Hüseyin Kuru

Fikirler, düşünceler..

Türkiye'nin önde gelen emlak platformu hepsi emlak, Türkiye'deki verilerden meydana getirdiği Ocak.2022 Emlak Endeksi'ni duyurdu.. buna göre endeks verileri, satılık evlerde son 1 senede yüzde 100'den fazla yükseliş kaydeden şehirleri ortaya çıkardı.

Hepsi emlak tarafından açıklanan veriler kapsamında; son 1 senede yatırımcısına en çok kazandıran şehir 126 oranında bir yükselişle Antalya olarak belirlendi.

Antalya'yı sırasıyla Adana, İstanbul, Samsun, Mersin (İçel), Muğla,  Ankara  ve Tekirdağ takip etti. 

İSTANBUL'DA ÜMRANİYE İLK SIRADA GELDİ

İstanbul'da satılık evlerde son bir senede en çok değer kazanan yer yüzde 179 fiyat yükselişleriyle Ümraniye olarak kaydedildi. Ümraniye'yi yüzde 168 ile Gaziosmanpaşa, yüzde 160 ile Maltepe, yüzde 157 ile Bağcılar ve yüzde 152'lik artışla Bakırköy izledi.

                                                         ***

KDV TEKLİFİ..

Gıda ürünlerinde yüzde 8 KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesinden sonra şimdi de sıra diğer sektörlerdeki düzenlemelere geldi. Eğitim ve sağlık hizmetlerinde yüzde 8, konutta 150 metrekareden büyük konutta yüzde 18 KDV uygulaması bulunuyor. Yeni düzenleme kapsamında bu KDV oranlarının da düşürülmesi hedefleniyor. 

KAYIT DIŞI AZALACAK..

KDV düzenlemesi kapsamında çalışma yürüten Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, odalarla ve sektör temsilcileriyle bir araya gelerek toplantı gerçekleştirilirken, KDV'de de sadeleşme yapıldı. KDV'deki sadeleşmeyle beraber reel sektörün işleri kolaylaşmış olacak, reel sektörün canlılığı ve rekabet gücü de yükselecek. Aynı zamanda yatırım ortamının iyileşmesi ve kayıt dışının azalması hedefleniyor. Alınan bilgiler kapsamında, sağlık ve eğitim sistemleri için şu an yüzde 8 KDV uygulandığı ve özel sağlık hizmeti ve özel eğitim gibi sektörlerin KDV'lerinin de düzenlenmesinin planlandığı belirtildi. 

KONUTTA SEMTE GÖRE DÜZENLEME..

Konut sektöründe de farklı KDV oranları uygulaması bulunuyor. 150 metrekare büyüklüğe kadar değişen konutlarda KDV yüzde 1 olarak uygulanırken, 150 m2 den büyük konutlar için yüzde 18 KDV uygulaması devrede. Yapı kooperatifleri, TOKi ve kentsel dönüşümde de halihazırda uygulanan KDV oranı yüzde 1. Bu KDV'lerde de düzenlemeye gidiliyor. Konut sektöründe gerçekleştirilecek KDV düzenlemesinin semte göre de yapılması hedefleniyor. 

Yeni Şafak'tan Nur Banu Aras'ın haberine göre; gıdaya uygulanan yüzde 7 oranındaki bir indirimle hükümet 2022'de KDV iadeleri de kapsayacak şekilde 30 milyar Türk Lirası tutarından vazgeçti. KDV indirimleri sayesinde doğrudan vatandaşın ceplerinin rahatlatılması planlanırken, üretici ve ticaret faaliyeti gösterenlerin de nefes alacağı belirtiliyor.

                                                         ***

Dünya Gazetesi köşe yazarı Sadi Özdemir'in geçtiğimiz hafta içinde yayınlanan "200 bin nüfuslu yeni şehirler kurulsa ‘konut krizi' aşılır mı?" başlıklı yazısında yazar; inşaat sektörünün önde gelen isimlerine sektörün durumunu soruyor ve görüşlerini soruyor.. yazıdan devam edelim.

