Ahmet Yücegök

Silivri gündemi - 8 Şubat sayılı

Belediye Meclisinin Şubat ayı ilk toplantısı Pazartesi gün meclis salonunda yapıldı. Toplantı kısa sürdü. Tabiri caizse “koltuklara oturmamızla kalkmamız bir oldu” denebilir…
Ve her iki partiden de izinli meclis üyesi çoktu. Grupların arkasındaki izleyici koltukları da boştu.
Hele de AKP grubunun oturduğu tarafta neredeyse kimse yoktu.
Ben ilk defa bu kadar çok meclis üyesinin Meclisin “oybirliği ile izinli sayılmasına” kararına tanık oluyorum…
***
Gündem kısa tutulmuş.
Gündemi yapan Başkanlık Makamı.
Belli ki Meclisin Karar almasını gerekli kılacak fazla sorun görmemiş.
***
Neyse Başkan gündeme geçmeden önce muhalefet Silivri'de eksikliğini gördüğü hizmetler için gündeme ilave maddeler önerebilirdi. Ama önermediler. Başta dediğim gibi aç – kapa misali toplantı sona erdi.
***
Cuma günü Silivri Belediye Meclisinin Şubat ayı çalışmalarının ikinci toplantısıydı. Gündemde (2) Madde vardı.
Bu defa birincisinden daha kısa süreceği bekleniyordu lakin daha uzun sürdü.
Uzama nedeni birincisi Silivri Belediyesi ile TMMO arasında yapılacak protokol için Belediye Başkanına yetki verilmesi maddesinde çıktı.
Gündem maddesindeki bu konu, Pazartesi günü ilgili komisyona havale edilmiş. Hafta içinde komisyonda görüşülmüş. AKP grubunun itirazı sonucunda komisyondan oy çokluğu ile geçmiş. Neyse, raporunun OY ÇOKLUĞU ile olması Mecliste tartışma yaratacağına işaretti ve nitekim öyle de oldu. Meclisten de oy çokluğu ile geçti. Ardından AKP İlçe Başkanı ve grup sözcüsü söz istedi.
Ayni zamanda da Mühendis olması nedeniyle, bu maddeye ret vermelerinin gerekçesini herkes gibi ben de merak etmiştim… Sanırım salonda bulunanların büyük çoğunluğu da öyle …
İlçe Başkanı ilk olarak RET gerekçelerini açıklarken epey zorlandı… İtirazlarının gündemdeki maddenin amacına değil “böyle bir protokol yapılmasına karşıyız” mealinde bir şeyler söyledi. Benim anladığım “meclisten karar almayalım ama siz bildiğiniz gibi uygulayın” manasında bir görüştü söylemek istediği.
Haliyle Meclisi yöneten Başkanının cevabı da gecikmedi. AKP Grup başkanının böyle bir görüşüne karşılık ayni zamanda, toplantıyı yöneten başkanın cevabı biraz sert oldu.
O anda AKP sıralarından başkana doğru sözlü müdahaleler oldu. Başkan da henüz cevabını tamamlamadığını o nedenle cevap hakkını sonuna kadar kullanmaktan geri durmayacağını belirtti v.s...
Toplantı böyle, böyle devam etti.
Sonunda belli bir noktaya gelindi ve taraflar sustu. Demem gündem tamamlanmış olmasına rağmen bu tartışmalar yaşandı. Ha benim de gündem sona ermesine rağmen orada kalmamın nedeni. Tartışılan protokol maddesinde konu çevre düzenlemesi amaçlanıyordu.
***
Toplantının uzamasının ikinci nedeni.
Başkan sırada “devir teslim töreni var” dedi. Tören Kent Konseyinde eski ve yeni başkanları arasında yapılacakmış.
Başkan Işıklar ilk olarak, artık eski Başkan sayılan Dilruba Önal'a, ardından yeni Başkan Ahmet Yörük'e söz verdi …
Son olarak Dilruba Önal'a, görevli olduğu süre içinde yapmış olduğu çalışmalarından dolayı Silivri Belediyesinin plaketini verdi ve,toplantı sonlandı…

BOŞNAKBAHÇE
Kale Park'ın yanından inilen Boşnak Bahçe dediğimiz yer paraşütle atlama meraklılarının ilgi alanı oldu bu günlerde... Uzun zamandır denenen ve gelişmeye başlayan “paraşütle atlama” merakı geçtiğimiz hafta az daha faciaya neden oluyordu ...
Bakın! Bilmeyenler için söylüyorum.
Silivri Merkezinden denize uzanan en yakın mesafede olan, en eski Mahallesi olan Fatih Mahallesi sınırları içinde kalır Boşnakbahçe…
Dün gibi hatırlarım. Silivri'nin henüz (3) Mahalle olduğu yıllardı.
Hafta sonu erken giden gölgede yer bulurdu bahar ve yaz aylarında…
Poyraz rüzgarlarına kapalı olması ücrete tabi olmaması, nedeniyle her kesimden vatandaşın denize girebilmesi için en uygun mekandı Boşnakbahçe…
Ve denize girerken veya piknik yaparken, en fazla lazım olan içilecek sudur. O da bu gün bile boldur Boşnakbahçe'de...
Ayrıca mangal yapma yerleri vardır.
Ve, hem karadan hem de denizden ulaşım imkanı da vardır. En güzeli de o zamanlar bazı gruplar, nevaleleriyle birlikte, canlı müzik ekipleriyle beraber gelirlerdi. Etrafındaki ailelere de bedavadan müzik ziyafeti çekmiş olurlardı… Özetle benim için çok güzel. Çok özel bire yerdi Boşnakbahçe. Bu gün de öyle .

