Hukukçuların gözüyle Anayasa değişikliği

Hukukçuların gözüyle Anayasa değişikliği

18.01.2017 15:45:36

Siyasetçilerin değerlendirmelerinden sıyrılarak Anayasa değişikliği ile uygulamak istenen yönetim farklılığını Silivrili hukukçularımıza sorduk.

Hürhaber okuyucuları için Anayasa değişiklik paketini avukatlarımız Gizem Özkanlı Çelikkol, Nuran Özmen, Sultan Aşkın, Şükriye Akkuş, Naif Yıldızlar ve Emrah Maşalacı yorumladı.

ÇELİKKOL: TEMENNİM MECLİSİN ETKİSİNİ/YETKİSİNİ KAYBETMEDİĞİ, KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNİN  KORUNDUĞU SİSTEM

AVUKAT GİZEM ÖZKANLI ÇELİKKOL, Anayasa değişikliği teklif paketi sürecini bir hukukçu gözüyle irdelerken şu değerlendirmede bulundu: “Anayasa değişikliği teklifinin ilk tur görüşmeleri sona erdi. Anayasa değişikliği açısından en çok gündeme gelen ve tartışılan konu cumhurbaşkanının yetkileri oldu. Bu teklifle başkanlık sisteminin mi öngörüldüğü yoksa yetkilerin tek elde toplanıp rejim değişikliği mi yapılmak istendiği tartışmaya açık bir husus olmakla beraber denetleme mekanizmalarının uygulanabilirliği görülmeden bu konuda net bir yorumda bulunmak kanımca yerinde olmayacak.
Türkiye kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapı benimseyen ve yasama-yürütme-yargı erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesini temel alan bir ülkedir. Yapılan değişiklikler ile bu yapıya zarar gelip gelmeyeceği, güçler ayrılığının korunup korunmayacağı milletimizce sorgulanan ve tedirginlikle yaklaşılan bir konu. Cumhurbaşkanının sorumluluklarını, kullandığı yetki ile orantılı olarak ele almak gerekir. Tüm değişikliklerin uygulamadaki öngörülerle ama aynı zamanda titiz bir teknik inceleme ile ele alınıp, yetkilerin sınırı ve siyasi sorumluluk/güç açısından irdelenmesi daha uygun bir yaklaşım olacaktır. Nitekim vatandaşın ideolojisi, siyasi görüş farklılığı bu noktada kutuplaşmalara neden olmaktadır. Ama belirtmek isterim ki; değişikliği salt cumhurbaşkanının yetkileri açısından ele almayıp, bütünüyle değerlendirmek daha sağlıklıdır.
Temennim; meclisin etkisini/yetkisini kaybetmediği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin korunduğu demokratik sistem alışkanlığımızın devamlılığını korumasıdır."

ÖZMEN: ADİL VE EŞİT SEÇİM İMKÂNI ORTADAN KALKACAK
AVUKAT NURAN ÖZMEN'in, Anayasa değişikliği ile getirilmek istenen Başkanlık sistemi hakkında yaptığı değerlendirme şu şekilde: “Kabul edersek; Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile milletvekili seçimleri aynı zamanda yapılacak. Parti başkanı olan devlet başkanı seçimlerde kendisi ve partisi için oy isteyecek olup bu durum seçimlerin tarafsızlık adil ve eşit olması kuralına aykırılık teşkil edecek. Aynı çoğunluğun iki güce hakim olmaya çalışması demokrasinin çoğulculuk ilkesine de aykırı.

“CUMHURBAŞKANI TÜM ERKLERİ ELİNDE TUTACAK”
TBMM tarafından hazırlanan bir yasa Cumhurbaşkanı tarafından TBMM'ne geri gönderilmesi halinde yasanın aynen kabulü ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile mümkün olabilecek. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı dilediği konuda dilediği zaman sınırlama olmaksızın kararnameler çıkarma yetkisine sahip olacak. Bu durumda Cumhurbaşkanı bir yandan kararnameler ile bir yandan da meclise tanınan Yasama yetkisine müdahale ile tüm erkleri elinde tutacak.
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun oluşumu yasama ve yürütmeye hakim olan çoğunluğun elinde olacak. Kurulun nasıl işleyeceği yönünde bir düzenleme mevcut değildir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile görev ve yetkiler belirlenebilecektir.
Cumhurbaşkanı, yardımcıları ile bakanları ve üst kademe kamu görevlilerini atayacak ve görevlerine dilediğinde son verecektir. Bu işlemleri yaparken yasalara bağlı olmayacaktır.

