıl olacak? Bilen yok
***
Silivri’de durum sakin gibi.
Lakin her tarafta rastlanacağı gibi Silivri’de de seçime tepkili seçmen bulmak zor değil. Yani, "jet” seçimi kimin  istediğini  vatandaş biliyor. O yüzden Silivri’de de  sakinliğin garantisi yok.
Nitekim seçimle  ilgili olarak, her sokağa çıkışımda onlarca  kişiye rastlıyorum ve  inanın tamamına yakını "seçimin nereden çıktığını, kimin gönlünü yapmak için yapıldığını ve gönlünden başka şeyler geçse bile kimlerin korkudan o kişinin  isteğine boyun eğdiğini” biliyor. Ve, alçak sesle de olsa "teessüflerini” bildiriyor.
***
Demem Silivri insanı, etrafta döndürülen bin türlü fırıldağın, bin türlü dümenin, kimin emriyle ve kimlerin dayatmasıyla   tezgahlandığını  farkında.
***
Cumhurbaşkanının Saray’da  yaptığı konuşmalar, her tarafta olduğu gibi Silivri’de de müthiş bir gerginlik yaratıyor.
Cumhurbaşkanının bu konuşmalarından tek-tük bile olsa etkilenen bazı fanatikler o gecenin sabahında nerede, hangi toplulukların içinde olduğuna bakmadan akşamdan aldığı gazla "terör” estiriyor.
Kazara uyan olsa, al sana "kaos”.
***
Geçen hafta içinde Çay Bahçesinin birinde sabah çayımı içiyorum. Önümde deniz. Çay yapılan kapalı alan arkamda kalıyor.  
Sabah, sabah denizi seyrediyorum.
Denizi ışıl, ışıl.
Teknelerin bazısı açılıyor, bazıları balıktan dönüyor. Teknelerin  motor sesleri inanılmaz güzel geliyor sabah,sabah.  
Ve, gruplar halinde sabah, sabah  yürüyenler …
Kimi, kahvaltısını  çay bahçesinden temin ediyor, çoluk, çocuk muhabbetle yapıyor, kimi evden getirmiş.
Bildiğimiz sıcaklardan eser yok, ben ona  "tam bir bahar havası” diyorum.
Ama o ne? Çay yapılan kapalı alanın yanından  kaba, saba sesler geliyor.
Dönüp bakıyorum.
Sabah yürüyüşünü yapmakta olan emekli bir  vatandaş, kapalı alana girmiş su alacakmış, televizyonu açık görmüş, televizyonda,   Cumhurbaşkanı  konuşuyormuş. Vatandaşımız, kendi, kendine "nasıl konuşuyor, bu güne kadar böyle Cumhurbaşkanı  görülmedi” mealinde  laf  etmiş .
Az ilerde sabah kahvaltısını yapmakta olan Cumhurbaşkanımız "aşığı” vatandaşımız da  o lafı duymuş olacak,  büyük harflerle savunmaya geçmiş. Karşılıkla laflaşmalar başlamış. Bize kadar gelen o kaba, saba sesler onlarmış.
 Herkes arkasına dönüp onlara bakmaya başladı. Sonuçta, babacan tavırlı çay bahçesi işleticisi araya girdi oralık yatıştı.
Lakin sabah keyfim kaçtı.
***
Hafta içinde Silivri’de duyduğum en iyi haber "Arazi mafyasıyla mücadele devam ediyor” haberi oldu.
Olayın tüm taraflarını bir masa etrafında görmek, en azından sorunun çözümüne dair umutlandırdı.
***
Yeni atanan AKP Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu’nun  listesinin onaylandığını bu yazıyı kaleme alırken duymamıştım.
Gurupların itirazları üzerine çeşitli dedikodular duydum ama o kadar önemli değil.
Kısaca neden uzadığına dair bilgim yok.
İyi haftalar.
         
VE, BİR ÇEVRE OLAYI
Olayın başlangıç yeri: B.Kılıçlı Mahallesi.
Olaydan mağdur olan: K.Kılıçlı Mahallesinde üretim yapan  çiftçiler.
Olay:  Evsel atıkları dereye boşaltma ve dereden yararlanarak seracılık yapanların uğradıkları zarar ve İSKİ’nin yetki ve sorumluluk alanında olmasına rağmen "ilgi alanımda değil” diyerek olaya müdahale etmekten geri durması.
Talep: İlgili ve yetkili kurumlardan destek.

BİR ÇEVRE OLAYI DAHA
Yer: "Silivri Sahili”
Ayçiçeği yiyenlerden şikayet var.
Çevreci bildikleri kişilere söylemişler.
Onların cevabı "Siz ne diyorsunuz, etraf kokudan geçilmiyor. Aylardır İSKİ’yi uyarıyoruz, tıs yok. Hiç olmazsa, çekirdek kabukları kokmuyor” olmuş.

