XXXXX

Herkes Mağdur

Başlangıç yaptık, hafta sonuna gelindiğinde durumu toparlayalım.
Pazartesi günü patlak veren huzurevi krizini bir takım çevrelere göre Belediyenin Kırım gezisine katıldığım için yazmamışım.
Gezide olduğum için yazı yazamadım ama yaşanan olay göz ardı edilecek gibi değil.
İki yetişkin arasında yaşanan ilişkinin boyutları yargıya intikal ettiği için bu konuya girmeyeceğim. Olayın özel hayatları ilgilendiren boyutu kamuyu alakadar etmez zaten.
Ama bu olay çerçevesinde gündeme gelen bariz sıkıntılar söz konusu.
Belediyede alt-üst görevlerde bulunan akrabalar hata.
Belediye yönetimi, her ne kadar taşerona verilmiş olsa da sorumluluk alanında görevlendirilen kişilerin hatalarından dolaylı da olsa sorumludur.
Kamuoyuna mal olmadan önce yaşananlardan haberdar olan belediye yönetimi konuyu boyutları skandala varmadan çözebilmeliydi.
Kişilerin hataları yok mu? Var. Ama onlar kamuoyunu ilgilendirmiyor. İnsanlar özel hayatlarında yaptıkları hatalardan kendileri sorumludur. Kamu, yetkisini paylaştığı kişilerin işyerindeki tutumlarının ahlak dışına ve denli ayyuka çıkmasına izin vermemeli.
Silivri Belediyesi iki yıllık çalışmalarında örnek gösterdiği yaşlı konukevi üzerine daha hassas eğilmeli ve sorunlarına ciddiyetle yaklaşabilmeliydi. Bunu yapmış olsa bugün uğraştığı sıkıntıları tartışıyor olmazdık.
Olaya adı karışan herkes mağdur bence… İlahi adalet gibi geldi bana. Mağdur olan buna neden olan, gözardı eden herkesi ziyadesiyle mağdur etti. Silivrili herkes bu mağduriyetten payına düşeni aldı ilçemiz isminin bu gibi olayla anılmasından.
Yangına kayıtsız kalanlar veya başarılı müdahalede bulunamayanlar sonunda kendileri de yandı.
Yanık yaraları bazılarında daha fazla bazılarında daha az.
Ama sonuçta yanık!
Tecavüz ve tahdit suçlamaları çok ciddi.
Basının bu tür olaylarda savcı ve hakimlik görevine soyunmasını hep yanlış buldum. Yanlış da. Bunun için yargı karar versin; suç var mı yok mu? Varsa cezası da kesilir ve çekilir. Basın olarak bizim bu konuda yapacaklarımız yetkilileri görevlerini iyi yapmaya, bunu gerçekleştirmediklerinde doğabilecek sonuçlardan ders çıkarmaya davet etmek.

KIRIM GEZİSİ
Kırım gezisi hoş bir tecrübe oldu! Tarihi ve uluslar arası dostluk anlamında değerli bir programdı. Silivri heyeti çok güzel karşılandı. Programın gerçekleşmesine vesile olanlara herkese, özellikle Sait hoca ve ekibine sonsuz teşekkürler.
Gezinin katılımcılarından biri olarak tabi ki eleştiremem. Ama zamanlaması elde olan ve olmayan sebeplerden dolayı sanki daha iyi ayarlanabilirdi. Pazartesi günü çöp ihalesi yenilenirken, malum huzurevi sıkıntısının patlak vermişken ve en önemlisi de göreve gelişinin 2. yıldönümünde Işıklar’ın görevinin başında olmaması garipsendi.
Bazı tarihler sembolik anlam taşır. Alıştığımız yıldönümü değerlendirmelerinden yoksun kalmamız, bir kriz anında en etkili ve yetkili isim aranırken bu görüntünün yeterince doldurulamaması zaten sıkıntılı olan durumu daha da zora soktu.
Başkan gibi 2. Yıl değerlendirmesini ben de biraz geç yapacağım. Pazartesi günü sağlam kafayla, şöyle derli, toplu bir ikinci yıl değerlendirmesini sizinle paylaşacağım.

SİYASET SAHNESİ
CHP’de dalgalanan sular durulmaya çalışırken, Ak Parti temkinli şekilde genel seçim hazırlıklarını sürdürüyor. Tüm adaylar 11 Nisan’a odaklanırken, partiler tabanlarını bir arada tutma kaygısında.
Karakaş, sessizliğini Hürhaber’e bozarken, her zamanki gibi iddialı bir çıkış yapmış. Bu arada pazartesi günü Nisan Meclisi’nde Belediyenin faaliyet raporu ele alınacak. İktidarda bu konuya yönelik nasıl bir çalışma var bilmiyorum ama muhalefette yoğun bir hazırlık söz konusu. İktidar “Bütün yıl çalıştık sıra anlatmakta” derken, muhalefetin iddiası kuşkusuz tam aksi yönde olacak.
Anlayacağınız önümüzdeki hafta sıkı bir kapışma bekleniyor. İktidar ile muhalefet arasında bir süredir bin bir zorlukla estirilen barış rüzgarları yerini yağışlı savaş havalarına bırakabilir. 

İyi hafta sonları!

YORUM YAP