“CUMHURBAŞKANININ PARTİSİ İKTİDARDA OLDUĞU SÜRECE CEZAİ SORUMSUZLUK SÖZ KONUSU OLACAK”
Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunu düzenleyen maddeye göre bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılması için öncelikle TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu ile soruşturma açılacak. Dolayısı ile Cumhurbaşkanının partisi iktidarda olduğu sürece cezai sorumsuzluk söz konusu olacak.
Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığının yetkileri oldukça fazla olup en yüksek yetkilerle donatılmasına rağmen cezai sorumluluğa gelince yetkiler kadar cömert davranılmamış. Dolayısı ile sorumluluk yetkiler oranında düzenlenmemiş.

“GETİRİLMEK İSTENEN YASAMANIN VE YARGININ YÜRÜTMEDE BİRLEŞTİRİLMESİ”
Demokratik hükümet şeklinde temel olan Yasama Yürütme ve Yargı güçlerinin ayrı olması tek bir kurumda kişide birleşmemesi. Anayasa değişikliği ile getirilmek istenen en önemli can alıcı nokta yasamanın ve yargının yürütmede birleştirilmesi.
Hukuk Profesörü Sayın Suheyl Batum yasama yargı ve yürütmenin tek elde birleşmesi ile ilgili güzel bir örnek vermiştir; “Bir hakem sahaya bir takımın hem başkanı, hem antrenörü hem de takımın forması ile çıkarsa hakem tarafsız olarak adaletli bir şekilde maçı yönetir diyebilir miyiz? Hakemler de eskiden bir takım tutmuş olabilirler. Önemli olan hakem olduktan sonra maçı yönetmeye tuttuğu takımın formasıyla çıkmamasıdır.””

AŞKIN: DEĞİŞİKLİK NETİCESİ ORTAYA ÇIKACAK OLAN TABLO BAŞKANLIK REJİMİ DEĞİL
AVUKAT SULTAN AŞKIN Anayasa değişikliği paketi hakkında şu şekilde değerlendirmede bulundu: “Öncelikle sistem tartışmalarına ilişkin fikrimi beyan ettikten sonra yargının bir ferdi olarak beni özellikle ilgilendiren hususlara değinmek istiyorum. Bence bu değişiklik neticesi ortaya çıkacak olan tablo herkesin çok tartıştığı başkanlık rejimi değil. Hatta parlamenter sisteme çok daha yakın bir sistem. Değişikliğe göre madde 11'de hem Cumhurbaşkanına hem de meclise seçimleri yenileme yetkisi vermekte. Ve “yenilenmesi durumunda meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı gün yapılır” denmekte. Bildiğimiz anlamıyla Başkanlık sisteminde ise yasama organı, yürütme organını görevden alamaz; buna karşılık yürütme organı da yasama organının görevine son veremez; yani onun seçimlerini yenileyemez. Dolayısıyla yasama ve yürütme organları birbirinden bağımsızdır. Fakat yeni sistemde parlamenter sistemlerde olan başbakan yok.

“DENETİM İMKÂNI KALMIYOR”
Bir de değişiklik de madde 11 ile paralel olarak madde 4'te; Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılacaktır. Bu iki maddeyi beraber ele alırsak; bence, siyasi parti ile ilişkisi devam eden bir Cumhurbaşkanı ve meclisin aynı gün seçilmesi demek Cumhurbaşkanının ve meclis çoğunluğunun aynı siyasi partiden olması demek veya aynı partiden olmaması durumunda Cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesi demek. Aynı partiden olmasının ne sakıncası var diye düşünürsek de bu sefer de yasama ve yürütmenin birbirinin etkisi altına girmesi ve birbirini denetleyememesi demek. Bu açıklamalar ışığında yargı erkine bakacak olursak madde 14'e göre Hakimler ve Savcılar Kurulu 12 üyeden oluşmakta. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı. Teklif edilen sistemde, Adalet Bakanı ve Kurulun beş üyesi doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı tarafından atanmakta. Geriye kalan altı üye ise TBMM tarafından seçilmekte. Bu durumda kurulun yarısı Cumhurbaşkanı tarafından atanmakta ve kalan yarısı meclis tarafından seçilmekte. Biraz evvel belirttiğim hususlar açısından değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanı ve meclis çoğunluğunun aynı partide toplandığı bir durumda kurulun yarısının meclis tarafından seçilmesinin bir etkisinin olup olmayacağı tartışılır.

“UMARIM UYGULAMADA KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİ ZARAR GÖRMEZ”
Bu açıklamalardan sonra umarım uygulamada kuvvetler ayrılığı prensibi zarar görmez diyorum. Zira şahıslar veya partiler gelip geçidir, önemli olan bir ülkede uygulanan sistemdir.”

