Sevginar Sali

MHP’nin tepkisi

MHP'nin bu denli sert biçimde tepkisini hak edecek kadar İyi Parti'nin etkin bir çıkış yapmadığını düşünüyorum. Milliyetçi kanadın Başkan Yardımcısı düzeyinde Gökhan Daşgın imzasıyla bulunduğu İyi Parti göndermesi akılcı olmaktan çok duygusal… Aile içi bağları ve paylaşımları dışardan bakınca anlamak, yüzde yüz bilmek mümkün olmadığı için hak vermek de biraz güçleşiyor…
Nietzsche'nin sözünü bu durumda değerlendirme isteğine karşı koyamadım doğrusu; “Deri değiştirmeyen yılan ölür… Tıpkı düşünce değiştirmesine engel olunan kafalar gibi...”
Değişim kötü bir şey değil… Her kafası bozulan kadının saç rengi veya modelini değiştirmek için kuaföre koşması basit bir tesadüf değil... (Bu esnada verilen radikal kararların önemli bir kısmını pişmanlık izlese de…) Bende bir de evdeki eşyaların yerini değiştirme huyu var; kollarımı günlerce hissetmeme etkisinin takip edeceğini bile bile…
MHP'nin, saflarını terk edip de İyi Parti'ye gidenlere olan kızgınlığı aşikar… Sevgili Cenk Sabuncoğlu'nun kulaklarını çınlatalım; “Kızıyorsan bir şeyi yanlış yapmışsın demektir” der ve bu beni ilk etapta daha çok çıldırtsa da öfkem dindiğinde taşlar ziyadesiyle yerine oturuyor ve hak verme durumum zirve yapıyor… Gidenlere kızgınlık nöbeti söndükten sonra had bildiren sevgili MHP'li yöneticilerin de insanları neden MHP'de tutamadıklarını ufak da olsa bir aralıkta sorgulamaları gerektiğini, dost acı söyler minvalinde hatırlatmak mecburiyetindeyim… Aralığı ve manasını ne kadar geniş tutarlarsa o kadar faydalı olur; burası ayrı mesele…
Siz izin vermediğiniz sürece kimse size bir şey yapamaz!
Ve ancak sizin müsaade ettiğiniz çerçevede yapar!
Bunun dışında kendinizi haklı göstermek için başvurduğunuz tüm gerekçeler nafiledir, zaman kaybıdır, güç kaybıdır, esas soruna ve oradan çözüme ulaşmakta sizi geç bırakır…
MHP, İYİ Parti'nin yanlışlığını anlatmak için harcadığı enerjiyi kendi doğruluğunu izahat etmek için değerlendirirse daha hayırlı bir uğraşı yerine getirmiş olur.

ISTIRAAB İÇİNDEYİM : )) YAZAMIYORUM
MHP'nin İyi Parti tepkisi mühim bir konu… Daha önemli gelişmeler gündemimizde yok değil… Benim bunları yazamıyor olmam ayrıca bir garip… Kimi insanlar kavgadan beslenir, ben barıştan güç alıyorum : ) Gerilimde enerjim sıfırlanıyor, huzurda coşuyor : ) Doğrudan kişileri ve konuyu yazamasam da dolaylı anlatıma başvurabilirim. Şöyle ki; Silivri'de önemli bir kırgınlık yaratan çekişmenin taraflarında ihtiyaç duyulan sulhun sağlanması yönünde güzel adımların atıldığını en azından müjdeleyebilirim sanıyorum. Bir siyasetçiye/belediye başkanına ve işadamına yakışan olmuştur; hayrı, uğuru gelsin Silivri'ye… ‘Savaşta' herkes kaybeder… Barış kazandırır… Birlik ve beraberlikten kuvvet doğar!

MHP'nin bu denli sert biçimde tepkisini hak edecek kadar İyi Parti'nin etkin bir çıkış yapmadığını düşünüyorum. Milliyetçi kanadın Başkan Yardımcısı düzeyinde Gökhan Daşgın imzasıyla bulunduğu İyi Parti göndermesi akılcı olmaktan çok duygusal… Aile içi bağları ve paylaşımları dışardan bakınca anlamak, yüzde yüz bilmek mümkün olmadığı için hak vermek de biraz güçleşiyor…
Nietzsche'nin sözünü bu durumda değerlendirme isteğine karşı koyamadım doğrusu; “Deri değiştirmeyen yılan ölür… Tıpkı düşünce değiştirmesine engel olunan kafalar gibi...”
Değişim kötü bir şey değil… Her kafası bozulan kadının saç rengi veya modelini değiştirmek için kuaföre koşması basit bir tesadüf değil... (Bu esnada verilen radikal kararların önemli bir kısmını pişmanlık izlese de…) Bende bir de evdeki eşyaların yerini değiştirme huyu var; kollarımı günlerce hissetmeme etkisinin takip edeceğini bile bile…
MHP'nin, saflarını terk edip de İyi Parti'ye gidenlere olan kızgınlığı aşikar… Sevgili Cenk Sabuncoğlu'nun kulaklarını çınlatalım; “Kızıyorsan bir şeyi yanlış yapmışsın demektir” der ve bu beni ilk etapta daha çok çıldırtsa da öfkem dindiğinde taşlar ziyadesiyle yerine oturuyor ve hak verme durumum zirve yapıyor… Gidenlere kızgınlık nöbeti söndükten sonra had bildiren sevgili MHP'li yöneticilerin de insanları neden MHP'de tutamadıklarını ufak da olsa bir aralıkta sorgulamaları gerektiğini, dost acı söyler minvalinde hatırlatmak mecburiyetindeyim… Aralığı ve manasını ne kadar geniş tutarlarsa o kadar faydalı olur; burası ayrı mesele…
Siz izin vermediğiniz sürece kimse size bir şey yapamaz!
Ve ancak sizin müsaade ettiğiniz çerçevede yapar!
Bunun dışında kendinizi haklı göstermek için başvurduğunuz tüm gerekçeler nafiledir, zaman kaybıdır, güç kaybıdır, esas soruna ve oradan çözüme ulaşmakta sizi geç bırakır…
MHP, İYİ Parti'nin yanlışlığını anlatmak için harcadığı enerjiyi kendi doğruluğunu izahat etmek için değerlendirirse daha hayırlı bir uğraşı yerine getirmiş olur.

ISTIRAAB İÇİNDEYİM : )) YAZAMIYORUM
MHP'nin İyi Parti tepkisi mühim bir konu… Daha önemli gelişmeler gündemimizde yok değil… Benim bunları yazamıyor olmam ayrıca bir garip… Kimi insanlar kavgadan beslenir, ben barıştan güç alıyorum : ) Gerilimde enerjim sıfırlanıyor, huzurda coşuyor : ) Doğrudan kişileri ve konuyu yazamasam da dolaylı anlatıma başvurabilirim. Şöyle ki; Silivri'de önemli bir kırgınlık yaratan çekişmenin taraflarında ihtiyaç duyulan sulhun sağlanması yönünde güzel adımların atıldığını en azından müjdeleyebilirim sanıyorum. Bir siyasetçiye/belediye başkanına ve eğitimci-işadamına yakışan olmuştur; hayrı, uğuru gelsin Silivri'ye… ‘Savaşta' herkes kaybeder… Barış kazandırır… Birlik ve beraberlikten kuvvet doğar!

YORUM YAP