Sevginar Sali

Olduğumuz gibi güzeliz zorlamayalım!

Bundan 10 yıl önce, belki de daha bile fazla, Yunanistan'a ilk kez tatile gitmeye karar verdiğimizde eş dosttan “Aman Yunanlılar Türklere çok kötü davranıyormuş, sakın gitmeyin” tarzında ikazlarla karşılaşmıştık. Açıkçası da biraz ürkerek ilk ziyaretimizi gerçekleştirdik. Yunan topraklarına vardık ki ne görelim? İnsanların bizi bir evlerinin başköşesine oturtmadığı kaldı. Her yıl da severek gitmeye devam ettim…
Bulgaristan'da ilkokula giderken hız kazanan asimilasyon politikası uygulamalarının ( isim değişikliği, Türkçe konuşma ve Müslüman geleneklerini uygulama yasakları) okul arkadaşlarımız, ailemizin Bulgar dostları arasında yarattığı şaşkınlığı da hayal meyal anımsıyorum…
Silivri'de ‘Kavaklı' dolaylarından esen ‘şiddetli siyaset fırtınası' çarşıda tozu dumana katmışken anılarımı yazmaya ya da alev almak üzere olan devrelerimi yoluna sokmak için çocukluğuma kadar inmeye niyet etmedim meraklanmayın!
Başka bir şey geldi aklıma…
Ülkeler, Hükümetlerin yürüttüğü politikalar etkisinde düşman olur genelde halkların haberi yoktur! Yani vardır da oralı değildir büyük bir çoğunluğu…
Bizdeki son fırtına da biraz bunun gibi bir şey…
Aynı şeyi söyleyip, savunup kavga edebilir mi insanlar? Evet, birbirine kör ve sağır olmaya karar verdiyseler ne kadar kolay olabileceği ortada. Kışkırtmalar ile alev almaya müsaitlik durumunu kendine yakıştıranlar odun taşıdıkları yangını kontrol altına alabilecek seviyede tutsalar iyi olur.
Ola ki bu Kavaklı'ya yapılması gündeme gelen ve yerinin daha iyi seçilebileceği yatırım hususunda herkesin hemfikir olduğu konum değişikliğinde bir farklılaşma yaşanırsa yine kavga edecek miyiz?
Dün kafasının iyi çalıştığına (mevcut yerel iktidar yapısına pek yakın da değil : ) inandığım bir arkadaşımla konuşuyoruz; ‘AK Partili bir belediye bakanımız olsa yer değişikliğini konuşabilir miydik?' diye sordum.
- “Hayır” dedi.
‘CHP'li bir Belediye Başkanımız olsa yer değişikliğini konuşabilir miydik?'
- “Hayır” dedi.
‘Su anda konuşuyor olmamızın sebebi MHP'li Belediye Başkanı Volkan Yılmaz mı?' dedim…
- “Evet” dedi.
Valla o zaman en iyi seçimi yapmışız demek : ) Ne mutlu…

O vakit her şeyi açık ve dürüstçe konuşalım…
İçten içe Yılmaz'ın CHP'li meclis üyelerine haksızlık yaptığını düşünüyorum. İyi niyetli bir yaklaşıma sergilenebileceğinden daha az nezaketle yürüdüğünü, kızgınlığının kaynağı başkalarıyken CHP'li meclis üyelerine bunun faturasını ödettiği izlenimine kapılıyorum. Bu haksızlık bence…
Ve ‘gereğinden fazla' fedakârlık yapmak Volkan Yılmaz'ın kendi seçimiyken bunun takdir edilmesini ‘iktidarından ettiği kesimden' beklemek olacak şey değil! Yılmaz'a sanıyorum sadece onu seçenlerin alkışı yetmiyor, seçmeyenleri de kazanma hırsı oldukça fazla. Ama keşke bu kadar zorlamasa kendini de başkalarını da…
Belediye başkanlığı gömleği Volkan Yılmaz'a dar geliyor bunu görmemek için kör olmak lazım ancak Silivri'nin de böyle bir yöneticiye ihtiyacı az buz değilmiş…
Bunun için biraz sükûnet öneriyorum; birbirimizi daha iyi duymak ve anlamak adına…
Empati de katarsanız üzerine tadından yenmez.
Biz olduğumuz gibi çok güzeliz aslında, olmadığımız şekillere girmeye kalkarsak yazık olur.
MHP'li Belediye Başkanı konuşuyor “Bravo” diyen CHP'li meclis üyesi…
CHP'li meclis üyesi konuşuyor “Bravo” diye alkış tutan MHP İlçe Başkanı…
Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebildiğimiz zaman ve şartların kıymetini bilelim… Hayratça harcadığımız nezaket bile lazım…

YORUM YAP