Hüseyin Kuru

Sektör yeni arayışlar içinde...

İnşaat sektörünün ivme kazanması için belirli bazı parametrelerin mutlaka olması gerekiyor. Öncelikli olarak sektörün iş yapabilmesi için istikrar şart!
Bu kelime sihirli bir kelime hem siyasi hem de ekonomik anlamda mali politikalarınız sağlam ve ayakları yere basmalı ki ülkede ki istikrar da sağlanabilsin.
Malumunuz üzere mütekabiliyet yasasının yeniden düzenlenmesi ile yabancılara sağlanan mülk satışının kolaylaştırılması ve hedef kitleleri oluşturan milletlerin de bu ülkenin hukuk düzenine sahip olması, yaşam kalitesine duydukları arzu ile güvenden kaynaklandığı bilinmelidir.
&&&
Hürriyet Gazetesinde bir haber yayınlandı. “Yabancılar evde güven arıyor”, başlığıyla sunulan haber de;
Geçen yıl yabancıya 22.000 konut satıldığı ve toplamda da 5 milyar dolarlık bir girdi sağlandığı ancak sorunlu projelerden alım yapılması nedeniyle tapularını alamayan ve ciddi sorunlar yaşayan körfez müşterilerinden şikayet geldiğini yazıyordu.
Özellikle İstanbul'da teslim edilmeyen ve edilmeyecek olan projelerden mülk alanların yanlış ve art niyetli yönlendirmelerle sektöre ciddi zarar verdiği, turizm rehberi, öğrenci, şoför gibi meslek gruplarının %10-15 gibi oranlarda ve yüksek komisyonlar talep ederek bu işlere aracılık etmeleri güvensizliğin başlıca sebeplerinden biri olarak yazıyordu.
Tabi yabancıların tapu işlemleri için 2-3 ay gibi zamana matuf bir bekleme sürecinin olmasında bunda büyük etkisi var.
Satışa yönelik işlemlerin uzaması veya uzatılması bürokrasinin hantal yapısından da kaynaklanıyor.
Bürokratik engeller, oturma izninin 2-3 aydan erken alınamaması ve transferlerin gecikmesi gibi sebeplerde bu işte etken sayılıyor.
Bu konuda bir satış ve işlemler prosesinin olmaması da süreci uzatıyor.
Yasalardan kaynaklanan sıkıntılar için yeni düzenlemeler gerekiyor.
&&&
Gene aynı gazetede Türkiye İnşaat malzemesi sanayicileri derneği İMSAD başkanının bir açıklaması vardı.
“Yasa da yok, denetim de...” başlığıyla verilen haberde;
Ülke genelinde ‘yapı kalitesi sorunu' olduğu, 6,5 milyon konutun dönüşmesinin hala bir yapı yasasına tabi olmadan yapıldığı ve nasıl yapılacağına dair bir yasanın olmadığından bahsedilerek kentsel dönüşüm sürecinin sancılarını anlatıyordu.
Türkiye'de ses yalıtım yönetmeliği, su yalıtımı yönetmeliği olmadığı belirten başkan Hinginar, yapı güvenliği, deprem, yangın, su, ses, ısı yalıtımı gibi hayati konuların tümünü kapsayacak bir yasanın zorunluluğuna dikkatleri çekerek, yıkım yönetmeliğinin de olmadığını belirtti.
Başkan Hinginar, ''Kentsel dönüşüm kapsamında şehrin merkezine devasa iş makinelerinin girmesi olacak iş değil. Kimseyi rahatsız etmeden küçük iş makineleri ile yıkım yapılmalı. Bizde ise bilinçsizce yıkım işleri yapılıyor ve can kayıpları yaşanıyor. Yapılar korunaklı yıkılmalı, zehirli ürünler ayrıştırılmalı ve hafriyat döküm alanları doğru planlanlamalı'' dedi.
&&&
Ülkemizde, inşaat sektörü her 10 yılda bir 3'er yıllık süreçlerde büyük ivmeler yaşar.
Yani bu ülkede 7 yılda bir kriz vardır.. Akabinde de 3 yıllık süreç sektör açısından büyük ivmeler ve çıkışlara sahne olur.

Diğer yazımızda devam edelim.
İyi haftalar.

YORUM YAP