Adil Sirkecioğlu

12 Haziranda Ne Olur?

Şükürler olsun ki, çok partili hayatın çocukları olarak sayısız seçim yaşadık, gördük. Arada bir müdahaleler, darbeler olup sekteye uğratmış bulunsa da sandığı çok geciktirme gücünü bulamadılar. 12 Haziran seçimleri de yapılıp, demokrasi tarihindeki yerini alacak. Her seçimin gergin geçeceğinden bahsedilir. Bilakis seçimler; gerginlik isteyenlerin, sürekli gerginlik sevdalılarının olağanüstü çabalarına rağmen, milletçe nefes aldığımız dönemlerdir. Gerginliğe bağışıklık kazanmış bir neslin torunlarına, seçim gerginliği vız gelir, tırıs gider.
Plakadan aşağı düşüp, şafak saymaya başladığımız önümüzdeki seçimler için her türlü yorum, tahmin, anket sonuçlarını görecek, dinleyecek, işinize gelenleri aktaracaksınız. Beğenmediklerinize kızacak, burun kıvıracak, görmezden geleceksiniz. Bu duygu ve düşüncelere sahip olmanıza, benim de bunları bilmeme rağmen herkeslerden önce ilk tahmini ben yapmak istiyorum. Genelde ve yerelde sonuçlar nasıl olur? Buyurun bakalım…
Gücünün zirvesindeki Ak Parti; komşularla sıfır sorun, ekonomik krizin teğet geçmesi, hilal ve haçlı cenahlarındaki popülerlik avantajlarıyla seçime hazırlanıyor. Aday müracaatlarının bolluğu, kavun seçer gibi koklama imkânı sağlıyor. Sekiz yıllık tek başına iktidar olmanın yıpratılmışlığı, adı güzel davanın sürüncemede kalmasının dayanılmaz ağırlığı, sosyal yardım kuyruklarının azalması gerekirken beklenenden daha fazla artması başlıca sıkıntılar.
“Nato’nun ne işi var?” deyip de, on beş gün sonra Nato’ya devredilen Libya harekâtının en geniş katılımcısı olmak başarı gibi gözükse de; Kaddafi karşısında atılacak her geri adım, Ak Parti oylarını bombalamış olacak. CHP ikinci adamı Gürsel Tekin’in çarşaf, başörtüsü, türban konusundaki yenilenmiş tavrına tavır koymamak, daha önemlisi başı kapalı aday gösterme cesaretinden yoksun kalmak oyların mum gibi erimesine yol açar. Tüm bunlar ve eklenebilecek diğer gelişmeler neticesinde Ak Parti’yi tarihi bir hezimet bekliyor. 12 Haziran’da alınabilecek oyu %36 olarak tahmin ediyorum.
Ak Parti ve CHP’deki çelişkiler, zikzaklar, tutarsızlıklar MHP’ye yarayacak. Bahçeli’nin matematiksel hesaplarını alt üst eden seçim sonuçları, şaşkınlıktan “genel başkanlığı bırakıyorum” açıklamasına vesile olacak. Herkese kucak açtık, bekliyoruz yaklaşımı olağanüstü ilgi görecek. Kenarda köşede, Ak Parti’de olan eski ülkücüler “görev zamanı” deyip, Başbuğ ocağına koşacaklar. Bağımsız aday olabilmek için taş atanların, oturanların, yatanların yurt sathına yaymaya çalıştıkları gerginlik; bağımsız adaylık garantilendikten sonra da devam ettirilince ocaklara oy taşınacak.
Adı güzel davada avukat ve savcı olmadan sürdürülen ketum tutum takdir toplayacak. Haberal’ın CHP vekillik teklifini kibarca reddetmesi, oğul Haberal’ın elini güçlendirecek. CHP-MHP fark etmez düşüncesinin pirim yapması, milliyetçi oylara ulusalcıları da ekleyecek. Bu sayede MHP’nin inanılmaz başarısının oranı %38 olacak.
