Ferhan Tezcan

Şenol Güneş’in MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ

1960'lı yıllardı. Türkiye'nin önemli ili Trabzon'da, Trabzonspor'un kurulması için çalışmalar yapılıyordu. Trabzonlu futbola açtı ve İstanbul takımlarına iştahla bakıyordu. Şehrin önde gelenleri başta Şamil Yazıcı gibi isimler ellerini taşın altına koyuyorlardı. Bizim Şenol Güneş o yıllarda çok gençti.

Ama gönlü basketboldaydı. Trabzon'da basketbol oynamak istiyor ama o tarihlerde oynayacak kimseyi bulamıyordu. Boyu gittikçe uzuyor ve ancak 1.80'i geçmiyordu. Baktılar ki basketboldan ''hayır'' yok, 1967 yılında babası tarafından futbol kulübü Erdoğdu Gençlik'e verildi. Santrfor oynuyordu. Şenol gol atmayı çok seviyordu.
Sonra yöneticiler tarafından kaleci olması istenmişti.
Şenol Güneş kaleye geçti. Çok başarılı olmuştu. Sebatspor'un transfer teklifini kabul etti ve ikinci ligde oynayan Sebatspor'a geçti.

Şenol gün geçtikçe büyüyor ve çok iyi bir kaleci olacağı sinyallerini daha o günden veriyordu. 1972 yılında Trabzonspor'a transfer oldu. Genç Trabzonspor'da ilerde Türk futbol tarihine geçecek yıldız oyuncular vardı. Faruk Özak, Kadir, Ali Yavuz, Necmi Perekli, Cemil, Bekir, Necati, Turgay, sonradan Ali Kemal, Serdar Bali daha sonra Türk futboluna damga vuracaklardı. Şenol Güneş bu yıldız kadronun kaledeki starıydı. 1974'de Trabzonspor birinci lige yükseldi. 1975'de Şenol Milli takım kadrosuna alındı. İlk milli maçı Almanya karşısındaydı. İstanbul'da özel maç yapılacaktı. Aralık ayıydı. Hava çok kötüydü. Alman Milli takımında başta Franz Beckenbauer olmak üzere kaleci Maier, Schwarzenbeck, Gerd Müller, Heynckes gibi Berti Vogts, Grabowski,Hölzenbein gibi oyuncular vardı. İnönü stadında zemin berbattı. Çamur yumağı gibi sahadan Almanya 5-0 galip ayrıldı. Şenol Güneş'in Milli takım serüveni pek talihli başlamamıştı. Ama iyi kaleciydi ve 31 maçta Milli takım kalesini koruyacaktı. Trabzonspor'da Türkiye liginde şampiyonluklara ulaşacak ve ''gerçekten'' tam bir devrim yapacak Türk futboluna ''Rönesans'' getirecekti.

ŞENOL GÜNEŞ, HOCALIĞA BAŞLIYOR
Şenol Güneş 1987 'de futbola veda etmişti.1988 yılında hemen Trabzonspor'un başına getirildi. 1989'da Boluspor'un başına geçti. İlk kez Trabzon dışına çıkmıştı. Üç yıl Boluspor'a çalıştı. 1992 yılında İstanbulspor ile anlaştı. Bir yıl ter döktü. Ancak Trabzonspor genç hocasının yine peşine düşmüştü. Bırakmıyorlardı. 1993'den 1997 yılına kadar yine Trabzonspor'da boy göstereceklerdi. 1996 yılı ise Şenol Güneş'in en talihsiz senesiydi. Fenerbahçe ile ligde şampiyonluk yarışı yapıyordu. Trabzon'da ligin son haftalarından birinde Trabzonspor ile Fenerbahçe karşı karşıya gelmişti. Trabzonspor öne geçtiği ve şampiyonluğa bir adım yaklaştığı maçı 2-1 kaybetmişti. Şenol Güneş tam bir “soğuk duş'' yaşamıştı. Moral olarak çökmüştü. Ama göreve bir yıl daha devam edecek ve 1998'de Antalyaspor'a geçecekti. Bir yıl sonra da Sakaryaspor ile hocalık yapacaktı.

MİLLİ TAKIMLA DÜNYA 3.LÜĞÜ
Tarihler 2000 yılını gösteriyordu. Şenol Güneş Milli Takım teknik direktörü olmuştu. 2 yıl sonra dünya kupası vardı. Şenol hoca UEFA kupasını kazanan Galatasaray'ın ''kemik'' kadrosundan Mili takım ''inşa'' etmişti. İyi sonuçlar almaya başladı. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy da Milli takımın Güney Kore ve Japonya'da başarılı olacağına inanıyordu. Bütün kulüp başkanlarını toplamıştı. Kalabalık bir grupla gidildi. Milli takım dünya kupasına Brezilya maçıyla başlamış ve dünya şampiyonu Brezilya'yı ''kök'' söktürmüştü. Ardından maçlar çok çekişmeli geçiyor ve Şenol Güneşli Milli takım adım adım zirveye yürüyordu. Yarı finale kadar yürümüşlerdi. Bir kez daha Brezilya'ya kaybettiler. Sonra üçüncülük maçında Güney Kore'yi yenerek bronz madalyayı taktılar. Şenol Güneş günün adamı olmuş ve bütün dünya onu konuşmaya başlamıştı.

BEŞİKTAŞ'LA GELEN İKİ ŞAMPİYONLUK
Şenol Güneş 2004 'de Milli takımı bıraktı ve 2005'de yine Trabzonspor'a döndü. 2007'de ise ''dünya kupasında kendisine gönül vermiş'' Güney Kore'ye gidecek ve Seul takımının başına geçecekti. Şenol Güneş iki yıl sonra Türkiye'ye gelecek ve dördüncü kez Trabzonspor'un hocası olacaktı. Tam dört yıl Trabzonspor teknik direktörü olarak ligin tozunu atacak ve 2014'de bu kez kendini Bursaspor'un başında bulacaktı. 2015 yılında Şenol Güneş'in hayatında bir dönüm noktası olacak ve Beşiktaş'ın yeni hocası olarak ortaya çıkacaktı. Beşiktaş taraftarı Şenol Güneş'i benimsemiş, Şenol Güneş de taraftarı bağrına basmıştı. Tam iki şampiyonluk almıştı. Başarılı sezonlar geçirilmiş ve Avrupa'da bile Beşiktaş "ses'' getirmişti. Milli takım ise o aralar Lucescu tarafından çalıştırılıyor ama ''sıkıntılı'' sonuçlar Türk milletinin canını sıkıyordu. Şenol Güneş sesleri ortalıkta dolaşmaya başlamış ve 2002 yılı kimsenin aklından çıkmamıştı. 2019 yılının Mart ayında Şenol Güneş Milli takımın bütün ülkenin ''isteği'' ile başına getirildi. Gelir gelmez de Milli takım maç kazanmaya başladı. Hele hele dünya şampiyonu Fransa'yı bile yerle bir etmek Şenol Güneş'i zirveye taşımıştı. Şenol Güneş hepimizin yüreğinde olan bir hoca. Bugün Milli takım 15 puanla Fransa'nın bile üstünde duruyorsa bunlar hep Şenol Güneş'in başarısı olarak aklımızda kalıyor. Yani Şenol Güneş'in ikinci dönüsü içinde ''muhteşem'' deyimini kullanmak da yanlış olmaz herhalde...

YORUM YAP