Uğur Bakıcı

Küresel konteyner krizi ve ihracata etkisi

Kovid19 sağlığımızın yanı sıra dünya ticaretini de tehdit etmeye devam ediyor. Salgın döneminde ihracat ve ithalat dengesi arz talebin etkisiyle küresel boyutta dengesizleşti. Bu dengesizlik üretim yapan ve mallarını yurtdışı pazarlara satan ihracatçıların maliyet kalemlerini önemli ölçüde etkilemiş durumda. Bu kalemlerinin en başında ise lojistik yani malların bir yerden bir yere taşınması maliyeti geliyor. Kara, deniz ve havayoluyla yapılan bu taşıma işleminde dünya ticaretin %80'ninden fazlası deniz yoluyla konteynerler aracılığıyla yapılmaktadır. Bundan dolayı da deniz yolundaki fiyat artışları ve bu artışın yaratmış olduğu etki diğer taşıma şekillerine kıyasla çok daha önemlidir.

KONTEYNER KRİZİ

Pandeminin yayılmaya başladığı dönemde Çin'i ve komşularının çoğunu ulusal kapanmaya zorladığında, bölgenin imalat sektörü de etkilendi ve kapanmaya gitti. Asya'dan yola çıkan ithalat malzemelerini taşıyan gemiler, Amerika kıtasındaki limanlarda yüz binlerce konteynır dolusu malzeme bıraktı. Fakat kısıtlamaların etkisiyle Amerika'da üretimin sekteye uğraması nedeniyle Amerika'ya giden konteynerlerden 10 tanesinden sadece 4 tanesi yükleme yapılıp Çin'e ve olması gereken yerlere gidebildi. Geri kalan konteynerler ise Amerika'da limanlara ve iç demir yollarının depolarına yığılmış durumda. Boşaltma yapan konteynerlerin tamamındaysa genel olarak bekleme süresi oldukça fazla. Örneğin Los Angeles limanına giden konteynerler yoğunluktan kaynaklı boşaltma işlemleri 20-25 gün sürebiliyor. Amerika'da limandan malzemeleri alacak şoför krizi de yaşaması malzemelerin boşaltma sürecini daha da yavaşlatıyor. Çünkü konteyner azlığı küresel ölçekte krize neden olması nedeniyle doğrudan maliyet kalemini etkilediği için malzemelerin de fiyatlarının artmasına neden oluyor. Freightos Baltık Endeksi'ne göre örneğin, Çin'den Amerika'nın Batı Kıyısına deniz taşımacılığında navlun fiyatları ocak ayından bu yana %66 ve 2020'nin başından beri %400'den fazla arttı. Asya'dan Kuzey Avrupa'ya ise aynı dönemlerde %92 ve %480 artmış durumda. Bu durum da üretilen malzemelerin fiyatlarının artmasına ve dolasıyla da İthalat-ihracat dengesizliğine neden oluyor. Küresel ölçekte ihracat özelinde genel bir kilitlenme söz konusu. Bu kilitlenme de ticaret özelinde krize yol açıyor.  Peki bu kriz nasıl aşılabilir?

KONTEYNER KRİZİ NASIL AŞILABİLİR?

Dev armatörleri ve çoğu ihracatçıyı batıran konteyner krizinin Eylül ayına kadar devam etmesi ön görülüyor. Uzmanlara göre arz ve talebin birbirini karşılayacak şekilde eşitlendiği an bu kriz atlatılmış olacak. Bu krizin etkisini en aza indirmek için ise ülkemizde önemli girişimler söz konusu. TOBB, TİM, DEİK gibi kurumların yanı sıra Ticaret Bakanlığı'nda bu duruma el atmış durumda. Bakanlık konteyner yerine dökme yük gemileriyle malzemelerle taşıma yapmak için ihracatçılarla ve yetkili kurumlarla görüşmelerini sürdürüyor. Bir yandan da Çin-Türkiye arasında ihracat tren seferleri başlatılmış durumda. 13 günde sevkiyat yapılabiliyor olması açısından vakit nakittir sözünden hareketle tren yolu sevkiyatı büyük avantaj sağlaması ön görülüyor. Fiyat açısından ise deniz navlun fiyatlarıyla şuan için rakamlar aşağı yukarı aynı fakat sevkiyatlar arttıkça fiyatların daha da düşmesi bekleniyor. Bakanlık ve ilgili kurumlar dışında ise Türk ihracatçıları da siparişlerini zamanında yetiştirmek ve maliyet artışlarına çözüm bulmak için çeşitli çözüm arayışlarına yönelmiş durumda. Örneğin Maden ihracatçıları, işlenmiş mermerleri, konteyner yerine ahşap kasaların içinde, kargo gemisiyle, dökme olarak Amerika'ya göndermeye başladı. Tüm bu girişimlerin yanı sıra ülkemizin ihracatında konteyner taşımalarının dışa bağımlı olmaktan çıkartabilecek “Milli lojistik hat” işletmesinin devreye sokulması için de düğmeye basılmış durumda. 

YORUM YAP