NE DİYEYİM BİLMEM Kİ
Yıllardır tamamlanamayan Boğluca Deresi üzerindeki Köprü kaç metre? Pirimehmet Paşa Camii'ndeki çalışma ne zaman başladı? Boğluca deresi düzenlemesi üzerinden kaç seçim geçti?
Selimpaşa'daki arıtma tesisleri kaç yıldır öyle?
Keza Alipaşa altındaki arıtma tesisi …
Ötekileri saymıyorum. Ve yeni ihtiyaçları sıralamadan söylüyorum. Bunlar, neden bitmiyor?
AKP Silivri İlçe Başkanı mahallelerde dolaşırken “İBB'nin Silivri'ye yaptıklarıyla” övünüyor, hatta hızını alamayıp “Silivri Belediyesinden bile fazla hizmeti olduğunu” söylüyormuş. Bilmem ki ne diyeyim …

İÇTEN BİR TEŞEKKÜR
“Adalet ve Demokrasi Şöleni”
Hafta içinde, CHP Silivri Gençlik Kolları “Adalet ve Demokrasi” Şehitlerini andı.
Bildiğim kadarıyla herkes davetliydi.
Bir nedenden dolayı salonda bulunamadım ama gönlüm oradaydı. Ayrıca, kulaklarım, o tarafa doğru açıktı…
Ara,ara müziğin sesini duydum nitekim.
Berker Esen'in şahsında tüm emeği geçenleri kutluyorum. Sağ olun var olun!

KİMSENİN TAPULU MALI DEĞİL
Her hafta bu köşede tekrarladığım gibi bu gün tek başına (13) yıldır iktidarda olan AKP'den önce bir çok iktidar gördüm ama kadar uzun süre ve tek başına iktidarda kalanını görmedim.
***
Bu yeni mahalle, eski köylerin TAPU meselesi Osmanlı'dan bu güne sarkan bir mesele lakin size temin ederim ki “ECRİMİSİL” meselesi bu iktidarla başladı.
Yani,üzerine tüğ dikti adeta. 2003 Yılına kadar böyle bir sorun yoktu. Ecrimisil sorununu bu iktidar yarattı.
Evet gayet net söylememe rağmen muhataplar ya “sağır” numarası yapıyorlar ya da “ne olacak alt tarafı 3-5 köyün sorunu bu, eti ne budu ne?” diyorlardır mutlaka, başkaca bir izah tarzı olamaz.
Peki “Sen ne diyorsun?” diyorsanız.
Bence de yönetici kadro ikinci şıkta olduğu gibi “ne olur onlardan” diyor.
Nedenini düşünüyorum da kendilerini 12 Eylül 1980 Sabahındaki Kenan Evren kadar güçlü görüyorlar da ondan diyorum.
Oysa iktidar kimsenin tapulu malı değil.

HAKSIZ MIYIM ?
Ergenekon davalarını hatırlayalım.
Balyoz davalarını da.
Şimdi adını unuttuğum irili ufaklı bir çok davaları da… Bu davalar nedeniyle insanlar yıllarca Silivri Hapishanesinde kaldı… Ve, bir çoğu birkaç kez müebbet hapis cezası aldı. Simsiyah saçlarla girenler bembeyaz çıktılar. Adına KUMPAS dediler. Faturasını da dönemin bazı Savcı ve Hakimlerine kestiler.
İnsan ömründe bu tutsaklık süreleri önemli yer tutar. Ve bu günün de iktidarı olan, o dönemin iktidarı mağdurlara oynadı. Ki, hem iktidar hem mağdur nasıl oluyorsa… Ve Haziran 2015 seçimlerinden sonra ülkenin belli bir bölgesinde alevlenen çatışmalar sonrasında ayni iktidar yine başkalarını suçlayarak mağdurları oynamaya yattı. Bir defa daha “bizi aldattılar” dedi. Geliyorum bu güne. Bu gün de, mahkemeler dahil Devletin bir çok kurumunda akla hayale gelmeyen uygulamalar oluyor.
Ben de acaba, yarın yine “aldatıldık” lafıyla karşılaşır mıyız, diye endişeleniyorum. Haksız mıyım?

YORUM YAP