Sevginar Sali

Silivri’de FETÖ operasyonu

Silivri geçtiğimiz haftayı FETÖ soruşturması kapsamında 4 gözaltı haberiyle kapattı. Geçmiş dönem meclis üyesi olması asabiyle isimlerden biri öne çıktı. Bilgisine operasyon kapsında daha önce de başvurulmuş ve serbest kalmıştı. Edinilen bilgilere göre bir fabrika sahibi ile avukat da son göz altılardan etkilendi. Mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir işadamımız da ikinci kez gözaltına alındı ve dört isim arasından İstanbul'a sevk edilmeden serbest kaldı.
Dört isimin ihbarlar neticesinde gözaltına alındığı ifade ediliyor…
At izinin, it izine karıştığı bu dönemde masumiyet karinesinin hassasiyetle gözetilmesine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Suçu kanıtlanana dek herkes masumdur! Suçu olan zaten cezasını öyle veya böyle çeker; bundan kurtuluş yok!
Yeni Emniyet Müdürümüz Hakan Çalışkan da görevine başladığına göre Haydar Özdemir dönemindeki gibi sağlıklı bir bilgi akışı sağlanırsa basın olarak, kamuoyunu içinden geçtiğimiz sancılı süreçler hakkında doğru ve daha sağlıklı şekilde bilgilendirme imkanı buluruz inşallah.

DAHA İYİSİNİ HAK EDİYORUZ
2017 ile ilgili geri sayım da başladı… Çok şükür… İnşallah gelen sene, gideni aratmaz… Türkiye ile ilgili o kadar çok felaket senaryosu okuyoruz ki bu aralar; inşallah hepsi yalan çıkar, başımıza türlü belalar açanlar sonunda hak ettiği cezayı bulur da rahat bir nefes ile gereken dersleri alırız…
2016 yılında yaşadıklarımızın özetini çıkarmaya elim varmadı… Sonra güzel anlar kadar başımıza gelen kötü olayları da anımsayarak, ders çıkarmamız gerektiği düşüncesinin ağır sorumluluğu altında son dakika yine bir arşiv taramasına giriştim…
‘Hata'lar düzeltilir de mevzunun adı ‘ihanet' olunca durum epey değişiklik arz ediyor… İhanet aşama aşama büyüyen bir şey… İnsan önce kendisine, sonra ona inanan yakın çevresine sonra ülkesi ve çok da azimli ve gözü iyice döndüğüyse insanlığa varana kadar sürdürebilir hainliğini…
“Neyi düşünürsen onu çağırırsın” diye pozitif düşüncenin bir eğilimi var… Her şey yolundaymış gibi davranmak çok zor biliyorum. Ama düzeleceğine dair umudumuzu ve düşüncemizi hakim kılmazsak hepten içinden çıkılmaz bir hal alıyor hayatımız…
Yüreğimiz ağızımızda yaşamaktan daha iyisini hak ediyoruz… Buna önce kendimiz inanmalıyız. Dünya, insanların daha iyi olma gayretiyle daha güzel bir yer olabilir ancak. Yoksa dağı, taşın, güneşin, yağmurun bir suçu yok çektiğimiz acılar konusunda…
Bize bahşedilen bu kadar güzel bir dünya ile yetenekler, akıl, düşünme gücünü insanlığın mutluluğu için kullanmak yerine felakete sürüklenmesine göz yumma ısrarına değerlendirmemiz büyük kayıp…
Hz. Mevlana'nın çağlar ötesinden, günümüze ulaşan önemli miraslarından biri, yedi öğüdüdür. Gerek ferdi, gerekse toplumsal, pek çok problemin reçetesi olan bu yedi altın öğüt şöyledir:
1-Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol,
2-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
3-Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
4-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
5-Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol,
6-Hoşgörülükte deniz gibi ol,
7-Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Bu kadar basit işte!
İnşallah 2016'ın son haftası kayıplarınızın yerine daha değerli kazanımlar, yitirdiklerinizin boşluğunu daha hayırlı kazançlarla tamamlar...

YORUM YAP