KARAKUŞ: YAPILMASI GEREKENDEMOKRASİDEN VAZGEÇMEMEKTİR AVUKAT ŞÜKRİYE AKKAYA KARAKUŞ Anayasa değişiklik teklifi hakkında görüşünü şöyle ifade etti: “TBMM'de Anayasa Komisyonunda görüşülmeye başlanan yeni anayasa birçok soruyu da beraberinde getirdi. Bu soruların en başında Cumhurbaşkanının yetkilerinin genişletilmesi gelmekte. Denge ve denetleme mekanizması güçlü olan sistemlerde yetki kontrol altında tutulabildiğinden sıkıntı yaratmaz; Anayasamızdaki değişikliklerin ise denge ve denetleme mekanizmaları irdelenmeden ve uygulamadaki hali tecrübe edilmeden incelenmesi kanımca yanlış olacak. Söz konusu değişikliklerin, iç ve dış güvenliği tehlikede olup vatandaşı huzursuz olan; alışkanlıklarına bağlı ve daha temelinde halihazırdaki sisteme zor alışmış bir halka yöneltilmesi tepkilerin esas sebebidir.
Yorum ve karar aşamasında ikiye bölünen halkı anlamak ve değişikliklerin getireceği etkiyi bizzat reelde karşılayacak olana anlayışla yaklaşmak lazım. Bu noktada yapılması gereken; kaos ortamını engellemek adına vatandaşı daha anlaşılır şekilde bilinçlendirmek ve en nihayetinde temel hak ve özgürlüklerin kazanımlarından, demokrasiden vazgeçmemektir."

YILDIZLAR: NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN BİR SİSTEMİMİZ VAR
AVUKAT NAİF YILDIZLAR Başkanlık Sistemine geçilmesi ile ilgili Anayasa değişik maddeleri hakkında görüşünü şöyle aksettirdi: “Biz “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” diyoruz ama aslında hiçbir sistem kendini tanımlamaz. Bizde şu anda olan sistem de ne olduğu belli olmayan bir sistem. Ne parlamenter sistem ne de Başkanlık… Çünkü geniş yetkileri olan, sınırsız, sorumsuz bir Cumhurbaşkanımız diğer tarafta sorumlu Bakanlar var. Cumhurbaşkanının çok geniş yetkileri var.

“GELİŞMİŞ ÜLKELER; BAŞKANLIK SİSTEMİYLE YÖNETİLİYOR”
Bizde bir de vesayet sistemi dediğimiz bir olay var. Vesayet sisteminden kaynaklı kâğıt üzerinde güçlü bir yürütme erkimiz var. En çok oyu alan birinci parti hükümeti kuracağından ve en çok milletvekiline sahip birinci parti yasama organında üstünlük kendisinde olduğundan, hem yürütme, hem de yasama erki tek elde toplanma gibi güçlerin birbirini kontrol etmesi değil, birleşmesi ortaya çıkmaktadır. Yürütme erki halkın seçmiş olduğu temsilcilerden bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanı arasında ikili bir yönetimle paylaştırılmış. Bugüne kadar birkaç sivil siyasetçinin dışında Cumhurbaşkanları hep asker kökenli şahıslar tarafından idare edilmiştir. Vesayet anlayışı siyaset kurumunu hep iktidar yapmış, ancak muktedir olmasına müsaade etmemiştir. Bu durum, hem darbelere zemin hazırlamış, hem de Türkiye güçlü liderlerin dışında gelişme ve ilerleme kaydedememiştir. Günümüzde baktığınız zaman gelişmiş ülkelerin tamamı hep Başkanlık Sistemi ile idare ediliyor; Amerika, Brezilya, Güney Kore… İlk dönemlerde Latin ülkeleri biraz başarısızdı o da tecrübesizlikten kaynaklandı. Ama şu anda onlarda da bir gelişme var. Oturmuş devlet yapısı olmayan bir ülkede hangi sistemi getirirseniz getirin başarı sağlanamaz zaten. Bizde mevcutta çok ucube bir yönetim anlayışı var. Bizim darbe anayasasından kaynaklanan bu sistemle yol alabilmemiz mümkün değil. Bunun için bunu iki seçeneğim var; Ya adam gibi Parlamenter Sistem yapacağız, revizyonla… Ya da Başkanlık Sistemini getireceğiz.