VE, KALKAN BİR YASAK  
Av yasağı sona erdi.
Balıkçılar nihayet  "Vira Bismillah” dedi.
Hemen sevinmeyin. Henüz balık ucuzlamış değil.
Balıkçılar ucuzluk için  "Ekim ayını bekleyin” diyorlar. Neyse. Göreceğiz…
                                          
BİR KUTLAMA
1 Eylül "Dünya Barış Günü”
Biliyorum geç oldu ama olsun.
Önemli değil yeter ki barışılsın.
Ülkem için diliyorum.
Geç bile olsa "Dünya Barış Günü” kutlu olsun diyorum.

BİR KUTLAMA DAHA...
Silivri Belediyesinin düzenlemiş olduğu arıcılık kursunu bitirenlere vaat edilen arı kovanları  dağıtılmış. Öylesine kulağıma geldi. Tören filan yapıldı mı, bilemiyorum.
Hayırlı olsun!

BÖYLESİNİ DE GÖRDÜK
Bir Cumhurbaşkanı,  ilk önce seçimlerden  birinci çıkmış parti liderine vermiş olduğu Hükümeti Kurma Görevi başarısızlıkla sonuçlandığında ,  ilk defa  ikinci olmuş Parti liderine "Hükümet Kurma Görevi” vermedi. İbretlik bir durum.
Peki kime verdi?
Haziran seçimleri öncesi Hükümeti olan, ayni zamanda kurucusu olduğu, halen başkanıymış gibi davrandığı Ahmet Davutoğlu’na verdi.
***
Bir Cumhurbaşkanı, ilk defa "siyasi " partilerin iradesi dışında seçim kararı aldı.
***
AKP yetkilileri dışında ki herkes Cumhurbaşkanının oturduğu Sarayı tartışıyor.
***
İlk defa  bir Cumhurbaşkanı, Muhtarları Sarayında toplayıp talimat yağdırıyor. Ve,  yetmiyor "İhbarda bulunun " diyor.
***
Anayasamıza göre bağımsız sayılan, onun üzerine yemin etmiş bir  Cumhurbaşkanı, ilk defa Siyasi Partilerle  Seçim Meydanlarında …
***
Ve ilk defa bir Başbakan, kendi  bakanlarına  "yapacakları atamalarla ilgili” genelge çıkarıyor.
Düşünebiliyor musunuz?
Bir başbakan kurduğu kabinede görevlendirdiği bakanlarına "benden izinsiz atama yapamazsınız” genelgesi gönderiyor.
***
Ve "Mecliste Tezkere oylanırken  Bakanlar Kurulu sıralarında  birlikte oturmalarına rağmen iki Bakan  farklı oy kullanıyor.”                    
***
Hafta içinde tıpkı "Ergenekon” davalarının görüldüğü günlerde olduğu gibi   Koza/İpek Gurubuna baskınlar yapıldı.
Öyle ki, Genel Merkez binası ile birlikte (23) Şirketine ayni günde operasyonlar yapılıyor. Bu grubun geçmişteki  günahları az değil.
Onlar bir yana.
Ama inanılır gibi değil.
Bizler, 12 Mart,12 Eylül, 28 Şubat askeri müdahalelerini görmüş, yaşamışlar olarak böylesini görmedik. İnanın .
O dönemlerde, Derneklere, Sendikalara, Siyasi Partilere v.s.  operasyonlar baskılar oldu. Medya ya da oldu …
Ama bir bankaya, fabrikaya, ticarethaneye, dershaneye veya üretim yapan  her hangi bir üretim yerine böylesine baskınların yapıldığına tanık olmadık. Demek ki Cumhurbaşkanımız  "isteseniz de istemeseniz de yönetim şekli değişmiştir, bundan böyle fiili bir durum var” demecinin anlamı buymuş.
Cumhuriyet ilanından bu güne, hiçbir dönemde, görülmeyen şeyler bunlar.
***
Neyse bu günler belki de bu günkü bunalımın nedeni, uzakta olmayan güzel günlerin gelişinin habercisi olabilir. Biraz da öyle bakmak lazım.
Ve. Biliyoruz ki her toplumsal dönüşüm bir ütopyadan doğar.
Ünlü bir yazarımızın sık, sık tekrarladığı gibi "enseyi karartmamak lazım.” diyorum.
    