Baykal’dan sonra çıkışa geçen CHP, bedelli askerlik rüzgârıyla girdiği seçim yarışında sürprizlerle karşılaşması normal görülmeli. Baykal kaseti tazeleneceği gibi, varan 2 ile başlayan sekizleri, dokuzları bulan elektronik oyunlar mide bulandıracak. CHP’nin güneydoğu raporu ve açılımı Kürt oylarında bağımsızlara darbe vuracak ölçüde artsa da, bağımlı bağımsızların eylem, söz ve davranışlarına, bedelli antipatisi de eklendiğinde gidenler gelenleri aratacak. En önemlisi başta Kılıçdaroğlu olmak üzere dedim, demedim, vazgeçtim, bizde her kafadan bir ses çıkar şeklindeki siyaset ve yönetim anlayışı hayal kırıklığına yol açacak. Babanın, damadın, emanetçinin destekleri yeterli olmayacak. Eski ve ileri gelen CHP’liler için %18 lik sonuç normal kabul edilirken, Kılıçdaroğlu liderliğinin sonu olacak.
13 Haziran’a beklemedikleri sonlarla gözlerini açanlar, açıklamalarla soğutma çabasına girişecekler. Matematiksel durum tek başına iktidar çıkarmadığı için Bahçeli; “Ortaklık tekliflerine açığız.” diyecek. Kılıçdaroğlu balıklama atlayacak ama Rahşan Hanım “içime sindiremiyorum” diyecek. Neler olabileceğini benden daha iyi tahmin edebileceğinize güveniyor, kesiyorum.
Genelle her zaman tersi sonuçlar veren Silivri, bu alışkanlığından vazgeçmeyecek. Anlaşılmaz, açıklanmaz nedenlerle Ak Parti %56, MHP %19, CHP %17 oy alacak. Genelin verdiği coşkuyla Silivri sokaklarında, arabalarda mehter marşları çalınıp, kahramanlık türküleri söylenecek. MHP İlçe Kongresi bir anda ilgi odağı olacak. İlçe Başkanı olmak, belediye başkanlığına sıçrayabilmek için birçok aday ortaya çıkacak. “Kucak açtık sözü kandırmacaydı, sizi gidi hainler sizi” sözleri daha anlamlı olacak.
CHP genelin ve yerelin şokunu atlatmakta çok zorlanacak. Herkes birbirini suçlayacak, istifaya davet edecek. Meclis gurubundaki seçim nedeniyle halı atlına gizlenen tüm kırgınlık ve kızgınlıklar ortaya dökülecek. İstifalar nedeniyle azınlığa düşülecek, Işıklar’ın başkanlığı zora girecek. Ak Parti grubuyla anlaşılıp düşürülmesi denenecek. Başkan olarak kalabilse de, kalan dönem burnundan gelecek. Tüm olumsuzluklara karşın CHP İlçe Teşkilatı taraflarca ele geçirilmesi gerekli kale hüviyetini devam ettirecek.
Listeye hiçbir yerel isim sokulmamış olmasına ve tüm olumsuzluklara karşı Ak Parti yerel oyu baş döndürecek. Geneldeki sonunca üzüntü zor engellenecek. Davul çalınmasa da, verilen yemeklerde başarı ve başarının mimarı bolca alkışlatılacak. Karakaş “Haber salın Sirkecioğlu’na gözüme gözükmesin” buyuracak. Basın ve taban zoruyla oluşturulan protokole gerek kalmayacak. Belki de protokol de olmayacak. Belediye başkan adaylığı açıklamasının ötesine geçilecek. Müstakbel belediye başkanı gibi davranılacak, istenecek. Süre dolmadan olmanın yolları aranacak…

Bugünkü yazımı baştan sona tebessümle okuduğunuza eminim. Gülümseme yüzünüzden eksik olmasın. Mart sonunda üstüm açık kaldığını umarım düşünmemişsinizdir. Erken yayınlanan 1 Nisan yazısı olarak kabul edin lütfen. 1 Nisan gününüz kutlu olsun.
Tebessümsüz, latifesiz, seçimsiz kalmayın.

YORUM YAP