“BÜTÜN GÜÇLÜ LİDERLERİMİZ BAŞKANLIK SİSTEMİNİ İSTEDİ”
Bugüne kadar dikkat ederseniz Türkiye'de bütün güçlü liderler hep Başkanlık Sistemini istedi; Turgut Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş gibi… Başkanlık Sisteminin güzel bir tarafı bana göre; Halkın temsilcimi direkt seçmesidir. Şu anda ben kime hesap soracağım Cumhurbaşkanına mı, Başbakana mı? Sınırsız ve sorumsuz yetkili bir Cumhurbaşkanı var benim seçtiğim bir de Bakanlar Kurulu var… Benim burada muhatabım bir kişi olmalı. Ve o kişi Cumhurbaşkanı mı deriz, Başkan mı deriz bu kişi olacak. E oda kendi ehil kadrosunu hiçbir baskı altında olmadan, halkın dışında profosyenel kimseden hesap vermeden oluşturacak. Başkan olacak kişinin güçlü kadrolardan oluşan ekibiyle hükümeti özel şirket gibi idare ettiğini düşündüğünüzde güzel hizmetlerin geleceği kaçınılmaz olacaktır. Kaldı ki başkan çalışmak ve hizmet etmek zorunda çünkü seçmene karşı mesul ve bir dahaki seçimde seçmenin kendisini alt edeceğini göz önünde bulunduracaktır.

“BAŞKANLIK BİZE YABANCI DEĞİL”
Başkanlık Sistemi bize yabancı bir sistem değil biz bunu belediyede uyguluyoruz. Başkanı ayrı seçiyoruz, meclisi ayrı seçiyoruz. Ve burada da yerel bazda bizim hesap soracağımız kim var karşımızda? Özcan Işıklar var… O da kendini sorumlu hissediyor böyle bir durumda.

“PARLAMENTER SİSTEMİ YÜRÜTEMEDİK ÇÜNKÜ UZLAŞMACI BİR YAPIMIZ YOK”
Parlamenter Sistemi biz yürütemedik. Her sistem de biraz kendi koşullarını doğuruyor; halkın yaşantısı ve gelişen olaylara göre. Bizim uzlaşmacı bir toplum yapımız yok. Parlamenter Sistemlere de İngiltere, Almanya'ya baktığınız zaman genellikle koalisyon hükümetleri var. Çok da başarılılar ve güzel de idare ediyorlar. Ama biz bunu başaramıyoruz. Uzlaşma kültürümüz maalesef Parlamenter Sistemi taşıyacak düzeyde değil. Keskin bir toplumsal kutuplaşma durumumuz var. Bu işin doğrusu bütün yürütme yetkisinin bir şahısta toplanması daha doğru olacaktır. Şu an anayasa değişiklik oylamasına baktığınızda bile bunu net görebiliyoruz. Halk adına hareket eden, koca koca halkın temsilcileri birbirleriyle darplara varan çekişmeler yaşıyorlar. Başbakanımız bunu çok güzel ifade etmişti; bir gemiyi iki kaptan idare etmez. Şu anda Cumhurbaşkanı ile Başbakan anlaşıyorlar… Ya anlaşamasalar ne olacak? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile rahmetli Ecevit arasındaki kitapçık atma hadisesini gözünüzün önüne getirin. Ufak bir hadiseden hükümet krizi çıktı, piyasalar allak bullak, döviz ve faizler aldı başını gitti. 6 Haziran 2015 genel seçimlerinde birinci parti %40 oy almasına rağmen hükümet kurulamadı, ardından hemen yeni seçim 1 Kasım 2015 seçimlerinde seçmen vahameti anladı ve AKP'nin oyunu arttırdı da hükümet kurulabildi. Şimdi soruyorum bu seçimde de %40 veya altında olmuş olsa idi ne olacaktı. Sonu belli olmayan krizler. Daha önceki iktidar dönemlerinde de buna benzer krizleri Türkiye çok yaşadı. Bugüne kadar gelen hükümlerin ortalama hizmet 2.5 yıl. Yani Türk seçmeni her 2.5 yılda bir seçime gitmiş, bu bile başlı başına Parlamenter Sistemde ne kadar başarısız olduğunu göstermektedir. Türkiye açısından işi doğrusu yürütme erkinin tek kişiye devredildiği, hükümeti bir tek kişinin, buna başkan deyin, cumhurbaşkanı deyin, temsil etmesidir. İster başkanlık, ister parlamenter, hangi sistemi ele alırsanız alın, kesinlikle artıları ve eksileri olacaktır. Bizdeki anayasa değişikliğiyle öngörülün sistem, ülkenin gelişmesi ve ilerlemesi yönünde çok katkı sağlayacaktır. Ancak artılarının yanında noksan veya yetersiz kaldığı yönleri var mıdır? Buna kusursuzdur diye yanıt vermem zor. Devlet başkanının sadece iki dönem için seçilebilmesi fevkalade önemli bir düzenlemedir. Bu sınırlamanın milletvekilleri bakımından da iki veya üç dönem olarak kısıtlanması düşünülebilirdi. Siyaset kamuya hizmet kurumudur, meslek olmaktan çıkartılması lazım, böyle bir sınırlanın kamu hizmetini ön plana çıkartacağı kanaatindeyim. Partili bir başkan olma durumu da düzenlemesi de olmamış olsa idi daha bence daha yerinde olurdu. Yürütme erkini temsil eden başkanın, ayrıca parti işleriyle uğraşması hem başkanı yoracak, hem de performansını düşüreceği kanaatindeyim.
Özetle yapılan anayasa değişikliğiyle getirilmesi düşünülen hükümet sistemi, darbelerin rafa kaldırılması, hükümet krizlerinin tarihe karışması, bürokrasinin daha kolay ve hızlı yürütülmesi bakımından önemli gelişmedir. Ülkenin bugünkü koşullar ve şartlarına uygun olarak yapılan anayasa değişikliğinin Türkiye'nin gelişme, büyüme ve ilerlemesinde büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum, ülkemizin kesinlikle başkanlık/cumhurbaşkanlık hüküm sistemini değişikliğine ihtiyacı vardır. Meclis birinci turda anayasa değişiklik paketini kabul etti, ikinci tur oylamada da aksi bir durum gözükmüyor. Önümüzde muhtemelen Nisan ayı gibi bir referandum oylaması olacağı gibi gözüküyor. Yapılacak seçimin ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”

