Engin Akın

Ayhan, bir çay ver az demli ama içinde kaşığı olmasın

Ne ciddiyet… Ne şakalar…
Ne gerçekler… Ne yalanlar…
Ne açlık… Ne iştah…
Ne zevk… Ne isteksizlik…
Ne gezme… Ne yatma…
Ne düşen takım… Ne transfer edilen oyuncular…
Ne yeni sezonun hocasının ismi…
Ne yeni sezon hocasının yardımcısı…
Adamın canı sıkkın olduğunda hiçbiri inanın ki zerre umurunda değil.
Can sıkkınlığı en büyük azaptır var olabilene ve anlayabilene.
Yaşamı bulanıklaştırır ve akabinde aynı kişiyi katlayarak bunaltır.
Ruh, uçan balon gibidir. Kendisini patlatacak bir iğne arar durur.
Bir nargile ararsın sıkıntını dağıtacak o bile kâr etmez ve kesemez seni.
Beyin, çevredeki hiçbir şeyi etkileyici bulmaz.
Demli bir çayın bile hatırı kalmayabilir sende.
İnersin aşağı sahile, orada sahil sorumlusu Ayhan Aras'ı ararsın bir dost sohbeti için.
Ayhan Aras gececidir lakin sen sabah inmişsindir, yine canın sıkılır, Ayhan'ın abisi Orhan Aras'a gidersin. Orhan hep gündüzcüdür verir çayını dinler seni.
Ayhan, bir çay ver az demli ama içinde kaşığı olmasın.

Kızgınlığım ve canımın sıkkınlığı gelen ŞEHİT haberlerine.
Mazlum memleketimin insanlarının yüzleri düşmüş, moralleri çökmüş.
Ne yazacaksınız?
Neyi anlatacaksınız?
Niçin bilmediklerinizi sorgulayacaksınız?
Neden gerçekler yerine boş muhabbetle yeri dolduracaksınız?
Kimi, neyle avutacaksınız?
Mekânları cennet olsun. Var olsunlar, huzur bulsunlar.
Kalanlara sabırlar olsun. Var olsunlar. Huzur bulsunlar.

Canım sıkkın, çok ama çok.
Dermanını bir bardak çayda ararsın.
Çayın yanında seni anlayan yok.
Allah'tan Rasim hocam var, Remzi Abim var, Cemil hocam var anlayabilen.
Anlamakla da kalmayıp ders verebilen örnek alınabilen, sana doğruyu gösterebilen.
Yazmak gazetecinin yaşam pusulasıdır.
Kusura bakmayın. Zevkim yok, keyfim yerinde değil.
Yayınlanan televizyon haberlerinde her an ölüm ve şehit haberleri.
O kadar canımız bir gecede yok oluyor ve bizler bunu normal karşılayabiliyoruz…
Ocaklar sönüyor, bitmeyen gözyaşları, farklı gözlerden aynı renkte akabiliyor…
Gözler ne kadar renkli olsa da akan yaşlar hep aynı renkte.
Acı hissi aynı olması gerekirken, acıyı sadece gözyaşları dökebilenler hissediyor.
Ne acı…

Can sıkkınlığının tedavisi aslında çok basit, bunun nedenleri düşünmek ve anlamaktır.
Bugün biraz düşünelim.
Nereye gidiyoruz?
Bize neler oluyor?
Bunları hak ediyor muyuz?
Barışı, demokrasiyi, huzuru neden yakıyor, parçalıyoruz?
Ortak düşünmezsek şayet…
Canımız hep sıkkın!
Demokrasi aynı şeyi düşünmek değildir.
Farklı düşünceleri aynı kapta pişirip lezzetli bir yemek yapabilmektir.
Silivrispor küme düştü.
Silivrispor ile birlikte hepimiz küme düştük.
Bir spor yazarı olarak ben de küme düştüm.

YORUM YAP