Ali Gülcü

İspanyol Meyhanesi

Bir akıl tutulması, bir kafa karışıklığı, uykuyla uyanıklık arasında gerçekliğinden emin olamadığımız zamanlar, sahi yaşanıyor mu bunlar?

Bir bilim kurgu romanının sayfaları arasında kaybolduk, gerçek sanıyoruz olanı biteni?

Yahut film bu!

Sinema salonundayız az sonra ışıklar yanacak ve evimize gideceğiz.

Hararetle anlatacağız izlediklerimizi, altmış beş yaşın üzerindekiler sokağa çıkamıyordu, güya bir virüs varmış bulaşmasın diye yasaklamışlar.

Sokaklar bomboştu.

İnsanların ellerinde eldivenler, ağızlarında maskeler. Camiler dahil her yer kapalı arkadaş.

İnanmayacaksınız okullar da tatil.

Televizyonlar “evde oturun” diye tembihliyor. Senaryosunu kim yazmış, filmin yönetmeni kim hatırlamıyorum ama kesin Oscar alır.

Herkesin kendinden bir şeyler bulduğu o kadar gerçek, helal olsun!

 

İnsanların boşalttığı sokaklarda endişeden nehirler akıyor.

Korkmak da bir yere kadar!

Hem hangi birinden korkacaksın?

Daha düne kadar savaş kapıdaydı!

Kapılar açılmıştı, mülteciler Avrupa'ya geçmeye çalışıyor, bir göç dalgası daha bekleniyordu.

Ekonomik kriz vardı bir taraftan.

Şimdi virüs var.

Yarın?

Yarın ne olur sahi?

Kovalandığı sürece kaçar insanoğlu, yakalanmasın diye ciğerleri patlayana kadar koşar, kan ter içinde kalır, uçurumun kenarına geldiği zaman aşağıya bakar ve geri döner. Kaçacak yol, kaybedecek bir şey kalmamıştır çünkü.

Çaresizlik boş vermişliği getirir beraberinde.

Boş vermişlik de cesareti.

Bir bakmışsın seksenlere geri dönmüşüz İspanyol Meyhanesi tekrar dillere pelesenk olmuş.

“İspanyol Meyhanesinde öldüğümüzü kimse bilmesin…”

 

Normaldir ve bizden öncekiler de aynı şeyi söylemiş olabilir.

Yanlış yüzyıla tesadüf etmiş şansız çocuklarız belki de?

Yolun güneşli, çiçekli tarafından yürümeye çalışırken, evden kısa kollu çıkmışken üstelik.

Sürekli hazırlıksız yakalanıyoruz, onu diyorum.

Ya komşunun bahçesine kaçan topumuzu kesiyorlar.

Ya tam ders çalışacağız elektrikler kesiliyor.

Sabah erkenden uyanmışız festivale gideceğiz dolu yağıyor düşünsenize?

Tam gökkuşağının altından geçecekken kaybolmak gibi bir şey.

 

Sinarit ve mercan balığının renkleriyle, kılıç balığının gözleriyle öldüğü söylenir.

Eski bir rivayettir.

YORUM YAP