MAŞALACI: BU MİLLET CUMHURİYET DÜZENİNDEN CANI PAHASINA VAZGEÇMEZ
AVUKAT EMRAH MAŞALACI, Anayasa değişiklik paketiyle alakalı değerlendirmesini şu şekilde yaptı: “Anayasalar toplum tarafından devleti hukukla sınırlamak için hazırlanan metinlerdir. Ancak Türkiye'de tam tersi bir anlayışla Anayasalar hazırlanmıştır. Ülkemizde anayasalar toplum ve temsilcileri tarafından değil vesayetçi zihniyete sahip elitler tarafından devleti sınırlamak için değil toplumu hizaya sokmak için hazırlanan metinler olmuştur. 1961 ve 1982 askeri darbelerinden sonra hazırlanmış ve hali hazırda yürürlükte bulunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 33 yılda 21 hükümet görmüştür. Bu durum bile seçilmişlerin Darbe Anayasasını ufak değişiklikler haricinde değiştiremeyip çağın koşullarına uygun demokratik bir Anayasa yapmamış veya yapamamış olmaları Parlamenter Sistemimizin ya da parlamenterlerimizin büyük bir eksikliğidir.
Mevcut Anayasa değişiklik paketi ülkemizi çok daha hızlı ve reaksiyon alabileceği şekilde revize edilmekte. Kesinlikle ve kesinlikle rejim değişikliğinden bahsedilemez, bahsedilmesi hayal dahi edilemez. Bu millet Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının getirmiş olduğu Cumhuriyet düzeninden canı pahasına vazgeçmez. Yeni paketle ilgili diktatörlük yakıştırması yapan bazı kendini bilmezlere ifade etmek gerekir ki Cumhurbaşkanlığı Sistemi tıpkı Parlamenter Sistem gibi demokratik bir hükümet modelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde Cumhurbaşkanı halka karşı doğrudan sorumludur dolayısıyla 79 milyon yürütmenin başındadır. İlla bir şey denilecekse Millet Hükümeti denilebilir.

“SEÇİLME YAŞININ 18'E İNDİRİLMESİ İSABETLİ BİR DÜZENLEME DEĞİLDİR”
Maddi açıdan değerlendirildiğinde milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi isabetli bir düzenleme değildir zira milletvekili seçilecek kişinin ekonomik ve kişisel özgürlüğünü temin edebilecek ve eylemelerine sonuçlar yüklenebilecek bir olgunlukta olması beklenir. Bu eleştirimi lütfen Silivri'nin en genç Milletvekili Aday Adayı (2011) olarak yaptığım dikkatinizden kaçmasın. Ancak çağın toplumsal koşulları dikkate alındığında ülkemizde 18 yaşın henüz bu olgunluk düzeyi açısından yeterli olmadığını ifade etmek isterim yoksa gençlerimize güvenen ve geleceğin gençlikte olduğunu bekleyerek hayatımı idame ettiriyorum.