İKİ YÜZLÜLÜK
Birkaç yıl önceydi zamanın başbakanı ile kahvaltılı toplantılar yapıyordu.
Bir gün geldi bir yerlerden düğmeye basıldı.
Ondan sonra Esad "en acımasız katil” oluverdi. Esas çıkarı olanlarla birlikte.
Yandaşlar hep bir ağızdan "katil” demeğe başladılar Esad’a …
Suriye vatandaşı bile ne olduğunu anlayamadı …
 Ardından yönetime karşı savaşan, başta "özgür Suriye ordusu”  olmak üzere, o güne kadar adını sanını duymadığımız daha bir sürü örgüt adını duyduk.
 Kardeşim Esad’ın yerine "Katil Esed” almıştı.
Oysa en uzun sınır komşumuzdu.
O güne kadar hiç sorun yaşamadık değil, ama yaşadığımız tüm sorunları, hep anlaşmayla çözmüştük onunla ve ondan öncesinde Babasıyla.
Çünkü biz  "ev alma komşu al” ve  "komşu komşunun külüne muhtaçtır” gibi komşuluklara önem veren kültürden geliyorduk.
 Çünkü o güne kadar "yurtta barış, dünyada barış” demiştik hep.
Netice Suriye’ de bu gün yaşananlardan tek sorumlu Esad’ın olmadığını tüm dünya biliyor.
Krizin kimlerin eliyle yaratılan bir kriz olduğu  herkesin malumu.
Ayrıca. Hafızam beni yanıltmıyorsa "şu kadar gün sonra Cuma namazını, Suriye’nin şu şehrinde kılacağız” diyordu birileri.
O birileri.
Şimdi …
Manzarayı gördükçe.
Ortaklarıyla birlikte, ağlaşıyorlar.
Ve.
Dünü unuttuk zanneden bu kişiler,  Dünya kamu oyuna  serzenişte bulunuyorlar.
Bu "ikiyüzlülük” değil de nedir …

YOLCU ABBAS...
Adaylık başvuruları başladı .  
AKP önünde kuyruk yokmuş.
Hatta, "Olamaz” kuralı kaldırılmasına rağmen üç dönemliklerden bile müracaat etmeyen çokmuş.
Maksadım niyet okuma falan değil.
Görünen o ki müşterisi azalmış …

ECRİMİSİL VE TAPU
Efendim "Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Mahallelerinde tarlalar ekilmiyormuş. Üstelik arazilerin çoğu sulak araziymiş.”   
Devam ediyorlar. "Geçmişte Danamandra Köyü barbunya fasulyesinin  anavatanı gibiydi. Orada  üretilen kadar hiçbir yerin fasulyesi  öyle güzel pişmiyormuş.”  
İyi de …Hiç kimse ama hiç kimse "neden  bu Köy insanları, bu kadar güzel işi bıraktı da, fabrikalara kapağı attı” demiyor.
***
Ama şu kadarını söyleyeyim her hafta bu köşede tekrarladığım  "ecrimisil ve tapu” meselesi o güzel yerleri ekmeme nedenlerinden biri.
Bilmem anlatabildim mi !.    

İSTER İNAN /
İSTER İNANMA
"Hayat standardını siyasete girerek değiştirmiş olanların aramızda yeri yoktur.”
(Ahmet Davutoğlu – AKP Genel Başkanı/Başbakan)
                                              ***
"...Sedit bir şekilde kafalarını ezeceğiz...”
(İçişleri Bakanı-Selami Altınok)
"...Bu bakan, hukuk devletinin bakanı mı yoksa diktatörlüğün bakanım mı? Kararını versin. Böyle bir anlayış hukuk devletinde olmaz.”
(Kalkınma Bakanı - Müslüm Doğan)

GÜNE UYAN
"Hiçbir toplum, öyle bir anda yıkılıp gitmez… Hiç merak etmeyin…
Bu karanlık dönemde bitecektir,hiç kuşkunuz olmasın…
(Emre Kongar-
29/08/2015/Cumhuriyet)

BUNLARDAN
• Guatemala’da, adı milyonlarca dolarlık yolsuzluğa karışan ve dokunulmazlığının ardından istifaya mecbur kalan Devlet Başkanı Otto Perez tutuklanmış.
• Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş kendisini eleştiren MHP yöneticilerine çok kızmış "Bana sataşanlar 2 sarhoş, 3-5 çakal” demiş.
• 2011-2014 Yılları arasında Bolu’da AKP İl Başkanlığı görevinde bulunan Ömer Sayın, milletvekili adayı olmak için partisine başvurmuş. Başvurusunda, Türkiye’nin zor günler geçirdiğini belirterek "...Hilafet Türkiye’den batmıştır, tekrar Türkiye’den ayağa kalkacak. Bütün İslam âlemine, bütün ümmeti Muhammed’e tekrar ağabeylik yapacaktır.” demiş.
• Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç, "Lehman Brothers’ın iflasının üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen neredeyse yeniden aynı noktaya döndük.” demiş.
HABERİNİZ
VAR MI?

YORUM YAP