Sevginar Sali

AK Parti’nin derdi ne?!


Sürekli merkezden bakıyoruz diye bir şeyleri yanlış mı görüyoruz diye kalktık gittik AK Parti’nin Değirmenköy’de seçim irtibat ofisi açılışına. Program saati geldi çattı, salonda bir avuç kadın, bir kaç meclis üyesi adayı, ilçeden gelen partili ve basın mensupları öyle kala kaldık. AK Parti’nin seçim müziğiyle ortalık inliyor. Zaman geçtikte, "Ben de başkan adayı olsam bu kadar insan için gelmem” diye düşünerek, assolist kaprisliğine kapılıp, Sert’in programı iptal edeceği fikri geçti aklımdan. Çat pat birkaç kişi daha geldi. Bunların arasında Ahmet Yağcıoğlu, Yalçın Yönet, Harun Tüfekçi, Necati Gidici’nin olması dikkat çekiciydi… Osman Topaç ve Yusuf Köroğlu’nun, Değirmenköylü partililerin evsahipliği sıcak ama hepsi bu kadar! Değirmenköy halkından var yok, taş çatlasın 40 kişi. Onların yarısı da kenardan izliyor, açılış topluluğuna katılmıyor; "Ne yapıyorsunuz bakalım, sizden değiliz” mesajı veriyor…
Uzun zamandır AK Parti Belediye Başkan Adayını da görmemiştim. Aday olduktan sonra hepi topu 3-5 defa gördüm her halde. Aday olarak Silivri’ye gelen güleç yüzlü adamı öyle böyle değil bir ayda mahvetmişiz. Silivri mi, teşkilat mı bu hususta daha çok pay sahibi bilemiyorum.
En büyük umutsuzluğu da AK Parti adına nerede yaşadım söyleyeyim; Galatasaray-Beşiktaş maçı sebebiyle mahallede bulunan İrfanın Yeri lokantasında AK Parti’nin açılış programından on kat daha büyük bir kalabalığın olması. Seçim arifesinde bunu nasıl açıklarsınız!?
AK Parti meclis üyeleri adaylarına toz kondurmuyor ama umutsuzluk iyiden iyiye onları da ele geçirmiş. Çırpınıyorlar ama sanki ellerinden bir şey gelmiyor gibi çaresizler. Listeye giremeyenler fazla üzülmesin artık, girenlerin göz altı morlukları herşeyi anlatıyor!
AK Partililerin bölgemizde AK Parti’yi adıyla anmaktansa yolsuzluk ithamlarından kaçınmak için, hükümet ve İBB destekli hizmet/yatırım yönlendirmesi "yeterince inandırıcı olamayız” endişesinin bariz kanıtı gibi sırıtıyor. Onlar yolsuzluk iddialarını yalanlamak ve açıklamak yerine etrafından dolaşmayı tercih ediyor ama bu samimiyetten uzak, doğal olarak seçmenle inandırıcılık bağını zedeliyor.
AK Parti de Silivri’de muhalefetten iktidara geçmek durumunda olduğunun farkında olarak gündem belirleyici çalışmalar yapması gerektiğini idrak etmeli bir an önce. Son 20 güne yönelik yoğunlaştırılmış seçim çalışmasının neticeyi belirlemedeki etkisi tartışılır. AK Parti’de gidişat üzerinde tesir edecek bir iki gelişme daha var gündemde: Metin Karakaş, dün akşam itibariyle köylerde toplantılar düzenlemeye başladı. Köylerde AK Parti’ye oy isteyecek. Ama asıl merak edilen neden aday gösterilmediği sorusu olacaktır her gittiği yerde… Çalışmak zorunda hissediyor kendisini muhtemelen! Ya da böyle hissetmesi için çok fazla baskı var üzerinde. Yoksa içinden gelerek yaptığı bir şey olmadığını tahmin etmek hiç de zor değil. Ya kaybedilen seçimin sorumlusu tutulmak istemiyor ya da AK Parti kendisine bir teselli ikramiyesi belirledi.
Ve Meral Küçükler, Tahir Sert’in yeni seçim asistanı olarak resmen göreve başladı… 2000’li yıllardan itibaren Selami Değirmenci’nin siyaset davasında en yakınında yer alan isim. Etkisinin iyi veya kötü yönü tartışılır kişiye göre ama olduğunu inkar eden kimse yoktur. Ve aylardır Silivri siyasi kulislerinde dolaşan "Selami Değirmenci aday olamazsa Tahir Sert AK Parti’nin adayı olursa onu destekleyecek” söylentisine destek olarak algılanacak somut bir gelişme.
AK Parti’nin ilçe başkanını bile tanımayan insanları seçim ekibine almaktansa Silivri siyaseti ve daha pek çok şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen, hırsla takip eden Meral Küçükler tercih edilir. Ama koşullar çok karışık! Küçükler, zorlukları sever yeni ekip arkadaşları da bu duyguya en acilinden alışsa iyi eder.
Hiç ayrılmamıştı gerçi ama hoş geldin Meral Küçükler…
AK Parti’nin hızlanması veya seçim çalışmasını iyileşmesi gibi bir derdim yok, eğri oturup doğru konuşalım. Ama CHP’nin işini bu kadar kolaylaştırıp, seçim süresini heyecan verici bir yarıştan çıkartıp sıkıcı bir konuma soktukları için AK Parti’nin yaptıklarını gözden geçirmesini canı gönülden diliyorum. Hayır, Özcan Işıklar’ın %48 ile kazandığı egoya bakıyorum, maazallah %60-70’le gelir; tarihçi, başkan derken gazeteci olması an meselesi, kaçacak yer aramamız gerekecek : ))) Derdim Silivri değil yani, kendimi düşünüyorum : ))
Haftanın ilk gününden fazla kasmayalım! Her şey gönlünüzce olsun… Yaşam koçum; "Her şey olması gerektiği gibi. Evrene müdahale etme…” diyor. Konu üzerinde azimle çalışıyorum, Allah sonumu hayır etsin!!! Sizin de aklınızda olsun : ))

YORUM YAP