Engin Akın

İstanbul Denince


İstanbul denince aklıma/ Stadyum gelir/ Kanımın karıştığını duyarım ılık ılık/ Memleketimin insanlarına/ Daha fazla sokulmak isterim yanlarına/ Ben de bağırırım birlikte/ Avazım çıktığı kadar/ Göğsümü gere gere/ Ver Lefter'e yaz deftere/ İstanbul deyince aklıma/ Stadyum gelir/ Binlerce insanın aynı anda/ Aynı şeyi duymasından doğan sevincin/ Heybetini düşünürüm/ Birbirine eklenir kafamda/ Binler yüz binler milyonlar/ Sonra bir mısra havalanır ürkek/ Bir uykuyu cananla birlikte uyuyanlar...
Dizeler Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun. .. Peki Silivri deyince akla ne gelir? Stadyum yoksa Silivrispor mu gelir mi? Hadi geldi varsayalım... Yakın tarihten hangi örnek verilebilir? Hala Silivrispor’un geçmişteki başarıları ile övünmek, hala geçmişte oynayan ünlülerin döneminden örnek vermek ne acı değil mi? Silivrispor’da hangi futbolcu tarihe altın harflerle adını yazdırıyor şimdilerde? (Kaptan Özgür’ün dışında) Gelecekte kim hatırlayacak bu kardeşlerimizi? Silivrispor efsane tamam da bu bize ne kazandırıyor? Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun İstanbul denilince akla gelenler, hala gelmiyor mu aslında? İstanbul hala futbolun efendisi değil mi? İşte bu yüzden...

Silivri denince aklıma/ Küme düşen takımlar gelir/ Başı önde giden taraftarlar/ Sorunlar ile iç içe kulüpler gelir/ İsterim ki ben de yazayım başarı üzerine/ İsterim ki çomak sokalım futbolun düzenine/ Ama yazamam/ Çünkü bizim skor tabelalarımız rakiplere çalışır/ Bu yüzden azalır insan sayısı, ve her yeni doğan gerçeklere alışır...
Bu yüzden geçmişten bahsetmekten bıktık... Elde edilen başarı ve başarısızlıkları o günde bırakarak yeni başarılara imza atmanın vakti geldi de geçiyor. Bir zamanlar 8-0 yenildiğimiz İngiltere'yi şimdi yenmek için gidiyorsak, geçmiş aslında hiç önemli değil... Bunun için övünmeyi bırakıp, övüneceğimiz yeni başarıları alkışlayalım... Silivri denilince akla ne gelir? Varsaymayalım... İspatlayalım...

VAAT ETMEKLE MAL TÜKENMEZ
Günümüzde ilçemizdeki sportif olayların ve özellikle de futbolun inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini söylesem yalan söylemiş olmam. Çeşitli kurumlar, kişiler, topluluklar inişli çıkışlı bir grafiğin gerçek nedenlerini araştırıyor mu? Orası düşündürücüdür… Sebeplerini ise kimisi iş adamlarına, kimisi taraftara, kimisi yerel yöneticilere, kimisi politikacılara faturayı kesip işin içinden çıkıyor. Daha doğrusu çıktığını zannediyor. Ancak bir gerçek var, yerel yönetimleri halk seçiyor. Bu seçilmiş kişileri yönlendirmeyi beceremiyor ve bilemiyoruz. Bu nasıl olacak çok basit değil tabi ki. Biraz uzun bir yol ama ödül ceza yöntemi ile bu çözülebilir kansındayım. Hemen hemen her seçimden önce bu seçilecek adaylar bıkmadan usanmadan mahalle mahalle dolaşıp oy istediklerinde bol kepçe ümit dağıtıp giderler. Seçildikten sonra da bir daha semtine ne de lokaline asla ama asla uğramazlar. Bu ilk defa yaşanan bir olay değil ama son defa yaşanacak bir olay da değil. Ancak bu kişiler bir daha seçileceği zaman bir kişi de karşısına çıkıp “ya kardeşim verdiğin sözler nerede bu sefer sana oy yok” diyemez. Bunu diyemedikten sonra bir daha siyaset adamlarından iş beklemek hayal olur. Politikacılar özellikle etrafında yoğun bir taraftar kitlesi bulunan spor kulüplerini de seçim öncesi ziyaret ederek bol bol vaatte bulunur sonra da hiç birini yapmazlar bunun örnekleri ilçemizde çoktur. Peki, bir spor kulübünün yöneticisi de çıkıp sporu siyasete alet etmeyin dediğini duydunuz mu? Ben duymadım. Yöneticiler de bu vaatlere inanıp onun üzerine plan program hazırlarlar. Sonuç hüsran.

Artık sporun siyaseti olduğunu herkes biliyor. O zaman seçilecek olan kişilerin yönlendirmesini de kulüp yöneticileri yapacak. Seçim öncesi bir parti veya ideolojiyi desteklemeden hepsinden vaatlerini alacak ondan sonra da hesap sorup takibini yapacak. Yapmazsa eğer o zaman kulüplerce görevlendirilen kulüp başkanından hesap sorulacak… Ben Silivri ve bölgesindeki tüm spor kulüplerinin başkanlarının adlarını ezbere sayarım. İş politikacılara geldiğinde isim sayarım saymasına ama… Bu halk arasında da böyledir. Kulüp başkanları politikacılardan çok tanınır o zaman bu ayrımı iyi değerlendirmek gerekir.

Burada birkaç kulüp Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a bir karşı tutum içinde. Burada bir durup düşünmek gerekir. Özcan Işıklar buranın ilçemizin çocuğu gökten zembille inmedi ya. Çocukluğu burada geçmiş bir isimdir. Bunca sene Işıklar’ı çözemediyseniz ben ne yapayım. Kapısında kul olup para dilenmektense kulüpler olarak proje hazırlayıp karşısına çıkmak en doğrusu. Almadan vermek Allah’a mahsustur. Siz projenizi hazırlayın ve çıkın karşısına, yapmazsa eğer o zaman hesabını sorarsınız. Yoksa sabah belediyeye gidip akşama kadar beklemek zaman kaybından öteye gidemez.

YORUM YAP