Sevginar Sali

Ben bilmem, anketler bilir : )

Vallahi de, billahi de bizim başkan çok şanslı adam. Allah’tan farkında değil de ara ara daha da zorluyor bu durumu…
Elif Bilici ile ilgili gelişmeleri düşünüyorum, hatta bir arkadaşımla değerlendiriyorken aklıma ne geldi… Bir zamanlar ablamın bir akvaryumu vardı. Komşusundan aldığı üç beş balık oldu 30-50… Minik minikler ama… Akvaryumu değiştirelim, güzelleştirelim de balıklar rahat etsin dedik. Yeni akvaryum için taşlar falan da aldık, balıkları koyduk içine,  şöyle bir uzaktan görüntüye bakalım derken resmen Niagara şelalesinin minyatürünü salonun ortasında tecrübe ettik. Balıkların bir kısmı parkenin üzerinde yine bir nebze sulu bir ortamda çırpınıyor bir bölümü daha şansız yapıştı halıya… Bir telaşla toplayıp su doldurduğumuz bir kaba alma girişimimin ilkinde balığın kuyruğu parmaklarımın arasında kaldı… (Reni geçenlerde evdeki kuşu yıkamak isterken kuyruk tüylerinin nasıl parmaklarının arasında kaldığını yazmadım; hayvansever örgütleri başına toplamamak için : )) Neyse ki kuyruk tüyleri çıkmaya başlamış.)
Başkan söylemiyor, konuşsa da gururu, pişmanlıklarından gerçekte hissettiklerinin itirafına izin vermiyor. Ama kuyruğu parmaklarımın arasında kalan o balık ile yaşadıklarımın aynısını Işıklar, Bilici olayında hissediyor kanımca; belki gerçekte olup bitenden çok uzak, kim bilir belki de birebir aynı… Encümen ile meclis ayrımını bilmezken, belki aklında hiç yokken, siyasetin s’sini tecrübe etmeden Işıklar, Bilici’yi meclis üyesi yaptı… Yetmedi başkan yardımcılığı verdi. İşlerin tadı tuzu kaçtı yol verdi, kıyamadı geri aldı, merhametinin sınırsız olduğunu ispat etmek için memuriyetle taçlandırdı.
Bir Emine Tarin’e, bir Ayhan Otlatıcı’ya bir Hasan Solak’a hadi bir de Bora Balcıoğlu’na bakın… Siyaseten başkan yardımcısı olan Bora Balcıoğlu’nun dayısının kasap dükkanında çalıştığı dönem ile şu an tutum ve davranışları arasında nasıl bir milim bile değişiklik olmaz! Ben olsam kesin değişirdim, bu çocuktaki sağlam iradeye; hayran kalmamak imkansız; bunun okulu yok/insanın içinde ne varsa dışında da o olur… Balcıoğlu’nda bu değeri gören Işıklar’ı tebrik etmek lazım belki ama hatalarının da bedelini hesabına yazarak. Bilici’nin yaptığı hataların milyonda birini Bora Balcıoğlu yapsa şimdiye kadar bin defa Işıklar’ın nazarında bitmişti. Bilici bitmedi ama… Bu da onun kişisel başarısı. Kazandığı zaman ve fırsatları değerlendirmek konusunda eksik kaldığını kabul etmek zorunda.
Ne Abdullah Yıldırım, ne de Yılmaz Kandemir ile yollarını ayırmak zorunda kaldığında Işıklar haksız değildi. Bilici konusunda da çok farklı bir algı yok kamuoyunda. Kötü değil ama zor bir yönetici Işıklar; ona ne şüphe… Bilici, Işıklar’ın sözü ile geldiği pozisyonlarda kendisiyle birlikte yürüyecek, arkasında duracak 10 kişi en azından kazanmalıydı. Bugün görevden alındığında kimsenin sesi çıkmıyorsa; sıkıntı…
***
Bir de şu anket mevzusuna gelelim… Belediye Başkanımız Avrupa yakasındaki Belediye Başkanları arasında ilk beşte, Türkiye genelinde 17.Işıklar ne zaman yerelde bir sancıya kapılsa gökten zembille imdadına bir şeyler yetişiyor. Sipariş verse bu kadar olmaz. Algı yönetimine sarmış bu ara, üzerinde durmadığı taktirde yarattığı psikolojik "Başarılıyım” baskısına bir de iki seçim zaferini ekleyin… Daha da uğraşılmaz bu adamla…
Zor bir yönetici… Zoru seviyor… Kapıyı açtırıp girmek varken, illa duvarı yıkacak… Değişiklik, ferahlık iyidir…
CHP Genel Merkezli, İl Başkanlığı eksenli yerel yönetim uygulamalarının örnek gösterilme süreci de tüm hızıyla devam ediyor. Aslında çok fazla söze de gerek yok; tıpkı maçta olduğu gibi… Ne kadar iyi oynadığınızın bunu skora yansıtmadıktan sonra ne önemi var?! AK Parti’ye sorsanız çok başarılı siyaset yapıyorlar? 2004 genel seçimleri ile 2010 genel seçimlerinde birinci olan AK Parti ve de Referandum, Cumhurbaşkanlığı, 2009, 2014 seçimlerinde birinci olan CHP… 2004’ü AK Parti’nin galibiyeti saymak koşulları düşünülünce zor ama kabul etsek bile 2’ye 4 CHP önde… CHP siyasette de yerel yönetimde de halkın takdiri ile başarısını tescillemiş durumda. Bu geçmişin tablosu… Bugünü ve yarından sonrası; geleceği var bu işin. Dün, hatta bugün başarılı olmak yetmiyor… Bunu sürdürmek, çıtayı yükseltmekle birlikte zorunlu...

YORUM YAP