“MİLLETVEKİLLERİNİN, PARTİ LİDERLERİ DEĞİL HALK TARAFINDAN BELİRLENMESİ DAHA İSABETLİ BİR DÜZENLEME OLURDU”
Yaş düzenlemesi yerine Milletvekili Seçim Sisteminin Siyasi Parti Liderlerinin elinden alıp direkt olarak halk tarafından seçilmesi çok daha yerinde olurdu. Şimdilik Cumhurbaşkanımızı ve muhtarlarımızı doğrudan seçmekle yetineceğiz. Yasa değişikliği ile öngörülen hükümet sisteminin kurgulanırken Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin eş zamanlı olarak yapılması ve sistemde bir tıkanmanın ortaya çıkması halinde Parlamento ve Başkanlık seçimlerinin birlikte yenilenmesine imkan verilmesidir. Türkiye'nin sistem tecrübesi ve dünya hükümet sistemi pratikleri gözetilerek geliştirilmiş rasyonel bir modeldir. Milletimize hayırlı olmasını temenni ederim.”

İLK TURDA GEÇEN MADDELER
Anayasa Değişikliği Teklifinin ilk tur oylaması tamamlandı. İlk turda kabul edilen maddeler şu şekilde:
1. Madde Yargı ile ilgili düzenlemeyi içeren birinci maddeye 347 kabul oyu geldi. MADDE 1- 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. maddesine “bağımsız” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve tarafsız” ibaresi eklenmiştir.
2. Madde Teklifin, milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarılmasını öngören ikinci maddesi 343 oyla kabul edilmişti. MADDE 2- 2709 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altı yüz” şeklinde değiştirilmiştir.
3. Madde Seçilme yaşının 25'ten 18'e düşürülmesini öngören 3. Madde 341 oyla kabul edilmişti. MADDE 3- 2709 sayılı Kanunun 76. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmi beş” ibaresi “On sekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.
4. Madde "TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 5 yılda bir, aynı gün yapılmasını" öngören 4. madde 343 oyla kabul edilmişti. MADDE 4- 2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.” 3. Madde Meclisin görev ve yetkilerinin sıralandığı 5. madde ise 343 oyla kabul edildi. MADDE 5- 2709 sayılı Kanunun 87. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 87- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”
5. Madde Gensoruyu kaldıran 6. madde 343 oyla kabul edildi. MADDE 6- 2709 sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlığı metinden çıkarılmıştır. “MADDE 98- Türkiye Büyük Millet Meclisi; meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanır. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir. Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir. Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında 106. maddenin beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca yapılan soruşturmadan ibarettir. Yazılı soru; yazılı olarak en geç on beş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir. Meclis araştırması, genel görüşme ve yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.”
7. Madde Cumhurbaşkanlığı seçimini düzenleyen 7. madde de 340 oyla kabul edildi. MADDE 7- 2709 sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “A. Adaylık ve seçimi MADDE 101-Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir. Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”
8. Madde Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi veren ve 'Devlet Başkanlığı' sıfatı getiren 8. madde 340 oyla kabul edildi. MADDE 8- 2709 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 104- Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir. Kanunları yayımlar. Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar. Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir. Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler. Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder. Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar. Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar. Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır. Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir. Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”
9. Madde Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğunu düzenleyen 9. madde 343 oyla kabul edildi. MADDE 9- 2709 sayılı Kanunun 105 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “E. Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu MADDE 105- Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak on beş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.

Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.”
10. Madde Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların cezai sorumluluğunu düzenleyen 10. madde 343 oyla kabul edildi. MADDE 10- 2709 sayılı Kanunun 106. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “F. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekâlet ve bakanlar MADDE 106- Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kırk beş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Genel seçime bir yıl veya daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci maddede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde and içerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleriyle ilgili suç işledikleri iddiasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir.
Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak on beş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır ve dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da beşinci, altıncı ve yedinci fıkra hükümleri uygulanır. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.”
11. Madde Cumhurbaşkanı'na TBMM'yi feshetme ve TBMM'nin beşte üç çoğunlukla erken seçim kararı alma yetkilerini düzenleyen 11. madde 341 oyla kabul edildi. MADDE 11- 2709 sayılı Kanunun 116. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “H. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi MADDE 116- Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.”
12. Madde Cumhurbaşkanı'na olağanüstü hal ilan etme yetkisi veren 12. madde 344 oyla kabul edildi. MADDE 12- 2709 sayılı Kanunun 119 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlıkları metinden çıkarılmıştır. “III. Olağanüstü hal yönetimi MADDE 119- Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz. Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir. Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur. Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.”
13. Madde 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası kaldırılan askeri mahkemelerin hangi koşullar altında kurulabileceğine ilişkin düzenlemeye yer verilen 13. madde 343 oyla kabul edildi. MADDE 13- 2709 sayılı Kanunun 142. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.”
MADDE 14- 2709 sayılı Kanunun 159'uncu maddesinin başlığı ile birinci ve dokuzuncu fıkralarında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metninden çıkarılmış; iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan “asıl” ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu fıkrasında yer alan “kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere” ibaresi “kanun ve diğer mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir. “Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır. Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.”
14. Madde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adını 'Hakimler ve Savcılar Kurulu' şeklinde değiştiren ve kurulun üye sayısını 13, daire sayısını 2 olarak belirleyen 14. madde 341 oyla kabul edildi. MADDE 14- 2709 sayılı Kanunun 159'uncu maddesinin başlığı ile birinci ve dokuzuncu fıkralarında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metninden çıkarılmış; iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan “asıl” ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu fıkrasında yer alan “kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere” ibaresi “kanun ve diğer mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir. “Hâkimler ve Savcılar Kurulu on üç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır. Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.”
15. Madde Cumhurbaşkanının bütçe kanun teklifini TBMM'ye sunmasını öngören 15. madde 341 oyla kabul edildi. MADDE 15- 2709 sayılı Kanunun 161 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “A. Bütçe ve kesin hesap MADDE 161- Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır. Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî yılbaşından en az yetmiş beş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Komisyonun elli beş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır. Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır. Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile carî ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur. Merkezî yönetim kesin hesap kanunu teklifi, ilgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesin hesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç yetmiş beş gün içinde Meclise sunar. Kesin hesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştay'ca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez. Kesin hesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.”
16. Madde Anayasa değişiklik teklifinde önerilen hükümet sistemine uyumluluk için anayasanın farklı maddelerinde değişiklikleri öneren 16. madde 341 oyla kabul edildi. MADDE 16 - 2709 sayılı Kanunun; A) 8 inci maddesinde yer alan “ve Bakanlar Kurulu”; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, 17. maddesinin dördüncü fıkrasında ve 19. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”; 88. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu ve”, ikinci fıkrasında yer alan “tasarı ve”; 93. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,”; 125. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. Ancak,” ve altıncı fıkrasında yer alan “sıkıyönetim,”; 148. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”, altıncı fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ve “Yüksek”, yedinci fıkrasında yer alan “ile Jandarma Genel Komutanı”; 153. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “tasarı veya”; 154. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yüksek”; 155. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları,” ve “tüzük tasarılarını incelemek,”, üçüncü fıkrasında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metinlerinden çıkarılmıştır.
B) 73. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 78. maddesinin başlığı “D. Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler”; 117. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı”; 118 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları,” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları,”, “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından” ibaresi “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından”, üçüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”, “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca”, dördüncü fıkrasında yer alan “Başbakan” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları”, beşinci fıkrasında yer alan “Başbakanın” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcısının”, altıncı fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 123. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” ibaresi “kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 124. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlık” ibaresi “Cumhurbaşkanı” ve “tüzüklerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”; 127. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunun” ibaresi “Cumhurbaşkanının”; 131. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Bakanlar Kurulunca” ibaresi “tarafından”; 134. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlığa” ibaresi “Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakana”; 137. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tüzük” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 148. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamelerin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”, altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları,”; 149. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “on iki” ibaresi “on”; 150. maddesinde yer alan “kanun hükmündeki kararnamelerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin” ve “iktidar ve ana muhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi” ibaresi “Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve”; 151. maddesi ile 153. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararname” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 152. maddesinin birinci fıkrası ile 153. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamenin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin”; 158. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “adli, idari ve askeri” ibaresi “adli ve idari”; 166. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “hükümete” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 167. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir.
C) 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “geri gönderilen kanunu” ibaresinden sonra gelmek üzere “üye tamsayısının salt çoğunluğuyla” ve “117.” maddesinin üçüncü fıkrasının başına “Cumhurbaşkanınca atanan” ibareleri eklenmiştir.
Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına “inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere “idari soruşturma,” ibaresi eklenmiş; ikinci fıkrasında yer alan “Silahlı Kuvvetler ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan “üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından,” ibaresi “Başkan ve üyeleri,” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “on yedi” ibaresi “on beş” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibaresi ile dördüncü fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.
E) 82'nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 96. maddesinin ikinci fıkrası, 117'nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, 127.i maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 150. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145, 156, 157, 162, 163 ve 164. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

