Emre Akıncıoğlu

Hakem olmak ya da olmamak... *

Spor müsabakalarını izlemeyi seviyorum...
Hem de ayırt etmeksizin her spor dalını ilgiyle seyrediyorum, özellikle de takım sporlarını...
Son 10-15 yılı baz aldığımız da şunu söylemenin doğru olacağını düşünüyorum: Sporcuların gelişimi bizlere akıl tutulması yaşatıyor...
Özellikle teknolojinin ve bilimin ilerlemesi artık makine haline gelmiş sporcuları daha çok görmemize neden oldu...
Spor sektörü içerisinde dönen ekonomi de o kadar arttı ki hem oralara ulaşabilmek hem de kalıcı olabilmek için bu gelişim mecbur hale geldi...
Artık 35-40 yaş aralığında hemen her spor dalında profesyonel olarak halen devam eden sporcuları çokça görmek mümkün...
Bu da fizyolojik gelişimin nasıl aşama kaydettiğini bizlere gösteriyor...
Böylesi uzun bir girişten sonra başlığa geri döneyim...
Birçok spor dalında hakemlik önemli bir gelir kapısı değil...
Futbol, biraz basketbol -o da ancak ana liglerdeki maçlar- hakemlere gelir sağlıyor...
Haliyle durum böyle olunca hakemlik pek çok branşta, özelliklerde amatör branşlarda sadece bir ek iş...
Sporcuların gelişimini düşündüğümüzde en çok izlenen futboldan ilerleyelim. Oyunun ne kadar hızlandığının herkes farkındadır diye düşünüyorum...
Bu hız ancak VAR ile birçok pozisyonu çözebilir noktaya getirdi hakemliği...
Sporcu ve oyundaki gelişim, hakemlik ile arasındaki makası da git gide açar durumda. Oyunun hızına yetişilemiyor. Bu hıza ulaşmak için ciddi bir çalışma ve zaman ayırma lazım ki bu da ancak kazanç ile mümkün. Dediğim gibi gelir anlamında zaten elle tutulur bir şey de yok, hele ki amatör branşlarda. İşte ortaya çıkan ve aslında taraftarın tam anlayamadığı bu durum doğal olarak hakemliği tercih edilmekten yavaş yavaş uzaklaştırıyor...
Şimdi kendinizi bir futbol hakemin yerine koyun lütfen. Sahada sizi kandırmak için uğraşan 22 adam, kenarda kulübede keza durum aynı. Tribünlerde eş, anne, sülale demeden sürekli sizi dilinden düşürmeyecek kadar çok seven(!) bir kitle. Tabi bir de dayak yeme ihtimali var maçlarda o konuya hiç girmiyorum.
Oyun zaten almış başını gitmiş, hızına yetişmek için dalağınızı patlatmanız gerekiyor. Diyelim üç vasıta değiştirerek akşam işten eve geldiniz, düşünüyorsun hafta sonu maç var, kondisyon çalışmalıyım. Öyle evde olacak iş de değil, profesyonel olmalı. Bir salona yazılsan para. Amatörde aldığın maç parası iyi bir salonu zaten ödemez.
Haydi şimdi bu ahval ve şerait içinde hakemlik yapmayı iste...
Bir ülkede sporun gelişimi hakemliğin gelişimi ile başlar...
Önce hakem, kendini güvende hissetmeli...
Özellikle de amatör branşlarda...
Emeğinin karşılığını alabilmeli...
Ailelerinden, hayatlarından fedakarlık yaparak ülke sporuna hizmet etmeye çalışan bu güzel insanların hiç değilse akşam evlerine mutlu dönmeleri sağlanmalı...
Sosyal güvenceleri olmalı...
Bir sakatlık yaşadıklarında işlerinden hak ettikleri SGK ile (o da varsa) kendi kendilerini tedavi ettirmemeli...
Öyle imkanlar sağlanmalı ki hakemlik esas işi olmalı kişinin, bunu düşünmeli...
Her an bırakma, vazgeçme ihtimalimizin olduğu, şartların sizi hiç cezbetmediği bir işte çalışıyor olsanız kendinizi ne kadar geliştirebilirsiniz ki veya ne kadar konsantre olabilirsiniz, lütfen bir düşünün...
Özellikle amatör branşlarda hakemliğin gönül işi olduğu apaçık belli...
Ancak spor gelişim için de hakemliğin, hakemlerimizin gelişmesinin zorunluluğu net bir şekilde ortada...
Hakemlik gelişmez ise alt yapı gelişmez...
Hakemlik gelişmez ise oyun gelişmez...
Bir ülke hakemlerini geliştiremez ise sporunu geliştiremez...
Şöyle bir örnek vereyim, ben yıllarca Silivrispor altyapısında veya okullararası maçlarda oynadım. Hele küçük yaş gruplarında maçlarımızda sadece orta hakem olurdu...
Kuralların, oyunu öğrenmenin en yoğun olduğu yaşlarda yan hakem bile yoktu...
Bırakın hakemlerin hakkını almayı sayıda bile tasarruf vardı anlayacağınız...
Oradan yola çıkarak bugün ülke futbolunun, kulüplerin hali net bir şekilde ortada...
Diyeceksiniz ki bu kadar mı, emin olun bu kadar...
Eğer sporun sadece ekonomi odaklı gelişimini istiyorsak doğru yoldayız...
Bu gidişle yakın gelecekte zaten hakemede ihtiyaç kalmaz...
Sahaya 20-25 kamera yerleştirilir. Görüntüleri bir yapay zeka anlık analiz eder, kararları verir ve sistem tam anlamıyla robotlaşır...
Hakemlik ülkelerin spor gelişimleri adına çok önemli.
Bunun farkına varmak ve maddi manevi desteklemek yarınlarımız için çok önemli...

Yazımı şöyle bitirmek istiyorum.
Spor hatalar oyunu.
Hakemlik de öyle.
Hataları azaltmak adına alınan kararların oyunun ruhunu, insani yönünü bitirdiğini düşünüyorum.
İnsanı insan yapan değerleri sahadan uzaklaştırmak, aslında yeni nesilleri sahadan uzaklaştırmak olduğu açık.
Bırakalım hata olsun, hata olsun ki insan olduğumuzu unutmayalım.

Akılda kalan: Satranç turnuvalarımızda özellikle de anaokulu şenliklerinde bizi en çok güldüren ifade şu oluyor: Okullarında öğretmenim demeye alışan 4-5 yaşındaki küçüklerimiz hakemlerimize şöyle sesleniyorlar: “Hakemim” :)

YORUM YAP