XXXXX

Değirmenciden Kaçak Hafriyata Sıkı Takip


Bir süredir Silivri’de gerçekleştirilen kaçak hafriyatlar konusunu yakından takip ettiği bilenen CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci, konuyla ilgili radikal önlemler alma kararını açıkladı. Tüm uyarılarına rağmen Alipaşa’da kaçak hafriyat dökümünün devam etmesi üzerine, İdari Mahkeme ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne konuyla ilgili şikâyetlerini yapmaya hazırlandığını söyleyen Değirmenci, önümüzdeki günler bir basın toplantısıyla konuyu kamuoyuyla da paylaşacağını belirtti.
Sanırım yeterince açıklayıcı oldum, durum da ortada zaten.

TEMEL’SİZ DURSUN OLUR MU?
Aldığım bilgilere göre, dün düzenlediği basın toplantısında, Ak Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş, gerek yerel gerekse ulusal düzeydeki siyaseti tarif ederken, sık sık Temel ile Dursun’un zıtlaşması üzerine kurulu bir fıkra ile görüşlerini aktarmış.
Fıkrayı merak edenler için yazalım: “Birbirine düşman olan Temel ve Dursun bir gün hapishaneye düşmüş ve idama mahkûm edilmişler. İdam mahkûmu Temel'e son isteği sorulduğunda, 'Annemi son defa görmek istiyorum' demiş. Diğer mahkûm Dursun'a son isteğini sorduklarında ise, 'Temel annesini görmesin' demiş.”
Karakaş’ın tespitine itiraz edecek çok fazla argümanım yok ama diğer anlattıklarından bazılarına dikkat çekme ihtiyacı hissediyorum; “Etme bulma dünyası” gibi.
Sorunun tek taraflı olduğunu söylemek ne yazık ki çok güç. Sadece siyasette değil hayatın tümünde bu kural geçerli. Bunun için karşı tarafa tüm sorumluluğu atarken, haksızlık yapmama gayreti olmalı. Başarının tümü iktidarın, başarısızlığın tümü muhalefetin olamaz başarı ya da başarısızlık her iki tarafında ortak inşasıdır.
Konuya en basitinden yaklaştığınızda ise ne Temel, Dursun olmadan ne de Dursun, Temel’siz bir anlam taşımıyor. Her ikisi de bir bütün. Bizim siyasetimiz de öyle. AKP’si, CHP’si, MHP’si ve diğerleri hepsi bir bütünün farklı parçaları. Bunun için siyaset sorunlarında sorumluluk almamak gibi bir durumları yok. Başarıyı kucaklamadan önce başarısızlığın nedenlerini ortadan kaldırmak gerekir.

ORGANİZASYONU
HERKES BEĞENMİŞ
Silivri Belediyesi’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çerçevesinde sahilde düzenlediği konserin organizasyon düzeninden beğeniyle söz edenleri duyunca, ilk etapta, altında ima aradım açıkçası. Konser öncesi, akşam saatlerinde sahilde bir işim vardı alandan geçerken Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Yıldırım ve zabıtalar düzenlemeleri gerçekleştiriyordu. Protokolün fazla katılım göstermemesi, geçmiş organizasyonların düzensizliği ile açıklanırken, son etkinlik hakkında hoş izlenimler, eleştirilerin kale alınmaya başlandığının göstergesi olarak yorumlandı.
Yıldırım’ı ve Zabıta’yı kutluyorum.

VE DEĞİRMENCİ, PATLADI
Deniz Baykal’ın kaset olayı ve istifa sürecini CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci’nin sükûnetle takip etmesine ilişkin gözlemimi paylaşmıştım. Hemen ertesi gün gerçekleştirdiği örgüt toplantısında Değirmenci, içindekileri sonunda tüm çıplaklığıyla ortaya dökmüş. Baykal tarafından maruz kaldığı baskıların yanı sıra, açıklamasında Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a da son derece sert mesajlar yolladığını sezdim. Baykal’a vedasının yanı sıra Işıklar’a meydan okuyuşunu anlayanlar olmuştur da bizzat mesajın alıcısı göze aldıklarının farkındadır umarım.

UZUN, MEYDANA ÇIKTI
Bir süredir ‘istifa etti’, ‘ettirildi’ değerlendirmelerine tutulan Silivri Belediyesi Başkan Yardımıcısı Elif Uzun, Kültürevi etkinliklerinde ortaya çıktı. Bir haftalık izninin ardından, yapılan değerlendirmeler sonucu sallantıda olan durumu yeniden sabitlendi anlaşılan.
İşleri kopma noktasına getiren sebepler herkesçe bilinirken, düzelenin ne olduğu henüz belli değil.
Bu konuyu değerlendirirken, kimin söylediğini hatırlayamadığım bir söz geldi aklıma, “Halka rağmen halka hizmet edemezsiniz” diye. Söz konusu olayın bu kıstası çağrıştırmasının nedenlerine girmeyeceğim ama işleri halka hizmet etmek olanların bu kriteri unutmamasında yarar var. Niye illa ki yararlarını düşündüğüme gelince; işin ucunda halka hizmet var. Kamunun çıkarlarını ilgilendirdiği noktada eleştirebiliriz, yoksa kendi kendilerine verdikleri zarardan bize ne, halka ne? Sonuçta herkes kendi kaderini yaşar.
İyi hafta sonları...

YORUM YAP