Sevginar Sali

Cesur askerlerin, büyük zaferleri...

Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferinin 106. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü…
Büyük zaferler, namuslu ve onurlu bir komutan ve askerlerinin eseridir. Temelinde ise sayısız şehit ve gazinin cesareti yatar.
Tarihimize yazılan ve üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin gururla yad ettiğimiz her askeri başarıyı önce kanları ile suladıkları toprağa daha sonra bir de yaşanmayan ömürlerini teslim edenlere daha da borçluyuz. Çünkü her zafer kahramanların, büyük zaferler büyük kahramanların eseri…
Bugün Türkiye Cumhuriyeti olarak varlığımız ve her alanda kat ettiğimiz mesafeler vatanı uğuruna canını feda edenler sayesinde hayat buluyor.
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hayatı pahasına koruyan Şehitlerimiz ailelerinin kalplerinde hiç sönmeyen bir hasretlik ateşi yanarken, herkesin yüreğindeki sonsuz vatan sevgisi yangınını harlaması terk edemeyeceğimiz sorumluluğumuz.
Vatanı uğrunda şehadete erişenlerin hakkı ödenmez bu topraklarda özgür ve başı dik yaşayan, üreten bizlerin borcu da öyle…

***

köşem için


Başta bağımsızlık ve kurtuluş savaşımızı ateşleyen eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk, tüm silah arkadaşları, şehit ve gazilerimizi minnet, saygı ve sevgi ile yad ediyorum…
Tüm şehitlerimiz adına 1970 doğumlu 1990 yılında şehadete erişen Selçuk Şen'e yenilenen kabristanında rahmet diliyorum.
Silivri Kaymakamı Ali Partal ve Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ı hassasiyetlerinden dolayı kutluyorum… Gözünün önünde olanı değil sadece ardında kalanları da fark etmek, bundan sonra da kayıtsızlık yerine duyarlılıkla gerekeni yapma konusunda bizlere örnek oldukları için teşekkür ediyorum.
Şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkalım…

GÜNÜN SÖZÜ
"Kumandanların en büyük cesareti sorumluluktan korkmamalarıdır. Gerçekte sorumluluğun ağırlığını ben kendi özümde denedim. Namuslu ve izzetinefis sahibi bir kumandan için ölüm hiçbir vakit hatıra gelmez, onu düşündüren, yapılanların isabet ve de isabetsizliğidir. Tersine bir ricat manevrası için kumandanın da kararlarında pek büyük bir isabet ve derin görüş olması gerekmektedir. Bizim ordumuzu felaketlere sürükleyen çoğunlukla ricat manevrası için azim ve karar sahibi kumandanlarımızın yokluğu olmuştur. Üstün düşman taarruzu karşısında çoğunlukla kumandanlar, askerin kendi kendine yerlerini bıraktıkları zamana kadar karar vermekten korkarlar ve sonra da ricati kabahat ve askeri kabahatli görürler."
Buna örnek olarak da Muş Cehpesi'ndeki harekâtı açıklamaktadır. Aynı zamanda diyor ki: "Ben askerin yetiştirilmesinde her zaman ruhsal ve manevi duruma çok dikkat ederim. Gerçekten bu hali birçok kez ben de gördüm. Bunun çeşitli âmilleri ve nedenleri olabilir. Kumandanların gerçekçiliğine ve yürekliliklerine ve kendilerinin güvenlerine egemen oluş dereceleri pek büyük önem taşır."
*Mustafa Kemal Atatürk'ün
kaleminden “Karlsbad hatıralarım”

YORUM YAP