İKİNCİ TURDA OYLANACAK
MADDELER
İkinci tur oyluma için 48 saat ara verilerek ikinci tura Çarşamba günü başlanacak. İkinci turda oylanacak iki madde şunlar:
MADDE 17- 2709 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 21- A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27'nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27'nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
B) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.
C) Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon on gün içinde her bir üyelik için üç adayı üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada üçte iki çoğunlukla seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci ve üçüncü oylamalar yapılır; bu oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun oyunu alan aday seçilmiş olur. Beşte üç çoğunluğun sağlanamaması halinde üçüncü oylamada en çok oyu almış olan, seçilecek üyelerin iki katı aday arasından ad çekme usulü ile üye belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu aynı usul ve nisapları gözeterek on beş gün içinde seçimi tamamlar. Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, yeni üyelerin göreve başlayacağı tarihe kadar görevlerine devam eder ve bu süre içinde yürürlükteki Kanun hükümlerine göre çalışır. Yeni üyeler, ilgili kanunda değişiklik yapılıncaya kadar mevcut Kanunun Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uyarınca çalışır. Görevi sona eren ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yeniden seçilmeyen üyelerden, talepleri halinde adli yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Yargıtay üyeliğine, idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Danıştay üyeliğine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca seçilir; öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçilenler ise Danıştay üyeliğine Cumhurbaşkanınca atanır. Bu şekilde yapılan seçim ve atamalarda boş kadro olup olmadığına bakılmaz, seçilen ve atanan üye sayısı kadar Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye kadrosu ilave edilir.
D) Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş bulunan kişilerin herhangi bir sebeple görevleri sona erene kadar üyelikleri devam eder.
E) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmıştır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından Başkan, Başsavcı, İkinci Başkan ve üyeleri ile diğer askerî hâkimler (yedek subaylar hariç) tercihleri ve müktesepleri dikkate alınarak; a) Hâkimler ve Savcılar Kurulunca adli veya idari yargıda hâkim veya savcı olarak atanabilirler.
b) Aylık, ek gösterge, ödenek, yargı ödeneği, ek ödeme, malî, sosyal hak ve yardımlar ile diğer hakları yönünden emsali adli veya idari yargıya mensup hâkim ve savcılar, bunların dışındaki hak ve yükümlülükler yönünden ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edilmek suretiyle Millî Savunma Bakanlığınca mevcut sınıflarında, Bakanlık veya Genelkurmay Başkanlığının hukuk hizmetleri kadrolarına atanırlar. Bunlardan, emeklilik hakkını elde edenlerden yaş haddinden önce bu görevlerden kendi istekleriyle ayrılacaklara ödenecek tazminata ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Kaldırılan askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya Danışta'ya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir.
F) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür. Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152'nci ve 153'üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.
G) Kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.
H) Anayasanın 67'nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.”
MADDE 18- Bu Kanun ile Anayasanın; a) 8, 15, 17, 19, 73, 82, 87, 88, 89, 91, 93, 96, 98, 99, 100, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113. maddelerinde yapılan değişiklikler ile 114. maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının ilgaları yönünden, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ve 125'inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 127'nci maddenin son fıkrasına dair değişiklik; 131, 134, 137. maddelerinde yapılan değişiklikler ile 148'inci maddenin birinci fıkrasındaki değişiklik ile altıncı fıkrasındaki “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresine dair değişiklik, 150, 151, 152, 153, 155. maddenin ikinci fıkrası,161, 162, 163, 164, 166. ve 167. maddelerinde yapılan değişiklikler ile Geçici 21 inci maddenin (F) ve (G) fıkraları, birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte,
b) 75, 77, 101 ve 102 nci maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,
c) Değiştirilen diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin ilgası bakımından yayımı tarihinde, yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.

REFERANDUM TAKVİMİ İŞLİYOR
Anayasa değişikliği teklifinin tümünün 330 ve üzerinde oyla kabul edilmesi durumunda gözler halk oylamasına çevrilecek. AK Parti, teklifin tümünün 20 ya da 21 Ocak'ta kanunlaşmasını hedefliyor. Bu durumda kanunun, 23 ya da 24 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayına sunulması planlanıyor. Cumhurbaşkanı'nın, kanunun onayı için kendisine tanınan 15 günlük yasal sürenin ne kadarını kullanacağına bağlı olarak, referandumun kesin tarihi belli olacak. Referandumun, Resmi Gazetede yayımını takip eden 60'ncı günden sonraki ilk Pazar günü yapılması gerekiyor. Bu takvime göre, halk oylaması

  • ETİKETLER
PAYLAŞ
« Önceki Referandum sonucu...
Sonraki » BİT YENİĞİ Mİ?

YORUM YAP