Adil Sirkecioğlu

Görülen Luzum Üzerine


Salı günü okuduğunuz yazımı “Perşembe günü yazım olmayacak. Salı gününe kadar yazdıklarımı düşünerek kalın.” Şeklinde sonlandırmıştım. Zaman zaman yazmak istediğim halde yazamadığım olmuştu. Şimdi yazmayı düşünmediğim fakat yazma gereği duyduğum bir gündeyim.
Konumuz son meclis toplantısı.  Okuyacaklarınız en az yüz elli kişinin şahit olduğu bir olayı iki farklı kalemin, iki farklı şekilde okuyucularına yansıtabildiğinin en güzel örneğini teşkil edecek.
        
“Saffet Sert’le başlayan yapıcılık, Işıklar’ın kürsüdeki konuşmasıyla devam etti. Basın toplantısındaki teferruat ve hayalcilik, mecliste ayakları yere basar şekline dönüşmüştü. Abartmayan, suçlamayan bir konuşmaydı. Belki de bu nedenle CHP grubunca alkışlandı. Normal karşılandı. Bu alkışa karşılık Karakaş’ın alkışlarla kürsüye uğurlanması anormaldi. Ak Parti grubu sözcülerinin neler söyleyeceğini önceden bilmenin heyecanına mı kapıldılar, yoksa yeni ilçe başkanlarına sahip çıkmanın görüntüsü mü sergilemek istediler? Kedi-ciğer-kelepçe yüklü konuşmayı ayakta alkışlamak anormalliğin üstüne tüy dikti. Meclisteki görüşmelerde alkışın gözden geçirilmesi gerekiyor. Alkış gazı, gaz hırçınlığı beraberinde getiriyor. Olan Silivri’ye oluyor.”
Yukarıdaki satırlar 15 Nisan Perşembe günü okuduğunuz “Kedili, ciğerli, kelepçeli, alkışlı meclis” başlıklı yazımdan. Kendi kanaatimi belirten kısımlara katılan olur, katılmayan olur. Hepsi kabulüm. Fakat konuşma ve alkış sıralamasının aynen yazdığım gibi olduğuna kalıbımı basarım. Meclise katılan her vatan evladı da bunun böyle olduğunu teyit edecek, tasdikleyecektir. 
Gelelim bir başka bakış açısına;
“Silivri Belediye Meclisi, belki tarihinde ilk defa bu kadar kalabalıktı. Oturma yerlerinin tümü dolmuş. Aralara getirilmiş sandalyelerde dolmuştu.Ayakta izleyenlerin sayısı neredeyse oturanlara yakındı…
Rapor üzerine yapılan tartışmalar hafta içinde, yerel basının tamamında yer almıştı… Eleştiriler zaman, zaman sertleşse de, sözlü sataşmayı aşmadan sona erdi…
Herkes takımını alkışladı…
Alkışları ilk başlatan da, AKP’nin çiçeği burnunda yeni ilçe başkanı ve aynı zamanda Silivri Belediye Meclis Üyesi Metin Karakaş’ın taraftarlarıydı…”
Bu satırların yazarı ise Hürhaber köşe yazarı, aynı zamanda anlattığı meclisi yöneten Başkanvekili Ahmet Yücegök. Aynı gazetede yazabiliriz… Dilediğimiz gibi yorum yapabiliriz… Farklı siyasi görüşlere sahip olmamız zenginliğimizdendir. Saygı duyarım.
Tutanaklar, kayıtlar elindeyken en önemlisi yöneten konumunda olmasına rağmen alkışları ilk başlatan hususundaki saptırmasının yöneticiliğine, partisine sağlayacağı fayda veya zarar beni hiç ilgilendirmez. Güvenilirlik hususunu okuyucunun takdirine bırakıyorum.
Hürhaber’in dürüstlüğüne, imajına zarar vermeye hakkım olmadığını düşünüyorum. Başkanlarının da hakkı yok! Bu yöndeki heves ve arzuları; sınırları aşan ihtiraslar, dizginlenemeyen hırslar olarak kabul ederim. Bilmem anlatabildim mi?
Göz, kulak, vicdan kararması varsa bile kayıtlar ortada. 
Başkanlık makamına, başkanvekilliği makamına incelenmesi talebiyle… Saygılarımla.
Alkışsız kalın, kör kalmayın.
EKLEME = Metin Karakaş’ın bir yıllık değerlendirme toplantısına davet edildim, katıldım. Üst üste gelen yazılarıma rağmen davetimin iptal edilmemesine ve gösterilen olgunluğa teşekkür ediyorum.
Güzel bir toplantı olduğunu söylemeliyim. Basının önem ve değerinin anlaşılmış olması, destek istenmesi olumlu gelişme.
Karakaş’ın rahatlığına rağmen, ekibindekilerin mevcudiyetimden tedirgin olmalarının anlamı yok. Geçmiş dönemden farklı bir çizginin yakalanması gerekiyor. Benim bedduamın, sizin dualarınızdan daha hayırlı olacağının bizzat Karakaş tarafından anlatılması faydalı olur.
 

YORUM YAP