Sevginar Sali

Işıklar’ın hatası daha büyük!

Cuma günü Silivri meclisi tarihi günlerinden birini yaşadı. Yerel seçimlerde, ön seçimle belirlenen meclis üyelerinin başkan adayının listesinde yer almaları kesinleştiği andan itibaren olacaklar konusunda bulunulan öngörüler, iktidarın ikinci döneminin birinci yılına ramak kala sahnede.
Işıklar’ın önseçimle gelen kimi meclis üyelerine karşın aşamadığı gönülsüzlüğü, ikinci döneminde ilkinde bile daha kararlı ve güçlü (aslında iktidarını sorgulatmayı tetikleyen en temel etken) sürdürdüğü ‘kimseye danışmam benden daha iyi kimse bilmez Silivri’nin iyiliğini, belediyeciliğini’ yaklaşımı mucizevi şekilde demeyeceğim strateji ve beceri uzmanlığı neticesinde elinde patlamadan atlatıldı. Işıklar, siyasi gücünü ortaya koyarken kendi meclis grubunda kontrolü kaybetmiş bir başkan olarak huzurda! Siz kimi ve neyi yok sayarsanız aynı durumla karşı karşıya kalmanız kaçınılmazdır!
İbrahim Çeşmecioğlu’nun çıkışının en masum tarafı mahallesinin topraklarını korumak isteği… Çok naif bir gerekçe ama Işıklar bunu bertaraf etti üç dakika bile sürmeyen bir sunumla! Belediye arazi kazanır, satar! İşin önemli kısmı bunları nasıl yaptığıdır!
Gelelim Çeşmecioğlu’nun asıl canını sıkan şeylere;
* Bugüne kadar sunduğu hiçbir projenin Işıklar nazarında itibar görmemesi,
* Ortaköy’den Çeşmecioğlu’na danışılmadan CHP’nin yeni ilçe yönetimine alının üç isim, önerdiği bir diğer ismin alınmaması,
* Suna Göçengil’in ilçe başkanlığı (çok fazla olmasa da/önseçimle gelen, Değirmenci ekibi ‘Bize karşı önyargılı başka bir isim atansın/atanırsa da ilçe başkanımız. Ancak kongrede söyleyecek sözümüz olabilir; rezervi…)
* Grup toplantısı yapılmadan mecliste emrivaki ile bir bakıma ‘grup kararı’ baskısı veya ‘Başkan otoritesiyle’ (Nasıl olsa Selami Değirmenci ile de barış sağlandı ondan cesaret alıp muhalefet edemez bir dönem yakın ekip arkadaşları şimdinin CHP Meclis Üyeleri) geçirilmek istenen satış kararına yönelik doğan tepki ile bardağı taşıran son damla...
Çeşmecioğlu’nun niyeti iyi ve karşı çıktığı şey doğru olabilir ama tavrı bana çok itici geldi. Işıklar’a ders vermek için en az onun kadar siyasi ustalık gerekli!
Önseçimle gelen meclis üyeleri Işıklar’ın sayesinde değil de tabanın gücü kuvvetine orada bulunduklarını anlatmaya çalışıyor; ellerindeki en güçlü koz bu ve onu sonuna kadar kullanacaklar! Işıklar da tabi bunu kabul etmeme direnişinde! Doğrul, Çeşmecioğlu, Koçoğlu, Yalçınkaya ve de Figen Yıldız’ın; ne varlıklarını ne de duruşlarını kabul edecek bir hali yok. Zorlama da işlemiyor üzerinde gördük. AK Partili üç ve bir CHP’li meclis üyesi izinli sayılmasaydı mecliste karar alma yetkisini kaybetmiş bir başkan olarak önemli bir duruma imza atacaktı Işıklar. En büyük hatası da bu durumun sorumluluğunu kendisinde aramak aklının ucundan bile geçmez, yedi kat uzakta arar durur…
Arsa satış mevzumuz değil, Işıklar’ın yönetim tarzına tepki patlak verdi. Seçilmişler ile bürokratların çekişmesi, danışılmadan son dakika kararlar ile emrivakiler, Işıklar’ın ikinci dönem özgüven patlaması ve ‘tüm muhalifleri susturdum’ rahatlığının onu taşıdığı son nokta; karar alma çoğunluğunu yitirme tehlikesi…
Mümin Koçoğlu, Ünal Doğrul, Figen Yıldız, İbrahim Çeşmecioğlu ve onlardan daha farklı düşünmediğine inandığım Arzu Yalçınkaya’nın başkaldırı gerekçelerinden bir diğeri de Işıklar’ın partisinin tüm milletvekillerine eşit şekilde destek ve ilgi göstermemesini  de sayabilirsiniz.
CHP’nin grup ve örgüt toplantıları bundan sonra daha sert geçecek. Işıklar’ın hatası meclis üyelerinin disiplinsizliği ve başkaldırısından daha büyük. Sormak, danışmak, bilgi vermek ve eşit şekilde meclis üyelerine saygı göstermek zorunda. Özcan Işıklar’ın kişisel tercihler faslını geçtik, Silivri Belediye Başkanının yapmak zorunda olduklarını tartışıyoruz! Kimilerini daha çok sevebilir ancak adaletini yitirmemeli… Adaletsizliğe uğradığını düşünen insanların tepkisi bir yerden sonra dizginlenemez. Bir belediye başkanının meclis üyeleri ile kavga etme lüksü yok, hele ki aynı partidenseler. Ben bunu kabul etmiyorum! Işıklar uygun bulabilir, sonuçlarına katlanmayı göze alma cesareti sınır tanımıyor anladık! Gereksiz güç gösterileri, yersiz riskler yarar sağlamaktan çok, zarar verir!
Doğan tepkiler üzerine, komisyonun ret kararına istinaden arsa satış gündem maddesinin bekletilmesine karar verilir Başkan Bey tarafından sandım ama ateşe körükle gidip, gücünü sınama yolunu tercih etti. Yangından sağa çıktı ama bence ciddi yaralar aldı; Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. Kazanan tarafın başka bir zafer kazanamayacak kadar fazla yıprandığı imasını taşır. Bu sinir harbi, grubunun orta yerinden çatladığı izlenimini genel seçimlere 4 ay kala vermek zorunda mıydı? İnatlaştı!
Hani diyor ya Işıklar hep, "Belediyede her çalışanın hatası benim, başarısı onlara ait” diye… Meclis üyelerine de aynı gözle bakmasını öneriyorum. Meclis üyeleri kamunun olmasa da onun gözünde yanlış bir davranış içindeyseler bunun kendi yönetim hatalarından kaynaklandığını düşünerek yaptıklarına, tarafsız bir gözle bakmalı. İkinci dönem seçilmişliğinin etkisinde sınırsız güç hissiyatı, muhalefetin etkisizliğinin verdiği huzur Işıklar’ı iyi bir yöne götürmez.
Son meclis Işıklar’ın yönetim ve iktidar yolculuğunda eksik bıraktığı, yanlış yaptığı, ihmal edip, yok saydıklarıyla yüzleşmeydi… Diğer yandan siyasi cinliğine dair yeni bir efsane hanesine yazdırmış olabilir!
Rakipsizlik Belediye Başkanımıza iyi gelmedi! Biraz muhalefet toparlamasına yardımcı olabilir! Halkın ve örgütün seçtiklerine daha fazla saygı...
İyi haftalar!

YORUM YAP