Sevginar Sali

Bu nasıl bir bakış açısı!?

Herkes eteğindeki taşları döktükten sonra gündemdeki bir konuya değinmek isterim…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, bayramda gerçekleştirdiği Karadeniz gezisine davet ettiği tabanının karşı çıktığı temelde gazeteci Nagehan Alçı…
İmamoğlu'na yüklenen olağan üstü anlama katılıp da gazeteci tercihine güvenmeyen insanları anlamakta zorluk çekiyorum. Türkiye'yi mevcut iktidardan kurtaracak, hadi İstanbul'u emanet edecek kadar güvenip de bir gazeteci seçimi üzerinden insanı bu kadar yerden yere vurabilmek sadece bana mı enteresan geliyor?!
AK Parti'ye ötekileştirme, ayrıştırma politikaları yüzünden karşı çıkıp kendi kamplarının duvarlarını örmek ne peki?
Bir gezi ve kişi yüzünden bu denli yüklenilmeyi, hatta silinmeyi ne ara hak etti İmamoğlu? Hem de en ateşli taraftarı olduklarını iddia eden kesimde.
İmamoğlu'na olumlu yaklaşımımın sebebi şahsından ziyade temsil ettiği anlamlar yani sembolize ettikleri sebebiyledir. Ama bir hatalı davranışında ondan vazgeçebilenlerin gerçekte hiç onun yanında olmadığını düşünmekten kendimi alamıyorum. Kaldı ki gazeteci seçimi hususundaki tutumu ister kendisine ister basın danışmanına ait olsun bence dile getirilen eleştirileri asla hak etmiyor.
Bu eleştiri ve ötesinde saldırıların bilinçli, entelektüel, sanatçı dediğimiz insanlardan gelmesi daha da acı.
Ekrem İmamoğlu seçildiği gün ile kıyaslandığında bugün çok daha iyi bir siyasetçi. Yarın daha iyi olması için sadece kişisel çabası ise asla yeterli gelmez. Sağlıksız toplum, sağlıklı bir yönetimi boşuna bekler.
Her şeyi doğru yaparken yanınızda olup, bir hatanızda üzerinizi çizmeye hazır bir destek gerçekte var olabilir mi?
İstanbul'u yönetim yetkisini İmamoğlu'na verenler ona çalışacağı gazetecileri seçme kredi ve anlayışını da tanımalı. Nagehan Alçı'nın gazetecilik tarzı ve bakış açısını benimsemesem de gazetecilik hakkını teslim etmek ve bir yerde savunmak gereğini duymuyor değilim.
Yeri gelmişken; vız gelir, tırıs gider'i de bana göre kendi inandıklarını savunma yolunda kullanabilir herkes.

***

İşimiz gereği pek çok insanla görüşüp, gündemdeki konuları istişare ediyoruz.
Örneğin belediye yönetimi söz konusu, bir insanın yaklaşımları en çok kendilerini anlatıyor. Biri yapılan çalışmalar, başkası ihtiyaçlar, bir diğeri yolsuzluk ve buna yönelik iddialardan vs sadece ve ısrarla dem vururken değerlendirdiği yapılardan ziyade ve temelde kendi niyetini ortaya koyuyor.
İktidar için eleştiri sayılan şey, muhalefet için doğal bir süreçtir. Vatandaş için memnuniyet sebebi hizmet, muhalefet için iktidar ile aradaki farkın açılması anlamını taşır ve pek tabi kolayca ne kadar değerli bir iş olursa olsun memnuniyet ile karşılık bulması mümkün değil!
İnsan ister kendi küçük dünyasının büyük hükümdarı, isterse de daha kapsamlı bir yapının yetkilisi olsun; endişe duyacağı tek şey kendi yaptıkları ve yapmadıkları olmalı. Biz kendi yolumuzda, hedefimize emin ve kararlı adımlarla yürüdükçe başka hiç kimse engel olamaz. Başkasını dert etmek kontrol edemeyeceğimiz bir süreç için boş kaygıdır. Bir insanı kendi yaptıklarından öteye hiç kimse ne anlamlandırabilir ne de ifade edebilir.

GÜNÜN SÖZÜ
- Gösterdim… Gördü anlamına gelmez
Söyledim… Duydu anlamına gelmez
– Duydu… Doğru anladı anlamına gelmez
Anladı… Hak verdi anlamına gelmez
– Hak verdi… İnandı anlamına gelmez
İnandı… Uyguladı anlamına gelmez
– Uyguladı… Sürdürecek anlamına gelmez
*Alıntı

YORUM YAP