Uğur Türkyılmaz

1071 Malazgirt biz geldik

Bizans imparatoru Romanos Diogenes son derece kibirliydi. Kendisine sulh teklifi ile gelen Alp Arslan'ın elçisine; “İsfahan mı daha güzeldir, Hemedan mı, bana bundan haber verin” diye yüksek perdeden sorar. Türk elçisi “İsfahan” diye cevaplar. Bunun üzerine imparator “Hemedan'ın soğuk olduğunu öğrendik, biz isfahan'da konaklarız hayvanlarımız da Hemedan'da kışlar” ifadesini kullanır, sözcüklerinde ve davranışlarında kendi ordusundan dörtte bir oranında az sayıda asker bulunan Türk ordusunu ezip Türk topraklarını ele geçireceği hayalini açıkça dillendirmekten geri durmuyordu. Bu kibrin karşısında zekâsı ve hazırcevaplılığı ile kendini belli eden elçi “Hayvanlarınız Hemedan'da kışlar; ama sizin nerede kışlayacağınızı bilemem” manasında sert bir çıkış yapar.
24 Ağustos 1071 Çarşamba günü imparatordan barışın gerçekleşmeyeceği doğrultusunda gelen haber neticesinde halife tüm İslam topraklarında okutulması adına şu duayı dört bir yana gönderdi. “Allah'ım! İslam'ın sancaklarını yükselt ve hayatlarını sana kulluk için esirgemeyen mücahitlerini yalnız bırakma; Alp Arslan'ı düşmanlarına muzaffer kıl ve askerlerini meleklerin ile teyit eyle; zira o senin rızanı kazanmak için varını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor; o senin yolunda ve dinini üstünlüğü için nasıl cihat ediyor ise sen de onu böylece koru; düşmanlarını kahret!” Tüm İslam dünyasında okunan bu dualar Selçuklu ordusundaki manevi havayı son derce yükseltmiştir.
Alp Arslan beyazlar giymiş vaziyette askerlerinin huzuruna çıktı, atının koşum takımı ve zırhını düzeltti kayışlarını sıktı. Eski şaman âdeti üzerine atının kuyruğunu bağladı. Omzundaki yay ve okunu bırakıp kılıç ve gürzünü eline aldı. Atına binen sultan askerlerine hitabeten “Ey askerlerim! Eğer şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Melik Şah'ı yerime tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız. Zaferi kazanırsak önümüzde çok hayırlı günlerimiz olacaktır” dedi.
Maddi ve manevi hazırlıklar tamamlandıktan sonra büyük meydan muharebesi başlamıştı. Selçuklu ordusu eski savaş taktiği olan sahte bir ricat (Turan taktiği) ile geri çekiliyordu. Savaşın ateşlendiği sırada Bizans ordusu içerisinde yer alan Uz (oğuz) ve Peçenek kuvvetleri ki bunlar Türk ırkına mensup boylardır, soydaşları olan Selçuklular tarafına geçtiler ve büyük yararlılık gösterdiler.
Bizans imparatorunun çok güvendiği ordusu öğle saatlerinde başlayıp akşama kadar eriyip gitmişti. İmparator büyük cesaret gösterip bizzat elinde kılıç savaşmış ancak adamları ile beraber esir edilmekten kendisini koruyamamıştı.
Alp Arslan'ın huzuruna getirilen İmparatora sultan sarılarak dostça imkânlar sağlar kendi aralarında geçen söz dizilerine birçok kitapta rastlamak mümkündür. Sultan Alp Arslan imparatora tahtını iade eder ve yıllık harca bağlar onu topraklarına doğru bizzat uğurlar.
Netice itibari ile daha çok evvelden Anadolu içlerine yapılan akınların 1071 tarihli bu meydan muharebesi ile resmiyeti gerçekleşmiş oldu. Artık Anadolu toprakları Türklerin sonsuza kadar yaşayacakları verimli topraklar olarak el değiştirmiş oldu. Türk tarihi açısından Malazgirt ve Ahlat arasındaki coğrafyada gerçekleşen bu meydan muharebesi çok önemli bir dönüm noktası olmuştur.

YORUM YAP