Sevginar Sali

Bize demokrasi gerek, gerisi gelir zaten...

Victor Hugo ne kadar yalın ve net ifade etmiş; “Zamanı gelmiş bir fikrin karşısına dikilme gücüne hiçbir ordu sahip değildir.”

İstanbul'u yeniden AK Parti'nin kazanabileceğine dair bir işaret arıyorum ama nerede!?
CHP Genel Merkezi tarafından 23 Haziran sürecinde çalışmak üzere Silivri'de görevlendirilen İzmir milletvekili Tacettin Bayır'ın söyleminden yola çıkarak söyleyeyim “CHP'nin değil, bir blokun adayı” olan Ekrem İmamoğlu, destekçileri geçtiği yerden toplayan kartopu misali büyürken, rakiplerinin çaresizliği çok anlaşılır çünkü gerçekten yapabilecekleri hiçbir şey kalmamış geriye!
AK Parti'nin 31 Mart'taki destekçilerinden büyük bir çoğunluk sessizliğe gömülürken, elbet içlerinden oy vermeye devam edecek olanlar var ama ne heyecan kaldı geriye ne kazanacaklarına dair umut.
İmamoğlu'nun 31 Mart'ta gerçekleştirdiği ‘mucizeyi', Binali Yıldırım 23 Haziran'da sandıktan önde çıkarak gerçekleştirirse adına büyük bir çoğunluk ‘hile' diyecek ya da itirafa edemese bile öyle düşünecek... Haklı bir kayıp, haksız bir zafere dönüşmez; böyle bir şey vicdanı olan insanların içine sinmez çünkü...
Yine Bayır'ın tespiti ile artan milletvekili sayısına rağmen AK Parti'nin koltuk sayısında bir fazlalık kaydedilmemesi ile seçmenin iktidara genel seçimlerde gösterdiği sarı kartı görmeyenler yerel seçimlerde kırmızısı ile yüzleşmek zorunda zorlanıyor.
Aldığınız sonuçlardan, ya da örneğin katıldığınız yarışmadaki skor alenen kötü olduğunuzu bağırırken hiçbir stratejik farklılığa gitmeksizin gidişatı kendi lehinize değiştirmeyi ummak, kaybetmeyi kabullenmekle eşdeğerdir.
Bir işte heyecan kayboldu mu uzatmaların devreye girdiğini ve kaçınılmaz olarak kısa süre zarfında sizi bir son'un beklediğini görmekte ne kadar geç kalırsanız kayıp haneniz o kadar artar!
Bu A partisi, filanca aday için değil sadece, hayatın her kesiminde böyledir! Heyecan ateşini yeniden yakacak enstrümanlarınız yoksa geçmiş olsun, var da kullanmasını bilmiyorsanız, devreye sokamıyorsanız da keza aynı şekilde…
CHP Silivri'nin 23 Haziran görevi, her şeye rağmen, ballı kaymak kadar keyifli ve kolay… O kadar güçlü argümanları var ki, bin parça da olsalar dimdik ayakta durabilir ve rakiplerine bu seçim sonucu her türlü nal toplatırlar. Daha kucaklayıcı olmalarında bir beis yok! İstanbul seçiminde farkı arttırmak CHP Silivri ilçe yönetimi açısından kaybedilen Silivri Belediyesinin olabildiği yere kadar telafisi aynı zamanda.
Hiç ihtimal vermiyorum ama oldu da Cumhur İttifakı İstanbul'u kazanırsa, CHP Silivri'de mevcut durum açısından taş üstünde taş kalmaz. İstanbul ve Türkiye kayıplarının yanında Silivri'nin konusunu etmek de ancak bize düşer…
Bayır ile gerçekleştirdiğimiz sohbette, vurguladığı başka bir konu daha vardı… “Her şeye rağmen kucaklayıcı, nazik bir dil kullanacağız” dedi. CHP hep bu niyetle hareket etti ama bugüne kadar AK Parti ile son süreçte MHP'nin tahriklerine kapılmaya çok fazla direnemediği de aşikar. Bu defa gerçekten farklı; CHP direniyor, kendi çizgisinde süreci devam etme hususunda azimli ve bununla da ayrıca seçmenin takdirini kazanıyor.
Kırıcı, rakibi kötüleyici, nezaketten uzak siyasi söylemlerin zarafete yenik düştüğünü görmek insanın yüreğine su serpiyor. Kimin ne iddiası varsa etik, ahlak, nezaket çerçevesinde ortaya koysun. Bunu yapamayanlardan medet ummak ile çok şey kaybettik. Zararın neresinden dönülürse kârdır…
Ve bugün siyasi ve yönetsel çıkmazlarımızın asıl sebebi demokrasiye indirilen her darbe ile damarları bir bir baltalanan ekonominin kötü gidişatıdır.
Sonuna kadar katılıyorum; demokrasimiz iyileşmeden, ekonomi dü-zel-mez!
Daha fazla demokrasi için hiçbir varlığımızı satmamız, kimseden borç para istemimize gerek yok! Bize demokrasi gerek, gerisi kendiliğinden gelir zaten.
İyi haftalar...

YORUM YAP