Çünkü, ev sahibi olmayan vatandaşların başı, fahiş kiralarla belada. Ev alma umudu olanlarsa bir süredir umutlarını tamamen kaybetmiş görünüyor. Aynı zamanda İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı da olan Nazmi Durbakayım' a, bu durumun nedenini ve daha ne kadar devam edeceğini soruyorum: “Bugüne kadar sektör için tüm krizler en fazla 6 ay sürerdi. Sektör de buna göre vaziyet alırdı. Ancak bu defa 36 aydır sürüyor. 2004'ten itibaren konut sektöründe genç çekirdek aile için konut edinmek kolaylaşmıştı. Bir maaş konut taksitini öder, bir maaş da evi geçindirirdi. Son yıllarda fiyat artışları ve yüksek faiz bu denklemi bozdu” diyor.
Çözüm önerilerini de şöyle sıralıyor: “Artık büyükşehirlerde yaşam şartları her açıdan ağırlaştı. Birçok vatandaşımız tersine göçü düşünüyor. Bir de hızlanması gereken kentsel dönüşüm var. Bence bu iki eksen bize çözüm sunabilir. Riskli yapı stokunun ortadan kalkması için kentsel dönüşümün hızlanmasında herkes hemfikir. Ancak tüm yükün devlet ve riskli bina sahipleri üzerinde kalması büyük problem. İhtiyaç olan katma değerin emsal artışı ile sağlanması da hiç istenmiyor. Çözüm için iki önerim var: Birincisi, büyük şehirlerden daha rahat yaşayabilecekleri bölgelere göç etmek isteyenler için her imkâna sahip yeni şehirler kuralım ya da küçülmüş eski şehirleri yeniden ele alalım. İkincisi ise büyük şehirlerde yaşamına devam etmek isteyenler için tıkanmış kentsel dönüşümün önünü açalım, ada bazında dönüşüm planları ile yoğunluğu artırmadan bazı bölgelerde fonksiyon değişikliği yaparak ihtiyaç duyulan katma değeri yaratalım.”

 

YENİ ŞEHİRLER NEREDE, NASIL KURULMALI?

Nazmi Durbakayım'dan bu iki öneriyi de açmasını istiyorum, önce ‘nasıl'ın yanıtını veriyor: “Kamulaştırma bedeli hiç olmayan veya çok az olan bölgelerde 100-300 bin nüfuslu şehir planları yapalım. Planları, bu şehrin alt ve üst yapılarını inşa edecek firmalar arazi karşılığı yapsın. Bu şehirlerin, büyük şehirlerle bağlantılarını da raylı sistemi esas alarak yine aynı firmalara arazi karşılığı yaptıralım. Oluşacak yapı adalarının inşasını hasılat paylaşımı modeli ile sağlayalım. Yeni şehirler için mümkün olduğunca eskiden yaşam bölgeleri olarak kullanılmış ancak daha sonra nüfusunu kaybetmiş tarihi değerleri de olan bölgeleri seçelim. Bu bölgelerin ticari ve kültürel dinamiklerinin tekrar canlandıralım. Buralarda yaşayacak nüfusun şehrin özelliklerini sürdürecek nitelikte olmasına dikkat edilmeli. Turizm ağırlıklı bu yörelerde otantik şehir yapısının bozulmaması için yeni kurumlar devreye girsin. Hedef, insanımızın toprakla temas edebileceği, çocukları için kaliteli eğitim ve sağlık hizmetleri olan, çağımızın dijital imkânlarına sahip, büyük şehirlere raylı sistemlerle kolayca ulaşılabilen yeni şehirler oluşturmak.     

RANTA KAPALI, KALİTELİ ŞEHİRLER MÜMKÜN

Bu şehirlerde, iş imkânlarının bölgede yaşayacak nüfusa göre sağlanması, iş kollarının da yöre özelliklerine göre seçilmesi önemli. Şehirlerin kuruluş amacından sapmaması, rant kapısına dönüşmemesi için projelere giren kişilerin ilerleyen zaman içinde bunları daha yüksek fiyatlara satmasını önleyecek örnek dünya modelleri incelenebilir. Mülkiyetin kamuya ait olup üst hakkının satılması gibi yöntemler var. Bağlantı yolları civarında olabilecek değer artışlarının da şehrin değerleri içinde olması sağlanabilir. Bu şehirlerde belli oranda kiralanabilecek konutlar yapılabilir ama kira bedellerinin makul seviyelerde kalması için de önlemler alınabilir. Bu şehirlerin yönetimi de farklı bir sistemle olabilir.”

                                                         ***

İyi haftalar..

       

 

 

 

YORUM YAP